Berat ÖZİPEK
2009 yerel seçimleriydi.
“Kılıçdaroğlu bütün seçim söylemini yoksullar üzerine kurdu. Ama yine zenginler ona oy verdi, yine yoksullar vermedi” demişti bir arkadaşım.
Gerçekten de ilk bakışta tuhaf bir durum vardı ortada.
Zenginden alıp yoksula vermeyi vadeden bir partiye, yoksulun oy vermemesinin iki açıklaması olabilirdi:
Birinci ihtimal, o ülkenin yoksulları o kadar gözü tok insanlardı ki, para, mal-mülk istemiyorlardı.
İkinci ihtimal, inanmıyorlardı.
Aynı şekilde zenginden alıp yoksula vermeyi vadeden bir partiye, zenginlerin blok halinde ona oy vermesinin de iki açıklaması olabilirdi:
Birinci ihtimal, o ülkenin zenginleri o kadar alicenap, o kadar cömert insanlardı ki, “al kardeşim, bizden al da fakire ver, helali hoş olsun” diyorlardı.
İkinci ihtimal, onlar da inanmıyorlardı.
Ve isterse “özel mülkiyeti kaldıracağız, bütün iktidarı işçilere vereceğiz” desin, bunu “siyaseten söylenmiş sözlerden” görüp, “ailemizin partisi, bizimle ötekileri ayıran sınırları illa ki koruyacaktır” güveniyle hareket ediyorlardı.
Tıpkı, çocukları Kadıköy ve Moda’daki cadde ve duvarlara “bu düzen yıkılacak” türünden sloganlar yazsalar bile, sınıfsal bir güven içinde onların “komünistliğine” sempatiyle bakan aileler gibi.
**
Her kesimden seçmenin, seçim vaatlerinin ötesini görmesini mümkün kılan bir tecrübe birikimi ve bir hafızası vardır.
Ve verilecek oyu, sözlerden çok o belirler.
Bu anlamda zenginler de yoksullar da tutarlıdır aslında.
Kadıköy, Beşiktaş ve Şişli halkı da tutarlıdır; Sultanbeyli, Esenler ve Ümraniye halkı da.
Tutarlı olmayanlar, buradaki sınıfsallığı göremeyip, “seçmen iç çekişmeler yüzünden solu cezalandırdı” türünden yorumlar yapanlardır.
**
“O ne veriyorsa iki katı”
Şimdi diğer bazı partilerle beraber CHP de meydanlarda iki anahtar sallayan, “iki kat taban fiyat” vadeden Demirelvari siyasetten medet umuyor.
İçeriğinden diline, hatta “Özal’ı indirmek için ödünç oy” istemesine kadar Demirel’inkine benziyor Kılıçdaroğlu’nun kampanyası. O da “4 yıl için emanet oy” istiyor.
En son Cem Uzan’dan duyduğumuz türden ekonomik vaatlerle o da şansını deniyor.
Ama boşuna.
Seçim ekonomisi uygulayan hükümetlerin de bol keseden hayali servetler pazarlayan siyasetçilerin de devri geçti. Türkiye toplumunun bu olgunluk düzeyinden geriye düşmesini beklememek gerek.
İnsanların oy davranışını “gördüm, arttırıyorum, benden de 1.500 Lira!” türünden vaatler değil, içinde bulundukları somut şartlar belirler.
“Bana daha çok versin de isterse sistem çöksün” diyen seçmen illa ki vardır. Ama bu vaatlere bakıp, “bunlar ekonomiyi iki günde batırır” diye vazgeçecek olanlar da onlardan az değildir.
İnsan daha çok kazanmak ister, ama çocuğunun geleceğini de riske etmek istemez. Maaşının artırılmasını bekler, ama bunu herkesten bekleyemeyeceğini bilir.
**
Ama bütün bunlar bir yana…
Halk neden hata yapsa bile Ak Parti’yi iktidara getiriyor da en bol keseden vaatlerde bulunsalar bile onları getirmiyor?
Soru budur.
Bu soruyla samimiyetle yüzleşmedikleri sürece bir zaman da Haydar Baş tarzı vaatlerden medet umacaklar.
Oysa cevap beki de çok basit.
İnanmazsanız, Artvin’in Ardanuç ilçesinden 83 yaşındaki Dildar Hanım'a sorun.
Geçen yaz ben sordum.
Şimdi söz onda:
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024