Baskın ORAN
Türkiye’nin en önemli seçimlerinden biri (31 Mart) yaklaştıkça, çok ilginç şeyler oluyor. Kimileri bazı tarihî şahsiyetleri hain ilan ediyor, kimileri de tepki olarak yüceltiyor.
Önce, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e (CHP) soruşturma açıldı. Çünkü kentin 100. Yıl kurtuluş kutlamalarında Nutuk’tan alarak kullandığı sözler Sultan Vahdettin’e hakaret sayılmıştı
Ardından, Şeyh Said meselesi başladı. Çok ilginçtir, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımının (evet, kayyımının!) yeni bir bulvara Şeyh Said Bulvarı adını verdiği öğrenildi. Oysa Şeyh Said’in idam edildiği Dağkapı’ya 18.12.2014’te Şeyh Said Meydanı adını veren belediye eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ve meclis üyeleri hâlâ yargılanmakta idi
Gazeteci Fatih Altaylı’nın kendi Youtube programında “… bu ülkeyi yıkmaya, bölmeye çalışmış bir haysiyetsiz, bir şerefsizin adını bir rezilin adını siz bir bulvara veriyorsunuz…” biçimindeki çıkışına Diyarbakır Barosu “ölünün hatırasına hakaret”ten suç duyurusunda bulundu
Altaylı aynı programda sunucunun, Ümit Özdağ’ın “Bir vatan haininin adı 12 km’lik bulvara veriliyor. Almanya’da bir ara sokağa A. Hitler adı verilse…” dediğini hatırlatması üzerine, Hitler için şöyle diyor: “Berbat devlet adamı, faşist bir diktatör falan filan ama hain değil. Almanya’ya bile isteye isyan etmemiş. Almanya’yı parçalamaya, bir toprak koparmaya çalışmamış. Alman devleti tarafından yargılanıp, Alman mahkemeleri tarafından yargılanıp, hain olarak ilan edilmiş birisi değil
İlk tepkiyi verenler, Şeyh Said’in torunları oldu. AKP’li Erzurum Milletvekili Abdurrahim Fırat: “Şeyh Said onurumuzdur. Bazı terbiyesiz ve ahlaksız zevatların Şeyh Said Efendi için sarf ettiği beyanlar hakkında TCK hükümlerine göre suç duyurusunda bulunacağımızı ve Şeyh Said Efendi’nin sahipsiz olmadığını beyan ederim” dedi
Faysal Fırat şöyle konuştu: “Bu sistem Şeyh Sait kıyamıyla barışmadığı sürece Kürt halkıyla demokratik koşulların iyileştirilmesinde hiçbir ilerleme sağlanamayacaktır” . İYİP İstanbul milletvekili M. S. Ensarioğlu da “Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum" deyip de disipline verilince, istifa etti
Aralık 2012’de kurulan Hüda-Par programı zaten net idi: “Başta Şeyh Sait olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir”
Bu arada, burası Türkiye, bunların yaşandığı günlerde Diyarbakır’ın Bismil ilçesi kayyımı, kentin girişindeki Kürtçe tabelayı kaldırıp Türkçesini dikiyordu ve İstinaf da Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezar yerinin açıklanması talebini kesin olarak reddediyordu
Fazla uzattım. Benim buradaki amacım, bu gelişmeleri kısa geçip çok başka ve çok daha önemli bir noktaya gelerek “hainlik” kavramı üzerine düşünmek idi. Artık ona girişelim.
***
Bizler tarih araştırması yaparken tabii ki bugünün bilgisi ve bilinciyle yaparız. Fakat önemli olan, o günün koşullarını göz önüne alarak bakmaktır. Yoksa, hiçbir şey anlaşılmaz. Daha beteri, yanlış anlaşılır.
Sultan Vahdettin meselesiyle başlayalım. Koşullar şöyle:
Lozan’a bir de İstanbul gelmesin diye Saltanat TBMM tarafından 1 Kasım 1922’de kaldırılmış. Artık çökmüş imparatorluğun kopuk başı Vahdettin İngiliz işgalinde tutsak ve işgal bitince en iyi olasılıkla II. Abdülhamid gibi bir konakta ölene kadar hapsedilecek. Ölüm tehditleri geliyor. 17 Kasım’da İstanbul’u terk ederek Malta'ya gidiyor.
Kendisine “hain” denmesi şu açıdan “normal” ki, her radikal yeni rejim beyaz bir sayfa açmak, tabula rasa yapmak zorundadır. Bunun için de eski Sultan’ın Malaya adlı bir İngiliz zırhlısıyla gitmesi kullanılıyor; eğer özel bir gemi kiralayıp gitseydi farklı bir anı bırakabilirdi.
Öte yandan, İmparatorluğu dünya savaşına sokmuş olan Enver, Talat ve Cemal paşalar dahil toplam dokuz İttihatçı önde geleni, Galata Köprüsü'ndeki sokak fener direklerine asılacakları söylentisi yayılınca, 30.10.1918 Mondros’un ardından bir Alman subayının organizasyonuyla bir Alman denizaltı torpidosuna binerek Sivastopol’e gidiyorlar Ama onlara bugün “hain” demiyoruz çünkü Ankara’da kurulan yeni devlet de İttihatçı temeline dayanıyordu.
Bir de söylemek lazım, şu anda Türkiye’de kimler yabancı bankalara neler yatırmışlardır bilinmez ama, sultanın şahsî mülkü sayılan imparatorluktan ayrılırken, tarihçi Murat Bardakçı’nın deyişiyle Vahdettin hiçbir şey alıp götürmüyor veya götüremiyor . Dört yıl sonra 1926’da San Remo’da darlık içinde ölene kadar kimi şahsî mücevherleri teker teker elden çıkartarak yaşadığı yazılır. Şam’a defnedilmiştir.
***
Şeyh Said meselesine gelelim. Koşullar şöyle:
M. Kemal Paşa Anadolu’ya geçtiği andan itibaren sürekli olarak iki tema kullanıyor:
1) Türkler ile Kürtler arasındaki ortak bağ olan İslam; 2) Bu iki unsurun “birbirlerine karşı ırksal, bölgesel, ahlaki bütün haklarına saygılı öz kardeş” oldukları. Ekim 2019 Erzurum ve Sivas kongrelerinde, Ekim 1919 Amasya Mülakatında, Ocak 1920 Misak-ı Milli Md. 1’de, 1920-22 arasında TBMM’nin açık ve gizli oturumlarında, her yerde, her zaman.
1921 Anayasası Md. 11 ilâ 14’te vilayetlerin özerkliği kabul edilmiş. M. Kemal Paşa bu hususu 16-17 Ocak 1923 İzmit Basın Toplantısında “hangi vilayette çoğunlukta iseler” Kürtlerin orada kendilerini özerk olarak yöneteceklerini bir soru üzerine (yazılmamak kaydıyla) söylüyor
***
Fakat savaş sonunda Ankara’da artık bir ulus-devlet kurulmaktadır ve laiklik ilkesini temel direk yapan bu modern devlet türü (Gayrimüslimleri etno-dinsel temizliğe uğratmanın yanı sıra) Kürtleri ve diğer Türk-olmayan Müslümanları da Türklüğe asimile etmeye girişecektir.
Nitekim, savaş içinde mümkün olduğu kadar “Türk” terimi telaffuz edilmediği halde, 20 Nisan 1924 Anayasası örneğin seçme ve seçilme hakkını “Her erkek Türk”e veriyor. Zaten 3 Mart 1924’te Hilafet kaldırılmış ve Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla medreseler kapatılmıştır (ki doğuda Kürtçe tedrisat yapmaktaydılar). Yani o “tek bağ” kopmuştur.
Şeyh Said bir din adamı ve Kürt. Milliyetçi Kürt örgütü Azadi’nin (kuruluşu muhtemelen 1921) lideri Miralay (albay) Cibranlı Halit Bey de çok yakın akrabası (kayınbiraderi ve kuzeni). İsyan çıkmaması zor.
Çıkıyor ve başarısız olunca 24 Eylül 1925’te “çok gizli” kaydıyla kabul edilen Şark Islahat Planı, Türkçe dışındaki dillerin yasaklanması başta olmak üzere dört dörtlük bir asimilasyon başlatıyor
Şeyh Said isyanının niteliği, Prof. Mete Tunçay’ın tabiriyle “dinî kisve altında bir Kürt milliyetçilik hareketi” (Türkiye’de Sol Akımlar 1908-1925, s. 367). Fakat isyana atfedilen “İngiliz etkisi” diye bişey kesinlikle yok. Çünkü İngilizler Türkiye Kürtleriyle artık katiyen ilgilenmiyorlar; M. Kemal Paşa o işi halledecek iki tedbiri çoktan almış:
1) 17 Şubat-4 Mart 1923 İzmir İktisat Kongresi “Bolşevik olmayacağız!” mesajını vermiş (ki bu Sevr’de Sovyetlere tampon olarak düşünülen Büyük Ermenistan’ı da engelliyor); 2) Lozan’da Musul İngiltere’ye “fiilen” terk edilmiş: İkili müzakerelere ve Milletler Cemiyeti (yani, İngiltere) kararına bırakılmış. Üstelik, İngilizlerin Irak’ta kendini “Kürdistan Kralı” ilan eden Şeyh Mahmud Berzenci’yle başı yeterince dertte; buna bir de Türkiye’deki Kürtleri mi eklesin?
***
Son bir hususla bitirelim. Yukarıda sözlerini aktardığım F. Altaylı “Ya yarın Öcalan Bulvarı adı verilmek istenirse” diyor.
1940 ve 50’lerde ülkeye nasıl korkunç bir tehdit sayılan ve öldürülmemek için Sovyetler’e kaçma “hainliği”ni yapan Nazım Hikmet’i hatırlayalım. Bugün bazı üniversiteler dahil her yerde Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi var ve dolup taşıyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024