Bayram ZİLAN

Meğer İhsanoğlu Kağıttan Adaymış
26.06.2014
1854

 Bahçeli, Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu isminin açıklanmasından tam 41 gün önce iki üçgen çizmiş, bu üçgenlerden birinin altına %64, diğerine %36 yazmış, sonra iki üçgenin üst ortasına bir yuvarlak çizip o yuvarlaktan iki üçgenin geniş bölümlerini içine alan iki yeni çizgi çekmişti. “Çare bu üçüncü, büyük üçgen” deyip formülünü: “Şimdi biz, bu iki üçgenden daha büyük bir üçgen ortaya çıkarmalıyız. Bu iki üçgenin içindeki vatandaşın kabulünü görecek bir ismi aday gösterirsek, %64 ve %36’dan büyük bir bölümü buraya kayar” diye tanımlamıştı.

Bahçeli, bu anlatımdan sonra Migros’un 3M’sinden esinlenerek alt alta 3M çizmiş, “adayımız Milliyetçi, Muhafazakâr, Maneviyatçı, Cumhuriyet değerlerine bağlı, laik ve demokrat olacak” demişti ve “adayımızsürpriz biri olacak ve çıkardığımızda herkes, ‘Bunu nereden bulmuşlar’ diyecek” diye not düşmüştü.

Bu tarif aslında Bahçeli’nin Ekmeleddin İhsanoğlu kararını(?) aylar önce verdiğini gösteriyor.

CHP cephesinde de benzer bir tablo var. Tarihi biraz geriye saralım:

Kılıçdaroğlu, 7 Nisan 2014: (Ekmeleddin İhsanoğlu isminin açıklanmasından 75 gün önce) Siyasi kimliği, bir partiye aidiyeti olmaması gerekir. Sivil biri de olmalı. Dünya dengelerini iyi okuyan, iyi eğitim almış birisini isteriz. Her yurttaşın kabul edeceği biri olmalı. Adı ittifak veya başka bir şey olabilir, karşıtlığım yok. Her partinin Türkiye'yi temsil edebilecek, güven veren bir insanın o koltukta olmasını isteyeceğine inanıyorum. Ortak bir payda olursa, o payda üzerinde de adaylar üzerinde de düşünülür.”

Kılıçdaroğlu’nun bu tarifi de direk Ekmeleddin İhsanoğlu’nu işaret ediyor.

Peki hem Devlet Bahçeli’yi hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nu rakip parti olan Ak Parti’nin henüz adayının kim olacağına dair her hangi bir işaretin olmadığı bir zamanda, aylar öncesinden aday profillerini açıklamalarına iten sebep neydi?

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye aylar önce “adayınız Ekmeleddin İhsanoğlu. Şimdiden kamuoyunu ve tabanınızı, kendinizin aday olmayacağı yönünde ikna edin, İhsanoğlu’nun ismini vermeden onun özelliklerini anlatın, İhsanoğlu profini kamuoyuna işleyin, açıklamalar yapın” diyen kim?

Bu soruya doğru bir cevap vermek için 2011’de Cidde’deki Aydın Doğan-Ekmeleddin İhsanoğlu görüşmesine gitmek, o tarihten itibaren İhsanoğlu’nun Batı’nın yanında durduğu pozisyonu, Arap Baharı ve Mısır darbesindeki tutumu, 2011’den sonra yaptığı açıklamaları bir kütüphaneci titizliği ile incelemek gerekiyor.

Sonuç gerçekten şaşırtıcı.

İhsanoğlu, sanki 2011’den bu yana, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi için Türkiye muhalefetinin adayı olacakmış gibi çalışmış. Yakın dönem zaman tüneline girdiğinizde bu gerçeği yalın bir biçimde görebiliyorsunuz.

Tabi, laboratuarda aday üretim süreci kamuoyundan gizlenerek yapıldı. Öyle ki Kılıçdaroğlu, bu arka planı gizlemek ve sanki hiç böyle bir anlaşma yokmuş gibi göstermek için bir ara Cumhurbaşkanı adayını sosyologlara soracağını bile söyledi.

Nitekim sordu da. “Türkiye’nin en büyük Plaza Sosyologu”na: “kimin adayımız olmasını emredersiniz” diye sordu ve “Ekmeleddin İhsanoğlu” cevabını aldı.

Ne var ki, laboratuarda üretilmiş yapay bir adayı, tercihini doğal olandan yapan bir millete kabul ettirmek neredeyse imkânsız.

Öte yandan İhsanoğlu’nun PR çalışmalarında kullanılan dil ve uygulanan metod, içi boş bir ürünü satmak için janjanlı ambalajlar kullanan kapitalistlerin başvurduğu sahte çabayı andırıyor.

Bunun yanı sıra, sırf Erdoğan köşke çıkmasın diye birbirine kenetlenen Hasımlar İttifakı, İhsanoğlu’nu bir bukalemun gibi şekilden şekle sokarak Muhafazakâr ve Laik mahallelerde gezdirip duruyor.

Onu, laik mahallesine götürüp: “hiç namaz kılmaz, Cumhuriyetçidir, makarna yemez, operaya gider, Atatürk’ü sever, eşi açıktır, darbeleri destelemişliği, Sisi’nin yanında durmuşluğu vardır” diye pazarlıyorlar.

Aynı İhsanoğlu’nu, Muhafazakâr mahallesine götürüp: “İslamcıdır, 5 vakit namaz kılar, EL-Ezher çıkışlıdır, babası “hoca”dır, içinizden birisidir, Yozgatlıdır, mutemadiyen göbeğini kaşır, makarnayla beslenir” diye satıyorlar.

Türkiye siyasi tarihi, böylesine pespaye, böylesine kof bir yöntemle daha önce hiç karşılaşmamıştır.

Mizah dergilerine kapak olacak bir kampanya döneminin henüz başındayız.

Muhafazakâr mahallesi, İhsanoğlu’nun seçim kampanyasını Hacı Bayram-ı Veli Cami’sinde başlatmasına, Laik mahallesi de, Anıtkabir’de başlatmasına hazır olmalı.

Muhafazakarlar, kafasında fesli bir İhsanoğlu’nu, Laikler de kafasında fötlü bir İhsanoğlu’nu görürse şaşırmasın.

Karşımızda bir paratoner gibi bütün iyi özellikleri üzerine çekmiş, her telden çalabilen, ne olduğu belli olmayan ama aynı zamanda her şey olan, doğan görünümlü şahin bir aday var:

Kâğıttan aday Ekmeleddin İhsanoğlu

@bayramzilan

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • karia

    karia

    29.11.2012 20:03

    çok merak ediyorum diyelimki türk devleti dediki tamam ben tüm mevcudiyetimle buralardan çekiliyorum zaten türk olan vatandaşta bunu istiyor.alın toprakları batıdaki türklüğü sidirememiş kürdistan kurulsun diyenleride gönderiyorum buraları pkk ya teslim ediyorum dese ne halt edecekler var mı bir planları.yoksa biz istediğimiz gibi kendimizi yönetelim ama parayı siz vereceksiniz mi diyecekler eğer öyle düşünüyorlarsa kii öyle düşünüyorlar adama ne deriz senin anan güzel mi koçum deriz.

Yazarlar