Celal DENİZ
Devletin iç işleyişinde belirgin bir kural vardır. Devlette devamlılık esastır. Bunun anlamı hangi hükümet gelirse gelsin hangisi giderse gitsin devletin işleyişi devam eder. Bunda şaşacak bir durum yoktur. Anayasal çerçeve içerisinde devletin kurumları varlıklarını devam ettirirler.
Köklü demokratik bir geleneğe sahip ülkelerde devletin hukukunu belirleyen anayasadır. İngiltere'de yazılı bir anayasa yoktur. Yazılı bir belge olmamasına karşın temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, belgelere göre düzenlenir. Amerika’da ise 1787 yılında ortaya konulmuş bir çerçeve anayasa vardır. Bu Anayasada yedi temel madde bulunur. Daha sonra ekler yapılmışsa da belirleyici alan bu yedi maddelik yasadır.
Bizim ülkemizde ise cumhuriyetin üçte biri sıkıyönetimler ve darbelerle geçtiği için anayasalar hükümetlerin her fırsatta değiştirebildikleri bir belgedir. Yönetilenler için uyulması zorunlu olan anayasa, yönetenlerin yönetimlerini güçlendirmek için değiştirmede hatta çiğnemede beis görmedikleri bir belgedir.
Özal tarafından ortaya konulan bir kere çiğnemekle bir şey olmaz düşüncesi sonrasında gelen siyasetçiler içinde bir yöntem olmuştur. Erdoğan ''Türkiye'de rejim fiilen değişmiştir'' derken de anayasanın dışına çıktığının net mesajıdır. Ki uygulamaları ile de bunu ortaya koymuştur.
Cumhuriyetin kurucuları devletle CHP'yi özdeş kılmışlardır. O anlamda Mustafa Kemal devlet yönetiminde demokratik olmayan kuralları işletebilmiş, CHP'de kimin genel başkan ve başbakan olacağını kendisi belirlemiştir.
Mustafa Kemal Şeyh Said isyanını bastırmada, Ali Fethi Okyar'ın sıkıyönetim tedbirleri ile çözüm yanlısı olmasından dolayı 1925 yılında istifasını ister, yerine İsmet İnönü'yü getirir. İsmet İnönü eliyle Şeyh Said ve arkadaşları idam edilir, direniş bastırılır.
Dersim katliamından önce İnönü mecliste bir konuşma yapar. ''Dersim hadisesi bitmiştir'' der. Çünkü o dönemde bazı aşiretlerden yüzlerce kişi öldürülmüş, bazıları sürgüne gönderilmiştir. Ancak Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak, Dersim için katliamda ılımlı davrandığı için ( kanında biraz da olsa Kürt kanı var diye) İnönü'nün istifasını ister. Yerine Celal Bayar getirilir, çok kısa sürede Seyit Rıza asılır ve Dersim bombalanır, on binlerce Kürt katledilir. Burada Mustafa Kemalin hem pragmatist tutumu hem de otoriter siyaseti belirgin bir şekilde görülmektedir. Bu örneklerde de görüyoruz ki tarihte kendi partisinin insanlarına darbe yapan bir gelenek var.
Erdoğan Cumhuriyetin kurucu kadrolarına karşı eleştirel tutum takınan biri. Ancak onların yöntemlerini onlardan fazlasıyla kullanır durumda. O da partisine karşı darbe yapmıştır. Davutoğlu'nun son basın toplantısında ''4 yıllık hukukumuzun kısa sürmesi benden dolayı değil, ortaya çıkan zaruriyetin neticesidir. '' derken Erdoğan’ın müdahalesine işaret etmiştir.
Davutoğlu'nu bertaraf ederek bundan böyle başbakanlığa işaret edeceği kişi daha düşük profilli ve daha itaatkar birisi olacaktır. Bugün Davutoğlu'nun bu şekilde başbakanlıktan uzaklaştırması fiili başkanlık sürecinin ne tür sonuç vereceğini bize göstermektedir. Demokratik bir devlet geleneğinin olmadığı bu ülkede Erdoğan'ın tek adamlığının nasıl bir keyfiyete dönüşeceğinin çok somut bir örneğidir Davutoğlu vakası. Şimdi biat eden düşük profilli bir kişi ile fiilen başkanlık sistemine geçişi ilan edecektir Erdoğan.
Tarih tekerrür ediyor.
Ancak ne ülkenin, ne de dünyanın koşulları, tek parti döneminin koşullarına benzememektedir. Bu anlamda Erdoğan'ın faşizan bir yönetim özlemi karşıt dinamiklerini de üretmiştir. Önümüzde ki süreç Erdoğan'ın aleyhine dönecek potansiyelleri barındırmaktadır. Ancak ülke insanı bir süre daha Erdoğan’ın keyfiyetinin yarattığı acıyı, yıkımı yaşayacaktır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017