Cemile Bayraktar
Kitle iletişim araçlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sonrasında başka bir dünya olacağı, artık eskisi gibi yönetici aktörlerin belirlediği medya programları üzerinden algı yönetimi yapmanın kolay olmayacağı, medyanın bir cep telefonu ve internet bağlantısı üzerinden bireyleşeceği konuşuluyordu. Kısmen doğru olabilir ama tümden doğru olduğu büyük bir balon ve şu günlerde patlamış durumda.
Başka toplumlarda durum farklı olabilir ancak Türkiye’de yarım asır önce toplum iki temel kimlik; Türklük ve Müslümanlık vurgusu üzerinden nasıl meşgul ediliyorsa bugün de bir farkı yok.
İki tane genç, bilgileri çok yeterli değil, gençliğin verdiği toylukları var, asırlardır üzerinde tartışılan problemleri birkaç saatlik tartışma üzerinden çözmeye, düğümlemeye falan çalışıyorlar. Biraz üzerine konuşuruz ve geçeriz, ne olacak ki?
Ama öyle olmuyor, bir kesim din elden gidiyor bağırtısı kopartıyor ve gençlerden birine soruşturma açılıyor. Diğer genç ise sadece popüler olmasına mukabil ciddi bir entelektüel muamelesi görüyor ve nihayetinde bu balon hızlıca patlıyor. Yetmiyor bir de vasat ve altı olduğu için bu tip gündem işgalcisi konulara ülkedeki mütefekkir kesim dahil olmadıkları için eleştiriliyorlar. Yani bu çukura çekilmek isteniyorlar. (Çok şükür akıl ve izan sahibi olmaları nedeniyle o çukura inmediler.)
Neyse birden Müslümanlığın elden gideceği korkusuyla kitleler ve bot hesaplar ve gündem meşgul ederek yani toplumu birbirine kırdırarak yaşamlarını idam ettirenler, bu hiçbir şey ifade etmeyen olayı her şeyi ifade ediyormuşçasına harlıyor.
Eş zamanlı olarak, mafyayı kutsayan, özendiren dizilerden tanıdığımız bir aktörün uzun süre önce zikrettiği bir ifade üzerinden bir Türklük vurgusu kıyameti kopartılıyor. Aman Allah’ım sanırsınız ki ülkede savaş çıkmış, Türkiye halkı ırkı üzerinden tehdit altında, bir kesimin elinde bir mezura kafatası ölçerek kim Türk kim değil ölçüyor ve Türk olmadığını düşündüklerini önce hain ilan ediyor sonra paket edip sınır dışı etmeye kalkıyor.
Kim bunlar?
İsim sahte, profil fotoğrafı yok.
Gaza getirilmiş birkaç heyecanlı tip mi yoksa planlı bir operasyonel bot silsilesi mi belli değil!
Bakın bir tanesi güya Türklüğü yücelttiğini zannederken şu ifadeleri kullanıyor; “Falanca sayıda Türk boyu annelerinize tecavüz etti.” Yumuşatarak verdiğim bu ifadelerin orijinalini yazmam mümkün değil, yine de çok özür dileyerek paylaşıyorum, bu akıl dışılığın vardığı yer burası; Türk boylarını, Türk askerlerini yücelttiğini zannederken onlara “tecavüzcü” damgası vurmak. Bundan büyük utanç olmasa gerek!
Yetmiyor!
Bir siyasi parti yöneticisi çıkıp “Müslüman değilseniz size azınlık muamelesi yapalım” diyor. Hızını alamayıp “Türkiye Türklerindir” sloganıyla bitiriyor.
Sonra gelsin kavga gitsin kıyamet!
Türkiye’nin ateist, Müslüman, Yahudi, Kürt, Türk, Ermeni, Alevi, deist… vatandaşları var, kurucu unsurları var, azınlıkları var, asli unsurları var, var oğlu var. Ama bilin bakalım ne yok; huzur!
Ülkeyi en çok sevdiğini iddia eden kesim ülkede sürekli huzursuzluk çıkartıyor. Bunların sekülerler ve muhafazakarşeklinde iki ayrı kitlesi var ama icraatları hep aynı; huzursuzluk vermek!
Ermeni gazeteci öldürmek, bin yıldır bu topraklarda yaşayan Kürtlerin kimliğini inkar etmek, dillerini yok saymak, Yahudilere İsrail’den nefret etseler bile Netanyahu muamelesi yapmak, dindarları sapık ilan etmek, Müslümanlığın Araplaşmak olduğunu iddia etmek ve Türklerin Müslüman kimliğini reddetmek, Almanya’da bir Türk’ün burnu kanasa kıyamet kopartmak ama kucağında çocuğu olan Suriyeliyi Türkiye’de toplu taşımadan fırlatarak atmak… bu huzursuzluk verme silsilesi uzar gider.
Ancak bunların çok sevdiğini söylediği ülkeye verilen rahatsızlıktan yana hiç şikayeti olmaz; Salda cennetine asfalt dökülmesi, yetişmiş beyin doktorların dövülmesi, geleceği yetiştiren annelerin sokak ortasında çocuklarının babası tarafından öldürülmesi, kadınların tacize uğraması, cennet koyların imara açılması, yeşil ormanlarla süslü dağların traşlanıp taş ocağı yapılması, siyanürle altın aranması, katilin serbest bırakılması ve serbest bırakılan katilin ilk eyleminin niye bana yan baktın diye bu ülkenin vatandaşını öldürmesi, sakatat toplayan bir babanın zabıtalarca itilip kakıldıktan sonra üzüntüden kendini elektrik direğine asması gibi durumlarla ilgili rahatsızlıkları yoktur, olamaz.
Rahatsız oldukları tek konu, Türkiyeliyim demenizdir.
Ama bunla da bitmiyor. Yöneticilerimiz yeni cepheler açmak istiyor, bir gün doktorlar, yaşam şartları iyileştirilmedi diye yurt dışına çıkınca düşman ilan ediliyor. Bir başka gün öğretmenler, bakanları tarafından kamu kaynaklarınıkullandıkları için hedef alınıyor. Görevini yapmadığı için artan hayvan popülasyonunun oluşturduğu krizleri yaratan belediyeler çözmüyor, ürettikleri bu sorunu kendileri çözmüyor, bu sorunu hayvanların boynuna bırakıp köpek düşmanlığı üretiyorlar. Gazeteciler tehdit ediliyor. Araba almak artık aşırı lüks ve çöpten hallice de olsa ucuz diye canınızı dişinize takıp almaya çalıştığınız Chery’ye ek vergi zammı yapıyorlar. ‘Düşman Yunanistan’ın adasında uygun fiyatla bir balık mı yemek istediniz, hemen yurt dışı çıkış harcı çarpı 10 fiyatına çıkma ihtimali taşıyor. Neredeyse hiçbir ülke bizim vatandaşlarımıza vize vermek istemiyor. Kutsanılanırkın ülkesine vize verilmek istenmiyor. Ne gidebiliyorsun ne kalabiliyorsun. Gitsen hainsin, kalsan huzur vermiyorlar.
Çok bir şey istemiyoruz, biraz sevgi, biraz saygı, biraz da değer görmek istiyoruz!
Bu ülkede kalmak ve biraz mutlu, bi miktar huzurlu olmak istiyoruz; niye izin vermiyorsunuz? Bizim üç kuruşluk huzurumuz size niye rahatsızlık veriyor. Yoksa az huzura erer, biraz düşünme fırsatı bulur ve sizin suni kavgalarınızdan sıyrılır da kendinize layık gördüğünüz refahı, bu ülkenin vatandaşlarından esirgemenizi eleştiririz diye mi endişeleniyorsunuz?
Artık yetmedi mi?
Biz bu ülkenin vatandaşları olarak size güvenmekten, oy vermekten başka ne yaptık da bize bu huzursuzluğu reva görüyorsunuz?
Bu kadar huzursuzluk bize bile fazla değil mi?
Türklük ve Müslümanlığı idealleştiriyorsunuz, amenna… Peki merak ediyor musunuz Türkler ve Müslümanlar, Müslüman Türkler mutlu mu?
Ben size söyleyeyim, değil. Ve onları mutsuz eden de öteki ırklar değil, dış güçler değil, “kafirler” değil!
Müslüman bir Türk olarak, bayram günü, ülkemle ilgili çok güzel şeyler düşünmek ve yazmak isterken, benim gibi binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının neden huzurlu hissetmek yerine bayram ziyaretinden sosyal medyaya kadar her yerde kavga kıyamet halinde yıprandığını ve yıprattığını izlerken, sadece Müslüman ve Türk olmakla mutlu olacağını iddia ettiğiniz vatandaşlarınızın Müslüman ve Türk olmasıylaher şeyin düzeleceğinden emin misiniz?
Evet, Müslüman ve Türkler ama yine de bu, hiçbir şeyin yolunda gitmesini sağlamıyor, farkında mısınız?
Evet, sana soruyorum, Müslüman ve Türk’üm diye bağırmaktan boğazları şişmiş arkadaşım, kardeşim, soydaşım, sana, mutlu musun? Cevap vereyim, değilsin. Mutlu olsan gülümser ve kendi hayatına bakardın oysa sen sağa sola öfke kusarak, nefret saçarak oldukça mutsuz bir biçimde kendi mutsuzluğunun acısını bir başkasından çıkartarak sana verilmiş ömrü heder ediyorsun. En kısa zamanda farkına varman ve kendini kurtarman temennisiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024