Baskın ORAN
D. Bahçeli’nin “tokalaşma” olayıyla başlattığı çok acayip süreç devam ediyor. Hatta, son birkaç günde acayip biçimler almaya başladığı için sizlerle paylaşmak istiyorum:
Haberlere göre, PYD/YPG’nin K. Suriye’de “5 yıl içinde” kuracağı düşünülen “devlet” ile Barzani’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Türkiye’ye bir federasyon biçiminde bağlanacakları söyleniyor.
İYİP eğilimli Yeniçağ gazetesinin 11 Kasım’da harita da vererek duyurduğuna göre 10 Kasım tarihinde X’te iki mesaj yayınlanıyor. İkisi de büyük devletlerin Halep, Musul ve Kerkük’ü içine alacak biçimde Türkiye’yi güneye doğru genişleten bir federasyon kurmak ve sonra da parçalamak planlarıyla ilgili.
***
Mesajların biri, batı Yunan adaları ve Kıbrıs adası hariç Girit’in doğusuna ve Kıbrıs’ın güneyine kadar tüm Ege’yi Türkiye’nin deniz yetki alanı (karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge) ilan eden Mavi Vatan teorisinin babası E. Tümamiral Cihat Yaycı’dan:
"Muhtemel Plan şu: Suriye’nin kuzeyindeki YPGİSTAN ve Irak’ın kuzeyindeki BARZANİSTAN (ve Türk şehirleri Kerkük ve Musul da Barzanistan’a katılmış olarak) sözde federasyon şeklinde himayemize girecek. Genişliyoruz diyerek Türk halkına zehir tatlı tatlı verilecek. Sonra bizim de Doğu ve Güneydoğumuzla birleşip bağımsızlık ilan edecekler. SAKIN UYUMA TÜRKİYEM!”
Tıklayıp görmenizi tavsiye ederim, altında da "Yıllar önce Rus karikatürist bu planı ne güzel de anlatmış" denilerek verilen, birisi Türkiye’yi güneye doğru çekiştirip sündürmek isterken D. Anadolu’nun kaybedildiğini çizen bir karikatür var.
***
İkinci X mesajı eski içişleri bakanlarından Sadettin Tantan’dan ve biraz daha farklı tonda:
"Türkiye’nin yaşam sahalarını federatif bir yapı ile Türkiye’ye katma vaadi Türkiye’nin üniter yapısını bozmayı hedefleyen, tehlikeli bir oyunun parçasıdır (…) Atatürk’ün ortaya koyduğu stratejik akıldan uzaklaşarak ne dünyayı ne de Ortadoğu’yu bilerek tamamen hamaset üzerine kurulu bir siyasi anlayışla ülkemizin geleceği ipotek altına alınmaya çalışılmaktadır (…) ehlileştirilmiş aktörler [bunu] icra edebilecek kapasiteden yoksundur. Türkiye’nin erken seçimle işbaşına gelecek yeni, milli kimlikli bir siyasi anlayışa her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.”
***
İçeride yeni yapılacak bir anayasayla daha da otoriter bir Tek Adam Rejimi kurmak için dile getirilen “Parçalanıyoruz!” paranoyasının durup durup ısıtılmasına alıştık da, şu anda bu biçimde yeniden fışkırma sebeplerini düşünüyorum:
Sürekli olarak Hamas’ın hamisi olduğunu ilan eden CB Erdoğan’ın, Tataristan dönüşü verdiği demeçte “himaye” ve “hami” kavramlarını kullandığında telaffuz ettiği “onların” ibaresinin, Gazze ve Lübnan’ı değil de K. Irak ve K. Suriye Kürtlerini kastettiği biçimde yorumlanmasından mı acaba:
“Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD/YPG özellikle terk edilmeye, yalnız bırakılmaya mahkûmdur (…) Suriye'deki istikrarsızlıktan faydalanan terör örgütünün, bazı Batılı ülkelerin himayelerine girmek için gösterdikleri gayret boşunadır (…) Bizim gözümüz de kulağımız da topraklarımızın yanı başında yaşanan bütün gelişmelere açıktır ve bunlardan da taviz veremeyiz. Biz kendi topraklarımızın korumacısı, onların hamisi olacağız (…).
Yine, yeni başkan Trump’ın “Savaşları sona erdireceğim” demecini duyan Erdoğan’ın, ‘aman işimi bi an önce bitireyim’ diye düşünerek 10 Kasım mesajında “Önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız” demiş olmasından mı?
Yine Yeniçağ’dan Arslan Bulut’un bahsettiği gibi, ABD’nin “Büyük Orta Doğu Projesi”nden (BOP) ve hatta 1996’da Talabani’nin, “En büyük hayalim, İstanbul’un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri” demiş olmasından mı? D. Bahçeli’nin Osmanlı sınırlarını ihyadan bahsediyor olmasından mı?
***
Güzel de, belki anlayan vardır, benim anlamadığım çok şey var. Kürtlerin seçtiği belediye başkanlarını KHK’yle atıp yerlerine 2016’tan bu yana 160 tane kayyım atanmasının ortalığı kaynattığı, yeni kayyımların da yolda olduğunun iktidarın en muteber gazetecisi tarafından ilan edildiği bir ortamda:
Serbest bırakılmamaları AİHM tarafından “hak ihlali” olarak görülen ve mahkeme masrafları dışında 5.500'er Euro manevi tazminata hak kazandıkları ilan edilen Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibiler içeride tutulurken, AKPM Türkiye Raportörü de Öcalan’ın tam tecridini “işkence ile aynı seviyede” bulurken Kürtlerle kucaklaşma nasıl olacak?
DEM’in 2015’ten beri saldırıya uğramadık binası, tutuklanmadık yerel yöneticisi pek az kalmışken?
Belki de hepsinden önemlisi, OHAL ilan etmeye bile gerek bırakmayacak olan; bırakın Kürt yasal haklarını korumayı, muhalefet etmeyi bile casusluk sayacak bir Etki Ajanlığı “Noterlik Kanunu”na gizlenerek gümbür gümbür gelirken?
Dış dünya açısından düşünürsek, Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı gün kendisine “Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" diye mektup yollayan Trump’ı ve Orta Doğu’da Esad’ın Suriyesi sayesinde ahkam kesebilen Putin’i dikkate almadan?
Atatürk’ün ölüm yıldönümünde CB Erdoğan’ın ettiği “Gazi'nin ömrü en azından bir on yıl daha ülkeyi yönetmeye el verseydi ikinci cihan harbi sonrası bambaşka Türkiye görecektik" lafının ne anlama geldiği AKP+MHP seçmenleri tarafından bile gerektiği gibi anlaşılmışken?
***
Her şeyi bırakın, acaba kendi Kürtlerimiz ne diyor diye merak ediyor muyuz?
Siz de sorabilirsiniz, ben kendi kendime soruyorum:
Tutun ki böyle parçalama planları var, bundan kurtulmanın yolu nedir? Kürtleri kayyım benzeri uygulamalarla ülkeden soğutmaya devam mı, yoksa yerel yönetimleri güçlendirmek, insan hakları ve demokrasi yoluyla onların zorunlu yerine gönüllü yurttaş olmalarını sağlamak mı.
Not: 13 Kasım 14.30 - Yazıyı yolladıktan sonra, iktidarın Etki Ajanlığı tasarısını “an itibariyle geri çektiği” açıklandı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024