Berat ÖZİPEK
ELBETTE mesele sadece bir “ulusal sınır ihlali” değil. Ama ihlal edilen sınırlar meselesi esas olarak. Rusya, Suriye savaşına Esad yanında müdahil olarak dengeleri değiştirmesinden, meşru Suriye muhalefetinin silahlı unsurlarına karşı operasyon yürütmeye kadar, Türkiye Devleti için ciddi önem taşıdığını bildiği pek çok konuda onu yok saymayı tercih etti. Son olarak Türkmenlere yönelik katliam riski taşıyan bir askeri operasyonda uçaklarıyla fiilen yer alması, sınır ihlaline fiili müdahaleyi de beraberinde getirdi. Şimdi ilişkilerin gerildiği bir ortam söz konusu.
Ama bütün risklerine rağmen bu son olay, zaten öteden beri var olan bir sorunun -Rusya’nın, Türkiye hiç yokmuşçasına hareket etmesi ve tek yanlı olarak kendi gündemini sonuna kadar izlemesi sorununun- görünürlük kazanması ve dolayısıyla çözümün nereden başlaması gerektiğini göstermesi bakımından uyarıcı oldu. Türkiye Devleti uzunca bir zamandır, Rusya ile ilişkilere atfettiği önem adına, bu devlete karşı fazlasıyla “uyumlu” bir dış politika izledi. Bu politika, Kırım’daki fiili duruma yeterince tepki vermemekten İstanbul’da işlenen ve Rus istihbaratının sorumlu olduğu düşünülen Çeçen cinayetlerine karşı görünür bir tepki vermemeye kadar tavizkarlıkla suçlanan tek taraflı bir hassasiyeti ifade etti.
Bu tek taraflı hassasiyetin Türkiye devleti açısından en hayati konularda bile sonucu değiştirmeye yetmediğinin, hatta belki de hiçbir anlamlı etkisinin olmadığının pratik içinde somutlaştığı bir süreçteyiz. İlişkiler açısından da daha soğuk bir atmosferde. Rusya’nın Suriye politikası hem ahlaki bakımdan yanlış, hem de kendisine sağlayacağını umduğu veya sağladığı yarardan çok daha fazlasını kaybettiriyor. Ama bunun Putin yönetimi tarafından kısa vadede anlaşılacağını düşünmek için bir sebep yok. Tersine ilk açıklamalar, siyasi çizginin yakın dönemde değişeceğine dair umut vermiyor. Putin’in Türkiye sınırında savaş uçağının düşürmesi olayını -aslında tam da Türkiye’den kullanması beklenen bir deyimi kullanarak- “arkadan hançerlenme” olarak nitelemesi, onun gerçeklik algısının çözüm noktasına mesafesi hakkında da bilgi veriyor. Böyle bir atmosferde, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Türkiye’deki terör tehdidi Mısır’dakinden az değil” açıklamasını bir tehdit olarak okumak da mümkün.
ESNEME PAYI BIRAKMAK
Uluslararası ilişkilerde fiziksel gücün etkili olduğu durumlar vardır. Ancak “ben yaparım olur, yapabileceklerimin sınırını ben belirlerim, bu sınır anlık olarak değişir, karşımdakine düşen uymaktır” şeklinde özetlenebilecek bir tutum sürdürülebilir değildir ve uzun vadede ters etki yapar. Rusya, milyonlarca insanın can havliyle kaçıp sığınmacı durumuna düştüğü, yüz binlercesinin katledildiği bir ülkedeki rejimi desteklemeyi, Türkiye’yi kaybetme pahasına tercih etmiş görünüyor. İlişkilerin düzelmesi bakımından iki devlete de sorumluluk düşüyor ama bu süreçte Türkiye’nin manevra alanı Rusya’nınki kadar geniş değil.
Türkmenlere yönelik katliam ihtimalinin eşlik ettiği operasyon, Rusya’ya karşı fazlasıyla tahammüllü görünen Türkiye dış politikası açısından bile esneme limitinin kalmadığı bir noktanın olduğunu gösterdi. Öte yandan Türkiye’deki iki milyonu aşkın Suriyeli mülteci, onun bu ülkeyle ilgili politikasının başka bir sınırını ifade ediyor. Bu anlamda iyileşme esas olarak Rusya Devletinin atacağı adımlara bağlı görünüyor. Suriye’de kendi halkına demosid (halkkırım) uygulayan Esad rejimini desteklemekten vazgeçmesi ve IŞİD bahanesiyle meşru Suriye muhalefetini ezmeye yönelik operasyonlardan vazgeçmesi çözümün anahtarı. Rusya ve Türkiye arasında travmatik bir tarihin yüküne rağmen uzunca bir süredir devam eden ve iki ülkeyi birbirinin önemli ticari partneri haline getiren olumlu ilişkilerin devamı da buna bağlı görünüyor.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024