Celal DENİZ
Kürt İllerinden birisinin varoşlarından bir duvar yazısı resmi sosyal medyaya düştü. Duvara insanın içini burkan bir yazı yazılmıştı soluk renklerle." Şimdi burada ölürsek en fazla kahvede çaylar soğur"
Bu yazıyı yazan genç ölümü kanıksamış mı ölümden söz ediyor. Yoksa Kürt illerinde bunca sivil, kadın ve çocuk ölümlerine batıda ki insanların duyarsızlığına mı bir gönderme yapıyor?
Her ikisi de mümkün. Çünkü Kürt illerinde o kadar çocuk ve genç ölümleri yaşandı ki artık ölüm Kürtlerin gözünde "korkulacak bir durum" olmaktan çıktı. Her ölüm devlete karşı direnişin bir kaldıracı olarak görülmeye başlandı.
Öte yandan AKP'nin son savaş politikalarının yarattığı şiddet ortamında 120 ye yakın sivil insan katledildi. Bu ölümler içerisinde Varto'da Ekin Wan'ın sokağa bırakılan çırılçıplak bedeni, Şırnak'ta Hacı Lokman Birlik'in öldürüldükten sonra küfürler eşliğinde aracın arkasında sürüklenmesi tüm ahlaksızlığına rağmen, Batıda yaşayanlardan gereken tepkiyi görmedi.
Gerçekten Kürtlerin ölümünü kanıksadık mı?
Gerçekten devletin şiddetine karşı duyarsızlaştık mı?
Bu ülkede bir 12 Eylül yaşandı.12 Eylül generallerinin en büyük hedefleri apolitik bir toplum yetiştirmekti. O yıllarda biraz etkili de oldular.
Bir gün Nokta Dergisi muhabirleri senaryo gereği polis rolünde palto giyinip, siyah gözlük takmış vaziyette bir gencin boynuna ipi geçirmişler, Taksim de sıradan birisine yaklaşıp "bu adamı bırakma burada tut biz gelip alacağız " diyerek adamın boynunda bağlı ipi bu kişinin eline sıkıştırırlar. Ve oradan uzaklaşırlar.
Aradan bir süre geçer başka bir muhabir vatandaş rolünde " ya bu adamı bırak bu adamın suçu nedir de ipe bağlamışsın" der. Elinde ipi tutan adam olanca gücüyle ipe asılmış bırakmaz ipi.
Nokta dergisi o yıllarda 12 Eylül diktatörlüğünün toplumu nasıl itaatkar hale getirdiğini bu küçük bir oyunla ortaya koymuştu.
Gerçekten yıllar sonra bile bu olayı anımsadığımda hep kendime sorarım; o adam neden ipi elinden bırakmadı, ipi eline verenlerin kimliğini neden sorgulamadı?
Bugün Kürt illerinde devlet terörü sivil can alırken, evler bombalarla havan topları ile yıkılırken, bir gurup ulusalcıaydın ve sanatçı "Kardeşliğe evet Teröre hayır" diye bildiri yayımlıyorlar. Anlaşılıyor ki can siperane karşı oldukları AKP nin savaş politikaları bu sanatçı ve aydınları da devlet terörüne karşı duyarsızlaştırmış, sadece PKK'nin şiddeti hedefe konulmuştur. Oysa devletin ahlaksız savaş yöntemlerine tepki verilmeden, devlet şiddeti sorgulanmadan söylenecek her söz bir arada yaşam zeminini ortadan kaldırmaya yarar.
Bugün Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları ile uygulamaya konulan savaş özel timler tarafından yürütülürken, çocukları öldürülen analar çocuklarının cansız bedenlerini buzdolaplarında günlerce bekletirken insanlar bu acılara karşı neden tepki vermezler diye sormak gerekmiyor mu?
12 Eylül hukuku, anayasası ve kurumları ile bugün sürüyor derken aynı zamanda apolitikleştirmede devam ediyor diyebiliriz. Devlet şiddetin dozunu arttırarak toplumda bu kanıksamayı, duyarsızlaştırmayı başarmaktadır.
Duyarsızlaşmış bir toplumu gören Kürt genci de içini duvara dökerek, ya da ince bir sitem ederek bize bir mesaj veriyor "Şimdi burada ölürsek, en fazla kahvede çaylar soğur" diye.
Bir şiirimde demiştim ya "Umarsızlık yaşam tarzı olmuş ya bir kez / şafağa kaç var bilinmez"
Oysa hatırlamak direnmektir zamana.
Unuttukça çoğalır zalimlerin envanterinde ki ölümler. Unuttukça yeniden üretir kendini zalimler.
Bugün Kürtlerin bellekleri bu yapılan zulümleri unutmuyor. Devlet bunu bildiği için ilan edilmemiş savaşın izlerini silmeye çalışıyor. Bunun için bombalıyor mezarlıkları. Bunun için işkence ediyor cansız bedenlere.
Oysa hatırlamak direnmektir zamana. Kanıksama anımsa.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017