Baskın ORAN
Eskiler, sağlam koku aldıkları zaman derlerdi: “Emareler belirdi”. O noktadayız.
Bizzat en yakın çevre başladı itiraza ve dahi isyana. Çünkü her şey o kadar hızlı yozlaşıyor ki bu insanlar endişede. Şu an büyü bozulmuş vaziyette. Ve büyü bozulunca büyücü panikleyip dizginleri elden kaçırmaya başladı.
***
Abdullah Gül iki seçimi karşılaştırıp, “Görüntümüz bozuldu” yorumunu yapıyor. Ardından, suç işleyen sivillere muafiyet getiren KHK için konuşuyor: “Hukuk devleti açısından kaygı vericidir”.
Buna AKP Gn. Bşk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tepki: “Hayırdır? Bu bozgunculuk merakı nedir? Yazıklar olsun!”
Furkan adlı İslamcı vakfın başkanı Alparslan Kuytul dayanamıyor: “Artık AKP’nin adını değiştirmek lazım. ZKP. Zulümle Kalkınma Partisi”. Ve derhal operasyon. Vakıf kapatılıyor, Kuytul tutuklanıyor.
Bi zamanlar baş üstünde tutulan, ama insan haklarına “fazla” önem verince yönetimi AKP tarafından ele geçirilip birçok şubesi kapatılan koyu dindar MazlumDer nihayet patlıyor: “Darbelerden çektiğimiz kadar OHAL’den çektik!”.
Akit’ten Ali Akben yazıyor: “AKP kan kaybediyor. Birçok kişi artık belediye seçimlerinde partiye rey vermeyeceklerini söylüyor”.
Ünlülerden Şamil Tayyar, “Gaziantep’teki FETÖ borsasında milyon dolarlar dönüyor” diyor. Yine ünlülerden Mehmet Metiner daha kapsamlı konuşuyor: “Güç ve para insanı zehirler. İktidar hepimizi değiştirdi”.
Ve AKP derhal karar alıyor: “Bunlar sanki parti içinde kriz ve çatlak olduğu imajı yaratmaktadır, milletvekilleriyle sürekli toplantı yapılacaktır”. Türkçe tercümesi: Omerta. Sicilya’nın Susma Yasası.
***
Ama asıl olay, partili iktisat kurmaylarının huzursuzluğu. Zaten, ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacandünyada faizler yükselirken Erdoğan’dan gelen indirme baskılarına direndiği ve özerk üst kurullara dokundurtmadığı için 2015’te tasfiye edilmişti. Şimdi de Başbakan Yd. Mehmet Şimşek “Dünya borç batağında, faizler yükseliyor, aman borç almayın, ortak alın. Tedbir getirmek zorundayız” deyince bizzat Erdoğan’dan azarı yiyor: “Bazı arkadaşlar ekonomik durumumuzun sıkıntılı olduğunu söyleyecek kadar yanlış içine düşüyorlar. Bir insan kendi ayağına kurşun sıkabilir mi? Felaket tellalları yetmiyor mu?”
Tabii bu arada, yasal hükümler neyse onu uygulamak isteyen bürokratlar da tehdit altında. "İmza atmaktan çekinen”lerin derhal istifasını istiyor Reis. Onların yerine gül bahçesi atayacak: Özel maaşlı 500 üst düzey bürokrat. Bugünkü adıyla CEO, Osmanlı’daki adıyla kapıkulu…
***
Oysa, gidiş hakikaten kötü. Bütçeyi altüst eden bütün desteklere rağmen son 4 yılda iflas eden esnaf sayısı 430.275. İş insanları ağlaşıyor: “Donumuza kadar ipotekliyiz”. Yılsonu enflasyon hedefinin yarısı daha ilk çeyrekte aşıldı. Döviz ve cari açık durdurulamıyor. Üstelik, sanki şaka: Uluslararası kredi değerlendirme kuruluşları olumsuz rapor vermeye başlayınca “Yerli-Milli kuruluş kuracağız” gibi inanılmaz bir “çare” bulunuyor. Türkçe tercümesi: Kendin Çal, Kendin Oyna.
Aslında, iktidar nereye gidildiğinin farkında ki, toparlanmayı deniyor. Yandaş holdinglere ihsan edilen “davetli ihale”ler ve daha sürüyle sebepten bütçe çöktüğü için, mesela KDV iade tasarısını TBMM’den çekiyor. Mesela, vatandaşlık vermek için 1.000.000 dolarlık konut alma şartını 300.000 dolara indiriyor ki “sürümden” kazansın.Devlet kuruluşlarını ve topraklarını satıyor…
Ama gel gör ki aşağısı sakal yukarısı bıyık, çünkü ekonomi tam anlamıyla çökmeden erken seçime gitmek lazım. Demek ki para saçacaksın. Mesela hemen ilan: Emekliler, maaşlarının 3 katı kadar avans ve 10 katı kadar da faizsiz kredi çekebilecek.
Bu sırada, Suriye fütuhatındaki partnerimiz ÖSO savaşçıları gazilik ve şehitlik unvanı talep ediyorlar. Tabii ki unvan falan değil, parrraaa yani maaş istiyor bu ganimetçi ayaktakımı. Hadi bakalım, bedava peynir sadece fare kapanında olurmuş, bu yağmacıları kullandık, vereceğiz haklarını inşallah, para bol nasıl olsa.
***
Olağanüstü dopinglere rağmen ekonomi düzelmeyince; yasaklara, göz korkutmalara ve nihayet saldırgan üsluba müracaat kaçınılmaz.
Devletin kayyımı, Türkiye’nin tek Kürtçe günlük gazetesini ve matbaasını kapatıyor. Özel teşebbüs hemen kafiye tutturuyor: Bir inşaat şirketi işçilere “Türkçeden başka dil konuşma yasağı” getiriyor. Tepki yükselince, “Ayy, yaniii, biz Suriyelileri kastetmiştik” diyor, fakat şirkette Suriyeli işçi olmadığı öğreniliyor. Bu arada, mesela, popüler dizilerinden Çukur’daki bir şarkıda Hayyam’ın “şarap” kelimesi sansürleniyor.
AYM, Yargıtay ve bilumum yargı organlarının internet erişim yasakları ve gazetecilere yaptıkları ayyuka çıktığı için onlara değinmiyorum. Son olarak, Almanya’ya yerleşmiş Hayko Bağdat’a, içinde hakaretin zerresi olmayan (bakın okuyun) yazısı için yakalama kararı çıkarılıyor. Tamamen nafile olduğu biline biline Almanya’daki Can Dündar’a (ve ne hikmetse Brüksel için) “gıyabında tutuklama ve kırmızı bülten” çıkarılıyor.
Bütün bunların tek bir amacı var: Göz korkutmak. Tek bir de neticesi: Türkiye önce İnterpol, sonra da dünya kamuoyu ve hükümetleri nezdinde “keyfekeder” kategorisine demirbaş kaydediliyor…
***
İş geliyor, şovlara dayanıyor. Dikkat ederseniz, MİT’in Kosova’dan Türkiye’ye Fetöcü kaçırma ve sonuçta Kosova içişleri bakanının görevden alınmasına sebep olma olayı apayrı bir yazıyı hak ettiği için dış politikadan hiç bahsetmedim. Ama hiç olmazsa şunu not edelim ki asimile Kürt İbrahim Tatlıses komutasındaki “sanatçı”lar derlenip Suriye sınırı Hatay’a gidiliyor. Askerî vesayeti bitiren Erdoğan üniforma giymiş, selfiler çekiliyor.
Hatay’da Tatlıses, soluna cumhurbaşkanını sağına da genelkurmay başkanını almış, “Baktın Afrin Hoş Değil, Münbic’i Dolaş da Gel” diye değiştirdiği “Yaylalar”ı çığırıyor. Oysa, kadınları aşağılıyor diye bu türkü 2012’de Genelkurmay tarafından yasaklanmış.
Tabii, merak konusu: Niye Hatay’a gidiliyor da, mesela İçişleri Bakanı S. Soylu’nun kaymakam, emniyet müdürü ve jandarma komutanı atadığı Azez’e, Cerablus’a, Marel’e değil? Veya Erdoğan’ın vali atadığı K. Suriye’ye değil? Bi ihtimal, ekipteki Ajda Pekkan daha fazla panik atak yaşamasın diye.
***
Nihayet, şovlara ilaveten; mutlaka “Eyy!”lerle başlayan, sonları da “be!”lerle biten “cumhurbaşkansal” bir üslup da kaçınılmaz oluyor. Seçin alın: “Çatlayın patlayın AKM’yi yıktık” var. “Beyoğlu’ndaki marjinaller rahat durmazlarsa kulaklarından tutar fırlatırız” var. Pankart açınca Reis’in hedef göstermesi üzerine tutuklanan Boğaziçi öğrencilerine hitap var: “Vatan hainleri! Teröristler! Okuma hakkı vermeyeceğiz!”
Bi de, “Ülkemizi yaşanmaz bulan nankörlere bilet paralarını verip göndermeli” var. MHP patentli Türkçe tercümesi: Ya Sev, Ya Terk Et. Yalnız, bilet için Allah bin bereket de, önce, gasp ettiğiniz pasaportlarını iade etseniz?
***
Bu yaşıma geldim, iyi öğrendiğim bikaç şey arasında şu öne çıkmakta:
Bir baba çocuğuna ihtarla laf dinletir, ihtarla dinletemiyorsa bağırır, bağırarak dinletemiyorsa döver.
Burada ne baba var ne çocuk, ama vaziyet benzerdir: Aynı sırayla dizginler elden kaçmıştır…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024