Bayram ZİLAN
Hafta sonu İstanbul’da Saadet Partisi’nin düzenlediği “Büyük Kudüs Mitingi” vardı. Aynı saatlerde Diyarbakır’da da çok büyük bir “Kudüs Mitingi” düzenlendi. Dondurucu soğuğa rağmen hem İstanbul’da hem de Diyarbakır’daki yoğun katılım “Filistin Davasına” karşı gösterdiğimiz hassasiyetin “her türlü İslami, insani ve vicdani hassasiyet erezyonuna rağmen” devam ettiğini göstermesi bakımından önemliydi.
İstanbul Yenikapı’daki Büyük Kudüs Mitingi’ni düzenleyen Saadet Partisi, tüm siyasi partileri mitinge davet ettiğini açıkladı. Ancak bu davete AK Parti ve MHP icabet etmedi.
Mitinge Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanısıra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, HüdaPar Genel Başkanı İshak Sağlam, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas katıldı.
Mitingde yapılan konuşmaların ortak noktası, ABD’nin sözde yüzyılın planı diye gösterdiği “Filistin’i yok etme planına” karşı net duruştu.
Mitinge katılan tüm siyasi partiler, Kudüs için birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
Bütün bu vasatın ötesinde bu mitingin Türkiye’deki kadim siyasi paradigmasının nasıl ve neden değiştiğini göstermesi bakımından tartışılması ve irdelenmesi gereken bir çok yönü var.
Bunlardan ilki kuşkusuz CHP!
Kemalist nosyonu ve Türkiye’deki İslami çevrelerle olan kavgası nedeniyle bugüne kadar hep eleştirilegelmiş CHP, son 2 yıldır ezber bozan adımlar atıyor. Dindar çevrelerle ilişki kurmak istiyor. Bu tavır, klasik CHP tavrını aşan bir tavır ve ardında Kılıçdaroğlu ekibi var. CHP’deki bu “yeni nesil siyaset tarzı” yerel seçimlerdeki aday belirleme sürecinde de kendisini göstermişti. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi sağ siyaset ve dindar toplum kesimleri ile ilişkisi olan isimlerin belirlenmesinin ardında da yine bu akıl var.
Belli ki CHP, Türkiye’nin siyasi ağırlığını oluşturan ve iktidar belirlemedeki en büyük oy deposu olan sağ/dindar seçmenler ile arasındaki duvarları yıkmak ve diyalog kurmak istiyor.
Elbette bu yeni nesil siyaset tarzını eleştirmek mümkün. Ama bunu sanki “siyasi doğruculuk terazisinin mutlak sahibiymiş” gibi yapmak, insanları teraziye çıkartıp samimiyet testine tabi tutmak büyük bir haksızlıktır ve hadsizliktir.
Her şeyden önce bu haksız eleştirileri yapanlar, CHP’nin bu tavrının “riyakarlık” olduğunu söyleyenler önce aynada kendine bakıp bugün durdukları noktanın eleştirisini yapmalılar.
Doğu Perinçek ile yan yana fotoğraf vermeyi eleştirmeyenlerin, Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu’nun Kudüs için verdiği fotoğraf karesini eleştirmesi abesle iştigaldir.
Eleştirinin de bir namusu olmalı.
Siyasi ahlak, siyasi nezaket, siyasi etik, önce çuvaldızı kendine batırmayı sonra iğneyi başkasına batırmayı gerektirir!
Kendi partilerinin genel başkanlığını yapmış olan Ahmet Davutoğlu’nu; Kudüs Mitingine katılıp Temel Karamollaoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu ile yan yana fotoğraf verdiği için eleştirenler, “bizi idam etmekle, boğazımıza ilmik geçirip asmakla, yok etmekle tehdit eden, dindarlarla, Kudüs’le, Filistin Davasıyla ilgisi alakası olamayan ulusalcılarla neden bugün kol kolayız? Bunu eleştireceğimiz yerde neden kendi genel başkanlığımızı yapmış, içimizden çıkmış birisini Filistin Mitingi’ndeki fotoğrafı nedeniyle eleştiriyoruz?” diye sorgulamıyor.
Düne kadar, İslami kesimle olan kavgası nedeniyle CHP’yi yerden yere vuranlar, bugün İslami kesimle barışmaya çalıştığı için yerden yere vuruyor.
Düne kadar “CHP neden bazı siyaset üstü meselelerde dindarlarla birlikte ortak bir tavır sergilemiyor” diye CHP’ye vuranlar bugün “CHP neden dindarlarla birlikte Kudüs’ü savunuyor, neden ortak tavır sergiliyor” diye CHP’ye vuruyor.
Ne gariptir ki eleştiri kabiliyeti “iğne deliğinden geçirecek” kadar gelişmiş olanların aklına “Peki AK Parti neden Kudüs Mitingi’ne katılmadı?” sorusu gelmiyor. AK Parti iktidarının Perinçek ile neden iş tuttuğunu sorgulamak gelmiyor. İktidarın ulusalcılarla neden paylaşıldığını araştırmak gelmiyor.
“Nerden geldik? Nereye gidiyoruz?” sorusunu sormak kolay değil tabi!
“Kimdik? Kime benzedik?” sorgulaması yapmak biraz yürek ister.
Çünkü yüzleşmek sarsıcıdır!
Çünkü yüzleşmek konfor bozucudur!
Bir gözünü kapatıp hiç bir şey görmeyenler ya da görse bile görmezden gelip kulağının üzerine yatanlar, diğer gözüyle gördüğü her şeyi “üsttenci ve bilirkişici” bir tavırla haksız, hadsiz ve hukuksuz bir şekilde eleştirebiliyor ne yazık ki!
Ama bu “kuru eleştirilerin” hiç birisi işe yaramıyor.
Çünkü Türkiye’de siyasi ve sosyolojik bir kırılma var.
Yeni siyasi arayışlar, yeni alternatifler ve yeni pozisyonlar var.
Herkes kendisini güncelliyor.
Bazıları geriye sarıyor, küçülüyor. Bazıları ise değişerek büyüyor.
Birileri, özgürlükçülüğü, İslamcılığı, hakkı, hukuku, adaleti, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadeleyi bir kenara bırakıp devletçileşiyor, ulusalcılaşıyor, statükoculaşıyor. Haliyle alan kaybediyor.
Başka birileri de bugüne kadar hep kan kaybetmesine sebep olan “statükoculuğu” terk edip alan kazanıyor.
Geriye ise yukarıdaki fotoğrafı oluşturan toplumsal dinamiği, sosyolojiyi, yeni siyasi paradigmayı ve psikolojik kırılmayı anlamak yerine kategorik muhaliflik yaparak kendisinden başka herkesi kötü gören narsist, sığ, kof ve arkaik bir siyaset tarzı kalıyor...
Bir fotoğraf karesinden ya Rab ne güneşler batıyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019