Baskın ORAN
Rejim, kendi ayağına ateş etme anlamında 2 şeyi aynı anda yaşıyor ve yaşatıyor:
1) Ben bu satırları yazarken 22 gündür maske dağıtmayı dahi başaramamışken, (ABD’ye yarım milyon cerrahi maske ve iki ton malzeme “yardımı” yaptığını ilan ederek “Eminönü’nde dilenip Yeni Cami’de sadaka vermek” tabirini hatırlatan bir plansızlık ve tutarsızlık sergilemek;
2) Bu sergilemeyi örtmek için de, büyük şovlara başvurmak. Üstelik, büyük baskılar eşliğinde.
***
Tek Adam Rejimi’nin hayatta en korktuğu şey, büyükşehir belediyelerinin Corona mücadelesinde başarılı olması. Özellikle de İstanbul (İBB) ve Ankara’da (ABB).
Öyle bir panik ki, dünün belediye başkanı televizyonlara çıkıyor, dükkanını kapatan veya ücretsiz izne çıkarılan insanlardan para istiyor. Diğer yandan, bağış toplayan bugünün belediye başkanlarının (İBB ve ABB) açtığı banka hesaplarını bloke ettiriyor. Aşevlerinin hesaplarını da. Bedava ekmek dağıtmalarını yasaklıyor. Adana’da belediyenin kurduğu sahra hastanesini mühürletiyor. Bu belediyelerin kamu bankalarına olan borçları ertelenmiyor. Dahası, İBB ve ABB başkanlarına birer de soruşturma açılıyor…
Çünkü Rejim’e göre bunlar “Devlet İçinde Devlet.”
Corona belası ortamında bunlar en sıkı yandaşlara bile inanılmaz geliyor.
***
İnanılmaz gelince, yerli ve milli şovlar başlıyor. İsveç’te yaşayan bir kişinin kızları, babalarının Corona’ya yakalandığını ama İsveç devletinin kendisini tedavi etmediğini yayıyor. AKP Gn. Bşk. ve Cumhurbaşkanı Erdoğan derhal bir ambülans uçak yollatıp aldırıyor.
Hani, tedavi etmeyen ABD olsa anlamak kolay. Ama İsveç? Kendi vatandaşlarından çok göçmenlere sosyal, ekonomik, eğitsel destek sağlayan İsveç?
Nitekim uçak indikten sonra ilginç haberler de inmeye başlıyor. Tele1 İsveç muhabiri Seda Şanlıer ana haber bülteninde anlatıyor:
Covid-19 mücadelesinde eğer bir hasta nefes darlığı yaşamıyorsa, İsveç’teki protokol, doktor muayenesinden sonra ilaçlarının verilmesi ve evinde karantinaya alınması şeklinde. Doktor evine gelip muayene ettikten sonra, Emrullah Gülüşken adlı bu kişiye sağlık ekipleri aynı protokolü uyguluyor.
Gelmeye devam eden haberler, Gülüşken’in orada yaşayan ve tatillere Türkiye’ye gelen AKP’li bir zengin olduğunu bildiriyor. Erdoğan’ı hararetle desteklediğine ilişkin Facebook mesajlarının ekran görüntüleri var. Fotokopi gibi aynen alıyorum:
“böyle bir adama düşman kesilenin ya aklından yada kanından şüphe ederim”
“Avrupanın göbeğinde yüzbinleri toplayıp Kuran okutan başka bir lider varsa getirn ona Reis diyelim!”
Şov, AKP Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun attığı bir, daha doğrusu iki tivitle taçlanıyor. Gündoğdu, Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözlerini paylaşıyor ve daha sonra kendi paylaşımına yanıt vererek, “Çok doğru başkanım” diyor. Fakat bu ikinciyi AkTrol hesabından yazacakken, yanlışlıkla kendi hesabından yazıyor…
***
Bu şovların en ipliği pazara çıkanı, meşhur 100 ton Mersin limonu fiyaskosu. Zaten onun hemen ertesi günü yani 24 Nisan’da Ramazan başlıyor. Diyanet Başkanı Ali Erbaş ilk temsilî Cuma namazında ‘’Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi’’ başlıklı hutbeyi Ankara Hacıbayram’da okuyor.
Hutbede Corona belasından bahsetmesi kaçınılmaz, nitekim bir virüsten bahsediyor. Çok ilginç bir biçimde, halkımızın daima çok ilgisini çekmiş iki temayı (“Boyundan yukarı” deyince İslam ve “belden aşağı” deyince de eşcinsellik) birleştirerek bahsediyor. Şöyle:
“İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesi. Yılda yüz binlerce insan HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte hareket edelim.”
Corona varken HİV virüsüne nasıl geliyor ilginç bişey, ama Diyanet başkanının Ensar Vakfı evlerinde kalan küçük öğrencilere dört yıl boyunca (2012-2015) tecavüz edilmesi gibi olaylar ortaya döküldüğünde kınamayı düşünmemiş olması daha da ilginç.
(İzninizle, iki şıklı bir parantez: 1) Hurileri biliyoruz. Peki, A. Nesin’in sure ve ayet numarası vererek yazdığı gibi, Gılmanlar yani cennette hizmet edecek “bıyığı yeni terlemiş, hiç yaşlanmayan gençler” meselesini nereye koyacağız? Diyanet başkanı bu konuda ne der? 2) Diyanet başkanı eşcinsellere karşı nefret söylemi kullanmasa iyi eder. Çünkü “büyük lokma ye büyük söz söyleme” demişler. Torunları var mı bilmiyorum ama bu konuda kendisini uyarmak istiyorum çünkü eşcinsel olunmuyor, eşcinsel doğuluyor. Yani Allah böyle yaratıyor.)
***
Diyanet başkanının bu sözleri çok tipik bir nefret söylemi. 26 Nisan’da Ankara Barosu, “sesi çağlar ötesinden gelen” ve “büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip” olmak nedeniyle kendisini kınayan bir tivit atıyor. Diyarbakır Barosu da Diyanet’i “ayrımcı ve nefret söylemi içeren ifadelerinden dolayı” kınıyor. İHD Ankara Şubesi ise nefret söyleminden suç duyurusunda bulunuyor.
İki gün sonra da, Ali Erbaş’ın hazırladığı “Ramazan Günlükleri” isimli kitapta yine “belden aşağı” temanın dile getirildiği, “Ancak yatak odalarında rastlanacak bazı hareketler sokaklarda, üniversite kampüslerinde, hatta liselerin çevrelerinde bile yapılıyor” dendiği ortaya çıkacak.
Bundan sonrası tufan. AkTroller, aynı imla hatasını (“yalnız” yerine “yanlız”) taşıyan binlerce tivitle devreye giriyor. Ardından da, Anayasa’ya göre laik Türkiye’de AKP+MHP Rejimi zincirleme desteğe başlıyor. İ. Kalın, Ömer Çelik, D. Bahçeli diye yürüyen bu zincirin son baklasını, AKP Gn. Bşk. ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyanet/İslam ile Devlet’i özdeş kılan şu sözlerle oluşturuyor:
“Ankara Barosu'nun açıklaması başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanı'mıza karşı kullanılan üslup İslam'a karşı kasıtlı bir saldırı halini almıştır. Saldırı, devletimize yapılan bir saldırıdır."
Oysa aynı (aynı?) Erdoğan, 2002’de konuk olduğu bir TV programda “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart” demişti; videosu var.
İcazeti böylece alan Diyanet, Ankara Barosu yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve bittabi, Savcılık Ankara ve Diyarbakır barolarına soruşturma başlatıyor. TCK Md. 216/3’ten: "Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Olayın Türkçe tercümesi: Diyanet başkanı eşcinsellere nefret söylemi kullanıyor, Baro bunu kınıyor, kınadığı için Savcılık soruşturma açıyor, muhtemelen dava da açacak.
Ha, az daha unutuyordum, zamanında Erdoğan’dan herkesin içinde fena zılgıt yemiş Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. M. Feyzioğlu da Ankara Barosunu kınamakta!
***
Şovlar böyle sürüp gidiyor, baskılarla el ele gitmeye de devam edeceğe benziyor.
Ben şovlara razıyım, yeter ki Suriye’ye yine bulaşıp hem Mehmetçiğe hem de T.C.’nin kalan saygınlığına yine şahadet şerbeti içirmeyelim.
Çünkü klasiktir, içeride böyle fiyaskoları telafi için yine dışarı sarkarız diye ürküyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024