Bekir AĞIRDIR
CHP cumhurbaşkanlığı adaylığı için önseçim yapacağını ilan ettiğinde kamuoyunun bir kısmı tek adaylı bir önseçimin anlamlı olmadığını düşünmüştü. Halbuki ön seçim kararı CHP ve Ekrem İmamoğlu açısından stratejik bir hamleydi.
İmamoğlu açısından meselenin iki yanı vardı. Birincisi, “ahmak davası” diye bilinen davanın onaylanmasıyla siyasi yasak, diploma iptaline varan hukuk garabeti gibi nedenlerle önünün kesileceği olasılıkları gündemdeydi. İktidarın bu hamlelerine karşı İmamoğlu savunma hattını toplumdan kurmaya çalıştı.
Gözaltına alınırken söylediği gibi “kendini millete emanet etmek” stratejisi her zaman öncelikliydi. Baştan beri İmamoğlu stratejisini “CHP ile beraber ama CHP’yi aşan” bir yerden kurmaya çalıştı.
İkincisi, İmamoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığını hedefleyen siyasi yolculuğunu 2018 İstanbul seçimlerini kazandığı günden başlayarak adım adım kurdu. 29 Mayıs 2023 sabahı, kaybedilen cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ertesi günü sabahında başlattığı ‘değişim’ tartışmaları, partisini kurultaya zorlayışı, Özgür Özel’in Kılıçdaroğlu’na karşı genel başkanlığı kazanışı, CHP’de gözlenen yeni bir dinamizm ve ardından yerel seçim başarısı. Tüm bu süreçlerin ateşleyicisi ve lideri İmamoğlu oldu. Yeni bir aşama olarak, ön seçimle CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığına hukuki ve siyasi bir meşruiyet zemini sağlamak hedeflenmişti.
Mansur Yavaş’ın kendi siyasi pozisyonu ve hedefleri bakımından yadırganmayan ön seçime katılmama kararı sonrasında tek adaylı ön seçimin anlamı ve gerekliliği kamuoyunun bir kısmında tartışılır olmuştu.
Kamuoyunda nasıl tartışılmış olursa olsun, iktidarın karar vericileri bu ön seçimin İmamoğlu’na kazandıracağı hukuki ve siyasi meşruiyet zemininden, o zeminin İmamoğlu’na kazandıracağı yeni siyasi pozisyon ve güçten rahatsız oldular. Nitekim İmamoğlu’nun ön seçim kampanyasının hemen başında önce diploma iptali, ardından gözaltı ve tutuklamalar geldi.
Dayanışma sandıkları kurmak önemli bir taktik başarıydı
CHP’nin tepkisi ön seçim sandıklarının yanına dayanışma sandıkları koyarak ön seçimi CHP üyesi olmayan seçmene de açmak oldu. Üye olan ve olmayan ön seçim katılım sayılarına bakarak şunu söylemek mümkün; seçmenin tutuklamalara tepkisi beklentilerin çok ötesinde sert ve kararlı oldu. Cumhurbaşkanı adaylığı ön seçiminde 1.878.149 CHP üyesinden 1.654.651’i oy kullandı. Yaklaşık 61 milyon seçmenin 13.844.070’i dayanışma sandıklarında İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için arzu ve irade beyan etti.
Oy kullanan CHP üyesi oranı ülke toplamında yüzde 88.1 olarak gerçekleşti. Bu sayı ve oran CHP açısından oldukça önemli. CHP örgütsel yapısının sorunları, çok parçalı oluşu, parti politikalarına karşı eleştirel duruşları gibi birçok ölçü dikkate alındığında, çok uzun yıllardan sonra CHP üyeleri partilerine bu denli güçlü biçimde sahip çıktı.
Dayanışma sandıklarında kullanılan oylarla beraber İmamoğlu’nun adaylığını 15.498.721 seçmen onaylamış oldu. Bu oran toplam seçmenin yüzde 25.2’si, kısaca her dört seçmenden birisi mecburiyetleri olmadığı halde sandıklara gidip İmamoğlu’ndan yana irade ve arzu beyan etmiş oldu. Daha da ilginç olan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin yerel meclis oyları 15.785.662 idi, yani hemen hemen aynı sayıdaki seçmen bu kez rızasıyla olanlara ve iktidara tepkisini ve İmamoğlu’ndan yana duruşunu gösterdi.
Hatırlayalım Mayıs 2023 genel seçimindeki CHP oyları 13.374.463 idi ki içinde ittifak partileri oyları da vardı. 2023 Mayıs’ındaki 13.3 milyon oydan 2025 Mart’ında 15.5 milyon gönüllü desteğe dönüşen ön seçim ülke siyaseti için önemli bir kırılma ve değişme potansiyelini ima ediyor.
Bir başka kıyaslama olarak şunu da not edelim, 2023 genel seçimi öncesinde CHP üye sayısı 1.369.430 kişiydi. 2023 milletvekili seçimlerinde her bir CHP üyesine karşılık 9.77 misli CHP’ye oy gelmişken, bu ön seçimde her bir CHP üyesine karşılık 8.4 misli gönüllü katılım olmuş.
Tüm bu sayıları anlamlandırmaya çalışırken şu da önemli; ön seçim ve dayanışma sandıkları her ilçede kurulamadı. Aynı zamanda kırsalda yaşayanlar için başta sandıklara ulaşım sorununu da dikkate alınca katılan 15.7 milyon sayısının da eksik bir şey ifade ettiğini unutmamak lazım.
Ön seçime katılımın ve ardından meydanlardaki protesto hareketlerine ve mitinge katılımdaki coşkunun CHP için enerji kaynağı olacağı beklenir. Önseçime katılım sayıları üzerinden başkaca siyasi çıkarımlar yapmak da mümkün.
81 ilde de hem parti üyeleri hem de dayanışma sandıklarında vatandaşlar oy kullanmış. Uzun süredir kitle partisi olma özelliğinden uzaklaşmış olan CHP için bu anlamlı.
Dayanışma katılımının en yüksek oranlarda gerçekleştiği iller aynı zamanda Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan fazla olduğu iller, Uşak hariç. Katılımın en düşük olduğu iller Bingöl ve Bayburt hariç yine Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan fazla oy aldığı iller.
Üye sayılarına kıyasla en düşük katılım oranlarının olduğu iller doğu illeri olmuş. Dayanışma katılım oranları en yüksek iller son yerel seçimlerde CHP oy oranlarının görece yüksek olduğu iller. Düşük katılım gerçekleşen iller ise DEM Parti’nin oylarının ve Kürt seçmenin yüksek olduğu iller.
Katılım oranları ile hem yerel seçim hem cumhurbaşkanlığı seçim eğilimleri dikkate alındığında Kürt seçmenin muhalif pozisyonunu yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiğini ama bugünkü CHP ile ilişkisinde temkinli olduğu, şimdilik gözlemeye devam ettiği söylenebilir.
Muhalif seçmen önce CHP’yi değişime zorlayacak
Sayıların ötesinde dayanışma sandıklarında ve meydanlarda gözlenen, muhalif seçmenin sessizliğini yırtıp attığıdır. Belki de muhalif seçmen ve özellikle de gençler siyaseti biçimleyecekler.
Gönüllü dayanışma sayılarına ve meydanlardaki katılım arzusuna bakıldığında muhalif seçmenin çok büyük bölümü iktidarın İmamoğlu’na yönelik operasyonunun karşısında bir arada ve kararlı biçimde durdu. Bu duruşun iktidara itirazın yanı sıra siyasete ve CHP’ye doğrudan müdahale olduğunu söyleyebiliriz.
Yaşananlara dair ikinci bir tespit ise İmamoğlu’na dair olmalıdır. İmamoğlu muhalif seçmene ilk kez bu denli Erdoğan’ı yenebilecek yeni bir lidere sahip olduğu duygusu veriyor. Bu İmamoğlu’nun liderliğini kabul muhalif seçmende umutlanmanın, hatta tüm baskılama ve tutuklamalara karşın sokağa çıkmanın kaynağı oldu denebilir.
Hasan Bülent Kahraman’ın tam da bu noktaya temas ettiği tespiti önemliydi: “Neredeyse toplumun Erdoğan ve AKP’ye karşı tepkisinin bir sonucu bugünkü CHP. Sonuna kadar meşru bir olgudur bu. Ama aynı şeyi söyleyeyim, o noktada da duyarlı olmak zorundadır ve sadece bu tepkiyle yetinmemelidir.
Unutmayalım, CHP milleti bir arada tutmuyor bugün, millet CHP’yi bir arada tutuyor. Dolayısıyla CHP, o tepkinin telaffuz edilmiş veya edilmemiş özü olan demokrasiyi sadece bir eylem/performans olarak değil, bir ideoloji ve yöntem olarak benimsemelidir. O zaman diğer unsurlardan uzak kalabilecektir.”
Kabul edelim ki seçmenin oldukça önemli bir kesimi beklenmedik biçimde, dozda, tonda sokağa çıktı ve gidişata tepkisini gösterdi. Yine kabul edelim ki CHP ve Özgür Özel de bu beklenmedik patlamayı yönetmekte ve yeni bir dil üretmekte şimdilik başarılı oldu. Şimdi mesele bu enerji ve dinamiğin özelde CHP’de, genelde ülke siyasetinde neleri değişime zorlayabileceğidir.
CHP’nin değişimi meselesi ise bu ülke siyasetinin değişmez başlıklarından birisidir de. Denebilir ki hemen her bir siyasi aktörün CHP için bir değişim projesi ve önerisi vardır. Hatta iktidarın ve Erdoğan’ın bile.
CHP yeni bir Türkiye hayali yazmak zorunda
Ama nasıl değişeceğine karar verecek olan CHP’nin kendisi, kurumsal aklı ve kendi örgütü elbette. CHP’nin değişmesini zorunlu kılan ise ülkenin de dünyanın da krizler yumağı içinde savruluyor oluşu. Dünyanın gidişatı, ekonomik-finansal-teknolojik-siyasal tüm sistemlerin sıkıştığı bir zaman aralığında “dünyanın Türkiye’sinde” nasıl bir gelecek öngördüğünü tasarlamak, siyaseti üretmek ve toplumu ikna etmek zorunda. Bunun için de yeni siyaset yolları, siyaset dili geliştirmek gerek.
İmamoğlu tutuklaması ve protestolarına gelene kadar CHP parlamentoya ve kendi iç tartışmalarına sıkışmıştı. Parlamento çalışmaları ile siyaset geliştirmenin ve toplumsal destek ve rıza üretmenin mümkün olmadığını epey bir zamandır deneyimliyoruz. İktidar parlamentoda hemen hiçbir konuda muhalefetten gelen herhangi bir öneriyi, çağrıyı, çabayı dikkate almamakta direniyor. Hatta parlamento iktidarıyla muhalefetiyle kendi gündemine ne kadar hâkim, ondan da emin değiliz. 2017 referandumu ile cumhurbaşkanlığı sistemi denilen yeni sistem ve iktidarın güç kullanım tercihlerinden bakıldığında artık Meclis siyasetin merkezi de değil. Üstelik iktidar uzun bir süredir siyasi alanı baskılamaya, sivil toplum örgütlerini siyaset dışına itmeye, her türlü muhalif hareketi denetlemeye çalışıyor.
Son olaylar gösterdi ki muhalefetteki hala en büyük örgütlü güç CHP. O nedenle CHP’nin üstüne düşen yük toplumsal muhalefeti örgütlemek, siyasi alanı genişletmeye çalışmak. Son olaylarda CHP siyaseti de yeniden keşfederken kendi potansiyelini de gördü. Siyasi alanı genişletmeye dönük hamlesinin nasıl bir toplumsal destek ürettiğini, en azından kendi seçmenini nasıl motive ettiğini gördü. Öte yandan bu desteğin, dayanışma sandıklarındaki sayıların, yayınlanan anketlerdeki oranların da hala seçimi kazanmak için yetmediğini de gördü.
Bu nedenle CHP yalnızca kendi kurumsal aklı, örgütsel arzu ve hedeflerini aşmak zorunda. Ülkenin gidişatından rahatsız, umutsuz, çaresiz olan tüm ekonomik, sosyolojik, kültürel kümelerin talep ve ihtiyaçlarının sözcüsü olan, toplumsal muhalefeti örgütleyen yeni bir CHP’ye ihtiyaç var. Yani kapsama alanını genişleten, ülkenin tüm mağdurlarının, yoksunlarının, yoksullarının içinde kendini bulacağı yeni bir siyasete ihtiyaç var. CHP bu değişimi başarabilecek mi, meydanlardaki enerjiyi kendi değişiminin yakıtı olarak kullanabilecek mi göreceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
14.04.2025
5.04.2025
31.03.2025
3.03.2025