Baskın ORAN
Muhatabım, Tek Adam Rejimi ve ayrıca 15 Temmuz’dan beri onunla bitişik yürüyen Yargı’dır.
Netleştireyim: Türkiye’yi iyi yönetmelisiniz demiyorum çünkü işler buraya gelip dayandıktan sonra artık zor. Artık hukuku çiğnemeyi bırakın yeter, diyorum. Madde madde yazacağım.
Gerekçem: Bırakınız uluslararası hukuk kurallarını, bizzat çıkardığınız T.C. yasalarını açıkça çiğniyorsunuz ve Emniyet de Türkiye Devleti’yle alay ediyor.
***
Yaptığınız en son hukuksuzluktan başlayalım. AİHM, Demirtaş’ın iki yıldır içeride tutulmasında ihlal buldu ve tahliye verdi.
Adalet bakanının, “Kararı bir görelim. Bu konuda yargılamayı yapan yargı mercii karar verecektir" demesinin hemen ardından, şahsı için AİHM’ye 3 kere başvurmuş olan CB Erdoğan kesip attı: "AİHM kararları bizi bağlamaz (…). Karşı hamlemizi yaparız. İşi bitiririz."
Böylece hem devletin 1954 tarihli uluslararası taahhüdü çiğnendi, hem de T.C. yasaları.
1954 tarihli uluslararası taahhüt derken: “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler” (AİHS Md. 46).
T.C. yasaları derken, en başta Anayasa Md. 90/5: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”
Ardından, TCK Md. 277/1: “Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada (…) yargı görevi yapanı (…) etkilemeye teşebbüs eden kişi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
***
Bir önceki ihlalinizle devam edelim. İlan etmiştiniz: “Yurt dışındaki akademisyenler. Memleketinize dönün. Size 26.250 TL aylık maaş vereceğiz!”
Sadece 2 (iki) gün sonra, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı başta olmak üzere çoğu tanınmış akademisyen olan 13 kişi sabahın 6’sında evleri basılarak götürüldü. Bu nasıl tutarlılık?
Yetmedi. Bana “alçak” ve “uşak” demesi bir ay önce Yargı tarafından beraat ettirilen, K. Kılıçdaroğlu’na “şerefsiz, alçak, çirkef, düzenbaz, edepsiz, sahtekar” kelimeleri de dün (21 Kasım) Ankara Başsavcılığı tarafından “ifade özgürlüğü” sayılarak takipsizlik alan İçişleri Bakanı S. Soylu yönetimindeki Emniyet açıklama yaptı:
“(…) Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran adam, piyano çalan adam, kırmızılı kadın vs...) tespit edilmiştir.”
Ben hiç devletle böyle alay edildiğini duymadım bugüne kadar. Bir devlet organı nasıl olur da "Yurt dışındanduran adam, piyano çalan adam, kırmızılı kadın ithal ettiler" deyip devletini bu vaziyetlere düşürür? Bu, meşhur TCK 301 değil de nedir? Yani: "Türk Milletini, T.C. Devletini (…) alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.”
***
Sonra da bu insanların tümünü mecburen birer birer serbest bırakıyorsunuz, ama fazla tanınmamış 1 tanesini seçip “Gezi protestoları bittikten sonra çeşitli toplantılarda moderatörlük yapmıştır” diye tutukluyorsunuz ki, ‘Bak, boşuna almadık sabahın köründe, içlerinde suçlu da varmış’ diyebilesiniz.
Bu nasıl hukuk anlayışıdır? Ortada suçüstü yok, ağır cezalık durum yok, kaçma ihtimali yok, sabıka yok; tümü makbul meslek sahibi bu insanlar sabahın köründe yataklarında uyumakta.
Gezi olayı 5,5 yıl önce olmuş ve sürüyle beraat almışken, iflasa giden tüccar misali eski alacak defterlerini mi karıştırıyorsunuz ekonomi battıkça ve parti içinden şikayetler arttıkça?
Bu akademisyenler olayında en azından Ceza Muhakemesi Kanunu Md. 145/1’i ihlal ettiniz: “İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.”
Buna, şu TCK hükümlerini de ilave ediniz: Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (Md. 109/1); Konut Dokunulmazlığının İhlali (Md. 116/1); Haksız Arama (Md. 120/1); Görevi Kötüye Kullanma (Md. 257/1).
***
Devletin yaptığı antlaşma, sözleşme, anayasa ve yasa hükümlerini ihlal ediyorsunuz. Çoluk çocuğunun önünde insanları sabahın köründe yataklarından alıp götürmek sizin için bu kadar mı önemli hale geldi? Bir yıldır iddianamesiz yatırdığınız Osman Kavala’yı böyle yöntemlerle mi içeride tutmayı bekliyorsunuz?
“İMF’ye borcumuzu bitirdik, hatta bizden 5 milyar dolar borç istediler” demiş olmak yüzünden İMF’ye başvuramadığı (yani, Türkçesi, konkordato ilan edemediği) için direkt iflasa yürüyen AKP iktidarı, acaba milletin gözünü korkutarak biraz daha kalabilir miyim diye mi çabalıyor? Yandaşları yanında tutma yöntemi ülkeyi böyle sürekli germekten mi ibaret? Hangi otokratik yönetim bu yöntemle ne kadar iktidar sürdürebildi ki?
“Bir hatayı büyütmenin en kestirme yolu o hatayı müdafaa etmektir” sözünü de mi duymadınız?
***
Bunları okuyunca sakın ‘Bize kim ne yapabilirmiş!’ demeyin. Çünkü düne kadar Fethullahçılar da öyle diyorlardı.
Ama şundan emin olun:
Yarın bütün bu hukuksuzluklar size de yapılırsa, sizi de kamuoyu ve mahkemeler önünde savunacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024