Bekir AĞIRDIR
Maden ocağındaki katliam gerçekleri bir kez daha hatırlattı. Cumhuriyet’in kuruluşundaki kalkınma ve modernleşme hedefleri yeri geldiğinde vahşice sürdürüldü. Ülkenin sağ, gelenekçi, muhafazakar partileri kalkınma hedefinin sahipleri olageldi hep. Fetişizme dönüşmüş kalkınma uğruna yalnızca doğa değil insanlar da feda edilebildi acımasızca. Sol partiler ise modernleşmenin sahibi yalnızca, ekonomi teferruat olarak kaldı.
Devlet ve bürokrasi partilerden daha akıllıca davranıp, bazen kalkınmacı, bazen modernleşmeci göründü. Her iki hedef için de ister maden ocaklarında ister işkence masalarında, ister toplumu ikna ederek ister darbeler yoluyla insanları katletmek doğal sayıldı.
Darbelere, siyaset ülkeyi yönetemiyor diye ikna edildik. Maden ocaklarında katliamlara ise kalkınma, büyüme diye. Başımıza gelenler razı edildiklerimizin toplamı bir bakıma.
Peki, ama insanlar neden bu kadar riskli işlerde, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmadığını bildikleri halde razı olurlar? Elbette hanelerinin geçimi, dirliği, düzenliği için.
Ülkede kabaca 19 milyon hane var. Her ay izlenmeye çalışılan “KONDA Moral Endeksine” göre bu hanelerin yalnızca dörtte birinde gelir, giderden fazla. Bu dörtte bir hanede tasarruf yapılabiliyor yalnızca.
Dörtte iki hanede gelir ile gider denk. Bu hanelerde hayat var veya yok. Eğer hane reisinin işi varsa, ay sonunda bir ücret geliri varsa o hanede hayat var. Gelir yoksa hayat da yok. Hanenin gideri gelirine göre biçimleniyor, çeşitleniyor. Bu haneler için işinin var olması her şeyi belirliyor. Eğer iş yoksa gelir de yok hayat da. Ekonomi bir ay önce ne kadar büyürse büyüsün ya da küçülürse küçülsün o hane için aslolan sabit gelirine göre kurduğu geçimi. En alttaki dörtte bir hane için gelir giderinden az. Ya aile dayanışmaları, ya devletin sosyal yardımları ya da borçlanarak hayat sürdürülebiliyor.
Eğitimi düşük, meslek sahipliği olmayan, özgüveni ve güveni düşük, hukukun üstünlüğüne inancın düşük olduğu toplumda, hanenin geçimi için koşulları ne olursa olsun işinin ve ay sonunda belirli bir ücretinin var olması insanları vasata, riskli işlere, iş güvenliği olmayan maden ocaklarına girmeye razı ediyor.
Soma katliamında hayatı kaybeden madencilerin ortalama ücretinin 1200 lira olduğu söyleniyor. Ve bu ülkede açlık sınırının 1167 lira, yoksulluk sınırının 3802 lira olduğu hesaplanıyor. Yıllardır derin bir ekonomik krizde olduklarını konuştuğumuz komşumuz Yunanistan’da asgari ücret 736 Euro, Türkiye’de 334 Euro.
Böylesi bir katliamdan sonra bile ne yazık ki bu gerçeklikleri konuşamıyoruz. Ak Parti yandaşlığına ve karşıtlığına rehnedilmiş yürekler, akıllar, diller, kalemler katliam üzerinden birbirini hırpalamanın peşinde.
Kutuplaşmayla önce hortlaklarımızı ayırdık. Sonra ölümlerimizi. Berkin ve Burak Can gibi iki çocuğun ölümlerinden sonra iyice insanlıktan çıkıp, rahmet dualarımızı da ayırmaya başladık.
Şimdiki aşama artık ayrı yaslar da değil. Şimdiki aşama ayrı yaslara, acılara saldırma, tekmeleme, hakaret etme. Bir yarımız yas evleriyle dolu Soma’da olağanüstü hal ilan etti neredeyse. Öbür yanımız Soma’lının oylarına bakıp katliamı normalleştirdi.
Anlaşılıyor ki tüm insani duygularımızı kaybetmeye çok az kaldı. Hepimiz ölüyüz belki de artık.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet aracı mı?
21.07.2025 - Yeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsat mı?
14.07.2025 - Türkiye, küresel karmaşanın ve içsel tıkanmanın tam ortasında duruyor
7.07.2025 - Türkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi
30.06.2025 - MHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı?
16.06.2025 - Aidiyet ve kök salmak: Mesele yalnızca ekmek kazanmak ya da güvenlik sağlamak mı?
9.06.2025 - Türkiye, yeni bir siyasal akıl inşa etmek zorunda
2.06.2025 - Türkiye’nin yeni eşiği: Çatışmasızlıkla yetinmeyen kalıcı barış mümkün mü?
26.05.2025 - Barışı inşa etmek savaşmaktan daha zor; şimdi Kürt meselesini yeniden düşünme zamanı
19.05.2025 - Tüketicinin boykot dili: Türkiye toplumunun mesajını iyi anlamak
5.05.2025
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
f guner
şimdi siz şu saldırıyı meşru hale getirmekte kullandığımız enstrumanlardan sözederken aklıma birşey geldi. yıllar önce alpay ismindeki MİLLİ futbocumuz ,maç esnasında bir futbolcuya bütün dünyada hatta ülkemizde dahi infial sayılacak bir saldırganlıkta bulunmuştu.kart görüp oyundan atıldı.sonra ertesi gün basına yaptığı açıklama aklıma geldi şöyle demişti: (o benim ay yıldızlı formama tükürdü) ben de dahil bütün memleket bir anda alpayın o hareketinden ,david beckamın ülkemizi yıkmak için yandaşlarına taarruz başlatma şifresi olan bu eylemine odaklanmıştık. hani şimdi siz bu bacımıza sarktı vb yumurtlamaları sıralarken lütfen bu tip haklı gerekçelerimizi de görmezden gelmeyin.