Bayram ZİLAN
Corona virüsünü laboratuvarda üreten Çin mi?
25.02.2020
1761
2019-nCoV virüsünün ilk olarak Vuhan'daki Huanan Balık Pazarında ortaya çıkmış olabileceği üzerinde durulduğu herkesin malumu. Koronavirüs, 2019-nCoV isimli bir pozitif polariteli tek zincirli RNA virüsü olarak tanımlanıyor. Daha önce Çin’de bulaştığı hastaların yüzde 10’unun ölümüne neden olan SARS ile büyük oranda benzerlik taşıyan bu virüs, SARS virüsünün akrabası olarak tanımlanıyor. Temelde “Korona Virüsü” olarak tanımlanan virüsler hayvanlarla ilişkili olmakla birlikte, türler arası geçiş özelliği de gösterebiliyorlar. Hayvan türleri arasında ve haliyle hayvandan insana, insandan insana geçişi mümkün.
Belirtileri ise hastaların neredeyse tamamında ateş, kuru öksürlük ve bitkinlik olarak gösteriliyor. Şöyle belirtilerine bakıldığında yılın her döneminde yaşanan soğuk algınlıklarına benziyor. Ancak virüs, bir noktada şiddetini artırıyor.
Koronavirüs tehlikesinin ne boyutta ve nasıl bir anda tüm ülkeyi etkileyebileceğini Kore'de yaşayan Muhammed Ali Hamit (@malihamit) adlı bir twitter kullanıcısı çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor:
“Kore, virüs olayları Çin'de patlak verdikten sonra ateş ölçerle Çin'den yolcu kabul etti.
Daha sonra bir kişi bu testi Geçtikten 20 gün sonra hastaneye giderek tedavi altına alındı ve kendisinde Corona teşhis edildi. Bu ve kuluçka döneminde Çin’i ziyaret edip gelenlerin çoğunda kuluçka dönemi olduğu anlaşılınca Çin’e uçuşlar durduruldu ve sıkı bir takip başladı. Bu kişilere ulaşılarak tek tek test edildi ve bu kişilerin iletişime geçtiği bütün kişiler, taksiciler ya da bir otelde asansörde karşılaştıkları herhangi bir kişi dahil kontroller yapıldı. İlk 20 gün sadece 30 kişide virüs görüldü, çünkü gerçek anlamda tedbir almıştı hükümet. Ancak hava alanından henüz kimin neden olduğu bilinmemekle beraber ateş ölçer testinden geçen bir kişi ülkenin güneyinde bir kadına virüs bulaştırmış. Bu kadın yaklaşık bir ay hristiyan bir tarikatın kilise ayinleride katıldı. Aradan 20 gün geçtikten sonra 31. hasta olarak bu kadına teşhis koyuldu ve ismine "süper yayıcı" denilmeye başlandı. Bu kadının tarikat üyeleri kontrol edilmeye başlandı. 2 gün içinde 560 kişi daha virüs nedeniyle tedaviye alındı. Şu an her gün 200 yeni virüs vakası bildirmeye başladı hükümet. Asıl sorun şimdi şudur: süper yayıcı kadın yurt dışında bulunmadı. Kısa zaman önce yurt dışına gidip gelen bir kişiyle de temas etmemiş.
Bu durumda kadına yolda veya alışveriş yaptığı bir mağazada bulaşmış ve bu kadın bunu bilmediği için tarikatının ayinlerine katılmaya devam etti. Şuan sadece bir kişi yaklaşık 2 bin kişiye virüs bulaştırmış gibi görünüyor. Bir de bu 2 bin kişinin bulaştırdıklarını aramaya başladılar. Durumun nasıl kontrolden çıkmaya başladığını anlamışsınızdır.”
Gerçekten dehşet verici.
Bir insan, taşıdığı virüsü binlerce insana kısa sürede bulaştırabiliyor çünkü bu virüsün en büyük handikapı 15-28 gün arasında değişen kuluçka süresi. Kuluçkada olan virüs taşıyıcısı, yüksek ateş ya da diğer belirtileri hemen göstermediğinden tespit edilemiyor ve bu nedenle yayılma gerçekleşiyor.
Şu anda tedavilerde temel prensipler uygulanıyor. Hastanın bağışıklık sistemi virüsle mücadelesini yenene kadar vücut fonksiyonlarının işler halde tutulması ve nefes desteği sağlanıyor. Bilim insanları virüse karşı aşı geliştirme çalışmalarına da devam ediyor. Ancak ilk aşının insanlar üzerinde denenmesi için bile en az 9-10 aya ihtiyaç var.
Hastaneler de virüs önleyici bir takım ilaçları henüz test ediyor.
Sonuçta şu an tüm dünyada büyük bir korku ve panik var. Her geçen gün binlerce yeni vakalar bildiriliyor. Uzmanlar, asıl rakamların bildirilenden 10 kat fazla olabileceği uyarısını yapıyor.
Buraya kadar olan kısım virüsle ilgili detaylı teknik bilgilerden ibaret.
Ancak bu virüsün siyasi ve ticari tarafları da var.
Her şeyden önce bu virüsün Pasifik ile Atlantik arasındaki ticaret savaşında yeni fırsatlar ve tehditler ortaya çıkardığını ve dengeleri asya aleyhine sarstığı aşikar.
Akla gelen ilk soru ise bu virüs eğer biyolojik bir silah olarak kullanıyorsa kimin tarafından üretildiği ve dolaşıma sokulduğudur.
Burada herkesin aklına gelen ilk cevap ABD’nin Çin’le olan ticari rekabette Çin’in zayıflaması adına geliştirdiği bir biyolojik silah olabileceği ihtimalidir.
Ne var ki bu sorunun yanıtı bizi bambaşka bir yere götürebilir.
“Wuhan Virüs Araştırmaları Enstitüsü ”
Çin Bilimler Akademisi bünyesinde hizmet veren Wuhan Virüs Araştırma Enstitüsü, Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın çeşitli fonlarla büyük destek sağladığı “Yarasa Virüsler ve Bağışıklık Sistemleri Projesi”ni uzun bir süredir yürütüyor. Projenin başında yarasa virüsleri ve bağışıklık sistemleri alanında yaptığı çalışmalarla dünyaca tanınmış, Çin haricinde Avustralya ve Singapur’da da araştırmalar yapmış Çinli Dr Peng Zhou var.
Yarasalar çok tehlikeli virüsleri bünyelerinde taşırlar ve bu virüsü başka canlılara bulaştırırlar. Ancak yarasalar çok güçlü bağışıklık sistemleri nedeniyle bu virüsten etkilenmezler.
İşte Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın çok büyük önem atfettiği bu projeyi yürüten Dr Zhou, ekibine adam katmak için 18 Kasım 2019’da çok ilginç bir ilan veriyor.
İlan tam olarak şöyle:
– Canlı bilimi veya biyomedikal alanlarda doktora seviyesine sahip olmak.
– İşinde güvenilir ve titiz olmanın yanı sıra hem bağımsız bilimsel araştırma yapabilme yeteneği hem de takım çalışmasına yatkınlık.
– İngilizce iletişim ve yazma becerisi. Uluslararası akademik yayınlarda makale yayınlayabilir seviyede olmak.
– Hücre biyolojisi, bağışıklık bilimi, genom ve diğer ilgili alanlarda tecrübeli olmak ise tercih sebebi.
Dr. Zhou, verdiği ilanda adaylara ana çalışma konusu hakkında şöyle bilgi veriyor:
“Yarasaları araştırma objesi olarak ele almak suretiyle aynı zamanda hem Ebola, hem SARS, hem de Korona virüsünü hiçbir zarar görmeksizin bünyesinde barındıran moleküler mekanizmayı ve bu mekanizmanın uçuş yeteneğiyle birlikte uzun ömürlü oluşuna cevaplar sunacağım. İnsan ile diğer memeliler arasındaki farkları mukayeseli bir şekilde ortaya koyabilmek için virüs bilimi, bağışıklık bilimi, hücre biyolojisi ve çeşitli analiz yöntemleri kullanılacak.”
Şimdi sıkı durun...
Dr Zhou’nun ekip arkadaşları Bilim Dergisi Nature için bir makale kaleme alıyor.
Makalede geçen şu ifadeler çok dikkat çekici:
“Tabiattaki vahşi hayvanlardan kaynaklanan virüslerin türler arası karşılıklı aktarımı, insan ve hayvan sağlığı için dikkate değer bir tehdit oluşturmaktadır. Yarasalar virüslerin meydana çıkmasında çok önemli bir kaynak olarak bilinmektedir. Yarasalardan kaynaklanan korona virüsün insanlara transferi, SARS olarak bilinen şiddetli akut solunum yolları sendromu 2-10 türlerine neden olmaktadır. korona virüsler, 2013-2016 yılları arasında aynı bölgedeki yarasalardan toplanan dışkı örnekleriyle, bilhassa şeytan kuşu olarak da bilinen yarasa türünden alınan örneklerle yüzde 96-98 oranında benzerlik taşımaktadır. SARS benzeri korona virüslerin kaynağı da bu türdür. Elde ettiğimiz bilgiler, SADS ile SARS salgınları arasında coğrafya, zaman dilimi, çevre ve sebep sonuç ilişkileri bağlamında çarpıcı bir benzerliğin olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, gelecekteki salgınları daha az hasarla atlatmak amacıyla korona virüsün çeşitlerini tanımlama ve yarasalardaki dağılımını ortaya koymanın önemine dikkat çekmek için hazırlanmıştır.”
Dr Zhou ise yaptığı bir açıklamada çok daha ilginç şeyler söylüyor:
“Yarasalar uzun vadede hiç hastalanmadan virüsü taşıyorlar. İnsanlar virüsü alt etmeyi yarasalardan öğrenebilir. Gerçi şu an bunu endüstriye dökme noktasından uzağız. Yolumuz uzun ve kendimizden emin bir şekilde ilerlemeye devam etmeliyiz”
Çok ilginç değil mi sizce de?
“Şu an endüstriye dökme noktasından uzağız. Yolumuz uzun ve kendimizden emin bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz” diyor Dr Zhou...
Şimdi başa saralım ve soralım:
Virüs nerde çıktı?
Wuhan’da...
Virüs Araştırma Merkezi nerde?
Wuhan’da...
Başta sorduğumuz soruya bir soru daha ilave ederek sonlandıralım:
İlk aşı da Wuhan’da bulunursa?
(Kaynakça: Gerçek Hayat Dergisi, @malihamit)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019