Bayram ZİLAN
ABD, Irak işgalinde kaybettiği askerlerin siyasi maliyetini ödemekte çok zorlandı. ABD kamuoyu uzun süre Amerikalı askerlerin neden Irak’ta olduğunu sorguladı. Hayatını kaybeden askerlerin aileleri ABD yönetimini aylarca topa tuttu. Ekonomi çevreleri bütçe açıklarının Irak işgali sırasında ortaya çıkan ağır maliyetlerden kaynaklandığı dile getirildi. Öte yandan ABD’nin Ortadoğu projesinin yürümesi de gerekiyordu. Zira Ortadoğu toprakları ABD’nin kolay vazgeçemeyeceği imkânlar sunuyordu. Sayısız askeri üssün olduğu, en çok silah satışının yapıldığı, petrol yatakları açısından oldukça zengin bir coğrafyanın ABD tarafından sömürülmeye devam ettirilmesi gerekiyordu.
Obama yönetimi uzun süre bu ikilemi yaşadı.
Ortadoğu’da var olmak ya da olmamak!
İşte bu çıkmaz, ABD’yi daha önce Afganistan, Pakistan gibi yerlerde olduğu gibi “terör örgütleri marifetiyle sahada var olma” misyonunu Suriye’ye de taşımasına neden oldu.
ABD, kendi askerleriyle doğrudan Suriye sahasında var olmak yerine adına “demokratik güçler” dediği terör örgütleri aracılığı ile var olma yolunu seçti.
Terör örgütü olduğu tüm dünya kamuoyu tarafından bilinen PYD ile iş tuttu.
PYD’yi Suriye’de bir “mikser” gibi kullandı.
Yüzlerce TIR silah indirdi. Militanları eğitti.
ABD, PYD’yi Suriye’de adeta bir “kara birliği” haline getirdi.
Bu örgüt marifetiyle Ortadoğu’daki planlarını uygulamaya çalıştı.
Türkiye’deki çözüm sürecini PYD ile bitirdi, Türkiye’yi güneyde bir “terör koridoru” kurmak ile tehdit etti. İran’ı ve Rusya’yı PYD ile dengede tutmaya çalıştı.
İşte tam bu aşamada Başkomutan Erdoğan devreye girdi.
ABD’nin kurduğu oyunu bozacak ilk hamleyi yaptı ve Fırat Kalkanı Harekâtını başlattı.
Fırat Kalkanı Harekâtı, ABD’nin hesaplamadığı bir hamleydi. Zira ABD, Türkiye’nin Suriye’ye girmek yerine diplomatik çaba sergileyeceğini ve dolaysıyla fiilen sahada var olmak istemeyeceğini düşünüyordu. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde kararlı bir şekilde Suriye’ye girdi ve DAEŞ ile etkin bir mücadele yürüttü. Operasyon bittiğinde tüm dünya ülkeleri Türkiye’yi DAEŞ’e karşı verdiği bu başarılı mücadele nedeniyle tebrik etti.
Erdoğan, ABD’nin bu kirli oyununa karşı Putin’i yanına aldı ve Rusya ile ilişkileri geliştirdi. Öyle ki bu görüşmeler “Putin-Erdoğan haftalık olağan görüşmesi” adını alacak kadar sıklaştı. Bu yakınlaşma Suriye sahasında Türkiye ile Rusya’nın stratejik bilgi paylaşımını arttırdı ve haliyle Türkiye, Suriye’deki manevra kabiliyetini arttırmış oldu.
Afrin Operasyonu, Türkiye açısından çok daha önemli bir operasyondu zira eğer Türkiye bu cepheyi Afrin’de açmamış olsaydı mezkûr cephe Ankara’da açılmış olacaktı.
Türkiye terörü ya Afrin’de karşılayacaktı ya da Ankara’da!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi büyük bir kararlılık göstererek ve ABD’nin hiçbir tehdidine boyun eğmeyerek Zeytin Dalı Operasyonu’nun startını verdi.
Bu ikinci hamle ABD’yi Ortadoğu’da iyice köşeye sıkıştırdı. Çünkü ABD, Türkiye’nin başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu ile Ortadoğu’da üstünlüğünü ve hegemonyasını kaybetmiş, karizması çizilmiş bir ülke konumuna düştü.
McMaster ve Tillerson’ın Türkiye ziyaretlerini “çizilen ABD karizmasını onarmak” şeklinde okumak gerekiyor. ABD, Türkiye’den Münbiç operasyonunu askıya almasını isteyecek. Bunun için gerekirse “güvenli bölge” kurulmasını teklif edecek. Ancak Türkiye’nin bu operasyondan vazgeçmesi mümkün değil. Zira Türkiye’nin elinde PYD’nin Türkiye karşı nasıl bir tehdit unsuru olduğunu ispatlayan birçok belge, bilgi ve fotoğraf var. O yüzden ABD’lilerin bu ziyaretine çok fazla anlam yüklememek gerekiyor.
Günün sonunda Türkiye ne Münbiç ve Afrin operasyonun ne de sahada olmaktan vazgeçecek.
Bakalım Amerikalılar, ABD’den Afrin ve Münbiç’e açtıkları “oksijen tünelini” ne zaman kapatacak?
Terör örgütleriyle iş tutma misyonundan ne zaman vazgeçecek?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019