Burhanettin DURAN
Gözümüz kulağımız Avrupa ile yaşanan gerilimde ve 16 Nisan halkoylamasında iken iç savaş halindeki iki komşumuz Irak ve Suriye'de önemli gelişmeler oluyor. Başkan Trump'ın emriyle Deaş hedeflerini bombalarken sivilleri artık önemsemeyen ABD uçakları son bir haftada Halep'te, Rakka'da ve Musul'da yüzlerce sivili öldürdü.
ABD ve Rusya, YPGPYD'nin kontrolündeki yerleri himaye ettiklerini askerleriyle, bayraklarıyla gösterdiler. Menbiç'ten sonra Afrin'de de Rus askerleri YPG'yi korumaya aldı. Böylece hem Deaş ile sınırı kalmayan Türkiye'nin YPG'yi vurma ihtimali ortadan kaldırılmak isteniyor.
Hem de her iki büyük güç PKK-YPG'yi kullanma, kendi kontrolüne alma rekabeti yürütüyor. Önce ABD cenahına bakalım.
Trump yönetimi henüz Suriye politikasını tam netleştirmemiş ise de Pentagon'un "seküler" PKK- YPG güçlerini Deaş ile mücadelede kullanma kararlılığı sahada sürüyor. Ağır silah yardımından sonra Rakka yakınlarına YPG militanlarının paraşütlerle indirilmesi bu örgüte Rakka operasyonunda rol verileceğini gösteriyor.
ABD'nin desteği YPG'yi bir milisten terörist ordusuna çevirme aşamasına doğru gidiyor. Ve YPG'nin Sünni Arapları ve hatta Kürtleri kontrolündeki bölgeden zorla tasfiye etmesini umursayan yok.
Rusya ise Esed yönetimi altında kültürel otonomi verme vaadiyle YPG'yi yanına çekmeye çalışıyor. Rus Dışişleri bakanı Lavrov'un YPG'yi bir şekilde Astana ve Cenevre süreçlerine dahil etme çabası da bununla irtibatlı.
Bu çabanın amacı Suriye'de YPG üzerinden Esed'i rahatlatacak bir formüle kavuşabilmek.
Zira Esed'in, muhaliflerden kurtulsa bile, elde ettiği Suriye topraklarını koruyabilecek askeri birlikleri bulunmuyor.
İran'ın Şii milislerinin Suriye'de daha da güçlenmesini istemeyen Rusya da YPG'yi Esed'in "milisleri" haline getirmek istiyor.
Aynı şeyi Suriyeli ılımlı muhaliflere denemişti.
Moskova, Halep ateşkesini ve Astana Süreci'ni muhalifleri Esed yönetimi altına girmeye razı edecek bir fırsat olarak gördü. Astana süreci tıkanınca da YPG'ye yöneldi; önce Menbiç, ardından Afrin'de Rus askerlerinin himayesi geldi. Aslında ABD ve Rusya, Suriye'de aynı aktör üzerinden benzer bir hatalı politikayı tekrarlıyor.
İkisi de kendi kara birliklerini kullanmamak için Suriye'de demografik karşılığı çok sınırlı bir terör örgütünü destekleyerek sonuç almayı umuyor. Washington Deaş ile mücadeleyi YPG üzerinden yürütmekte ısrar ederek Deaş sonrasını planlamıyor ve Sünni Arapların temsilini göz ardı ediyor. YPG emrindeki Arap aşiretlerin böylesi bir temsil için yeterli olmadığı malum. Moskova, Esed'in Deaş sonrası kontrolünü bu örgütle yapacağı işbirliği ile temin etmeyi hedefliyor. Birden fazla efendiye hizmet eden YPG ise şimdilik Kürt gençlerini böylesi bir taşeronluk için feda etmekte hiçbir beis görmüyor.
Deaş ile mücadele bittiğinde Suriye'nin kuzeyinde kendisine en azından bir otonom bölge verileceğini hesaplıyor. Bu hesabın tutması için öncelikle ABD ile Rusya'nın Suriye'nin geleceği hususunda anlaşması gerekir.
İran, İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi krize müdahil bölgesel güçlerin uzlaşacağı bir formül üretmek için bu anlaşmanın uzun vadeli bir temele oturması gerekir. Aksi takdirde Suriye'ye kalıcı bir barış gelmesi mümkün değil. Zira altı yılı aşkın süredir savaşan muhalifleri göz ardı eden hesap çalışmayacaktır.
Saha kontrolünden gerilla taktiklerine geçen muhaliflerin son günlerde Şam ve Hama'daki operasyonları buna örnekler. Daha önemlisi, ABD ve Rusya'nın dönemsel ve kısmi desteği YPG'yi Türkiye'den koruyamaz. Fırat Kalkanı ile Azez- Cerablus- El Bab bölgesini ele geçiren Türkiye, Suriye denklemi oturmadan bu bölgeden çıkma niyetinde değil.
Ankara'nın Suriye ve Irak'taki yerel aktörlerle çalışma kapasitesini ve cepheleri etkileme yeteneğini küçümsememek gerekir.
Türkiye ise YPG ile zorlu- uzun bir mücadeleye hazır olmalı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020