Çiğdem TOKER
Sekiz yıl önce, adeta ikinci bir Hazine mantığıyla özel şirket olarak kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesinde, kamu sermayeli bankalar ve kamu sermayeli şirketler olduğunu biliyoruz değil mi?
Kuruluş yasasından hemen sonra Bakanlar Kurulu kararıyla buraya devredilmişti. Zaten amaç da buydu…
Hatırlatmaya devam edelim:
TVF'nin kendisi, Sayıştay denetimine tabi değil. Ancak özel kanunu gereği, yapılan bağımsız denetim ile devletteki denetim elemanlarından oluşan küçük bir grubun hazırladığı raporların TBMM'ye getirilerek hesapların görüşülmesi gerekiyor. (Bağımsız denetim raporlarını denetim alanında faaliyet gösteren büyük şirketler hazırlıyor.)
Bu yasal zorunluluk, TVF kurulurken muhalefet vekillerinin ısrarı ve itirazıyla getirilmişti. Gerekçesi de TVF'nin içindeki söz konusu şirketler ile tıpkı ikinci bir Hazineymiş gibi tanınan olağanüstü yetkiler.
Gelin görün ki, TVF'yi Sayıştay denetiminin dışında tutan iradenin, TBMM'ye TVF kanunuyla tanınan bu sınırlı denetimin bile hakkıyla yerine getirilmesine engel olduğu anlaşılıyor.
Bu kadar iddialı bir ifade kullanmamın nedeni ise TVF'nin son TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na getirilen denetim raporlarından sonra ana muhalefet partisinin hazırladığı ve birkaç gün önce Komisyon başkanlığına sunduğu ibretlik rapor.
Kaçış için yan yollar
Oldukça kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde hazırlanan 138 sayfalık bu rapor, içinde kamu bankaları, kamu enerji şirketleri ve daha bir çok önemli kamusal şirketin bulunduğu TVF'nin her bir vatandaşı doğrudan ilgilendiren hakiki bir denetimden nasıl ve hangi yöntemlerle kaçındığını ortaya koyuyor.
Söz konusu muhalefet raporu aynı zamanda; TVF'yi, içindeki sanki bütün ülkeyi ilgilendiren Ziraat Bankası, Halk Bankası, BOTAŞ, PTT yokmuş da borsaya meraklı yatırımcıların ilgi duyduğu, finansal okuryazarlığı önceleyen kişi ve kurumların ilgi duyacağı bir şirketmiş gibi gösteren, denetimi böyle bir karaktere indirgeyen yaklaşımı deşifre ediyor.
Yedi CHP vekilinin imzası
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki CHP milletvekili üyelerin (Rahmi Aşkın Türeli, Veli Ağbaba, Cavit Arı, Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Cevdet Akay, Mustafa Erdem, Tahsin Ocaklı) imzasını taşıyan bu raporun ele aldığı ilk konu denetim raporlarının geçmişte olduğu gibi yine geç kalması.
TBMM'yi adeta hiçe sayan bu gecikmenin bir alışkanlığa dönüştüğü vurgulanan raporda, bu konuda muhatapların tatmin edici cevaplar vermediği gibi, sürece ilişkin yasal değişiklikler yapılması önerisinin dahi reddedildiği vurgulanıyor.
Gecikmenin ayrıntısı
TVF, TVF'nin kurduğu şirketler, alt fonların 2022 yılı mali tablo ve faaliyetlerine ilişkin inceleme raporlarındaki gecikme, 87 günü bulmuş.
TVF kanununun denetim maddesinde, takvimin ne olması gerektiği yazılı. Buna göre 2022 yılı denetim raporlarının Ekim 2023'de tamamlanması gerekiyordu; 10 Kasım 2023'de tamamlandı.
Raporlar 71 gün sonra da Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na 26 Ocak 2024'te ulaştı. 29 Ocak'ta da komisyon üyelerine dağıtıldı. Plan Bütçe Komisyonu'nun 1 Şubat'taki toplantısında, raporların neden geciktiği sorusuna, "Konsolidasyon işlemlerinin ve konsolide bağımsız denetim raporunun hazırlanma işleminin uzaması ve bazı bilgilerin elde edilmesindeki zaman sıkışıklığı" cevabı verildi.
Komisyon üyelerinin "Geçmiş yıllardaki gecikmeleri dikkate alarak yeni norm düzenleyelim" önerisi kabul görmedi.
Ekleriyle birlikte binlerce sayfayı bulan bu raporların iki gün gibi bir sürede üye milletvekilleri tarafından okunup değerlendirilmesi bekleniyordu.
CHP'nin TVF denetim müzakeresiyle ilgili muhalefet raporunda şöyle deniliyor:
300 milyar dolarlık varlık
"Plan ve Bütçe Komisyonunun söz konusu raporları ve eklerini iki günlük bir sürede inceleyip değerlendirmesi mümkün değildir.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun söz konusu raporlar üzerindeki denetimi sembolik bir denetim değildir. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine 300 milyar dolarlık bir varlığa sahip Türkiye Varlık Fonu'nun raporlarını ve eklerini değerlendirip incelemeleri için uygun süre tanınmaması aynı zamanda komisyonun denetim yetkisini sınırlama niteliğindedir."
Fon ve kuruluş yöneticileri nerede?
TVF'nin yöneticileri ile Fon bünyesindeki kamu sermayeli şirket ve kuruluşların yöneticileri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısına bu sene de katılmadı. Toplantıda yalnızca Genel Müdür Salim Arda Ermut hazır bulundu.
TVF bünyesindeki Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, THY, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV, Türk Telekom, Türkiye Hayat Emeklilik, Türkiye Sigorta, TCDD İzmir Alsancak Limanı, Eti Maden İşletmesi, Çaykur, Türkşeker, Milli Piyango İdaresi vb. şirketlerinden yönetici veya temsilci Komisyon toplantısına katılmadı.
Rapora göre, Bağımsız Denetim raporu düzenleyenler de TBMM toplantısında bulunmadı. Komisyon üyesi milletvekillerinin yaptığı eleştiri ve değerlendirmelerin not edilmesi bir teamülken bu teamül de ortadan kalkmış oldu.
DDK üyelerinin TVF'yi denetlemesi
- Önceki yıllarda TVF'nin, Cumhurbaşkanı'na bağlı olan, atanma ve görevlendirilmeleri Cumhurbaşkanı tarafından yapılan Devlet Denetleme Kurulu (DDK) denetçilerinin başkanı yine Cumhurbaşkanı olan TVF'yi denetlemesinin, denetim etiği açısından sakıncalı olduğu görüşmelerde dile gelmişti. Ancak TVF raporlarının hazırlanmasında DDK denetçilerinin görevlendirilmesi uygulaması sürüyor.
- DDK Başkanı başta olmak üzere çok sayıda Cumhurbaşkanlığı üst düzey personeli ile TVF yönetim kurulu üyesi aynı zamanda TVF bünyesindeki şirketlerde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor.
Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi muhalefet raporunda bu tespit, şu tabloyla aktarıldı:
"Neden zarar ediyor"un cevabı yok
Raporda vurgulanan en önemli başlıklardan biri de TVF'de kamu adına denetim yapan denetim elemanların, önemli konularda hiç değerlendirme yapmayışı.
Söz gelimi; TVF portföyündeki BOTAŞ'ın, Çaykur'un, PTT'nin, TVF'ye devrinden sonra zararının neden arttığına dair, kamu adına hiçbir inceleme ve bulgu yer almıyor. PTT, özkaynaklarını 2021'de ve 2022'de kaybetmesine karşın, bu konuda herhangi bir araştırma ve tespit yok! Aynı durum BOTAŞ zararı için de geçerli. Dahası, TVF bünyesinde sonradan kurulmuş olan enerji, petrol, teknoloji alanındaki şirketler de zarar etmesine karşın, bu konuda da kamu denetçilerinin tespiti yer almadı.
Örtülü ödenekten aktarılan kaynak
TVF'nin 2022 yılına ilişkin denetim raporlarını eleştiren ve CHP'li üyelerce Plan Bütçe Komisyonu'na sunulan muhalefet raporunun en kritik bölümlerinden biri de örtülü ödenek meselesi.
Geçen yıl haberlere de yansımış olan 25 milyon TL'lik örtülü ödenek meselesi de enine boyuna tartışılıyor Komisyon başkanlığına sunulan bu 138 sayfalık metinde.
TVF'nin yeni kurulduğu zamanlarda, eski Başkanı Mehmet Bostan ile Mineks Uluslararası Sermaye ve Yatırım Danışmanlığı firmasının yönetim kurulu başkanı Bülent Göktuna'nın, 25 milyon dolarlık usulsüz bir komisyona aracılık ettiği ve devleti zarara uğrattığı iddialarıyla tutuklandığı hatırlatılan raporda, ilgili haberlere atıf yapılarak, konunun akışı şöyle verildi:
"Söz konusu haberlerde;
- Mehmet Bostan'ın Kasım 2016'da 200 milyar doları yöneten Varlık Fonu'na, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından başkan olarak atandığı,
- 11 ay boyunca Varlık Fonu'nu yöneten Mehmet Bostan'ın Eylül 2017'de ani bir şekilde görevden alındığı, bu durumun Varlık Fonunda tespit edilen 25 Milyon Dolarlık bir açığın araştırılması ile ilgili olduğu,
- Yapılan incelemeler sonunda bu paranın Mineks Uluslararası Sermaye ve yatırım danışmanlığı firmasının yönetim kurulu başkanı Bülent Göktuna'ya transfer edildiğinin anlaşıldığı,
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söz konusu olayın Devlet Denetleme Kuruluna incelettirildiği, Devlet Denetleme Kurulunun 1 yılı aşkın bir sürenin ardından raporunu tamamladığı,
- Yurt dışından 25 milyar dolarlık fon bulacağını söyleyen Bülent Göktuna'ya 25 milyon dolarlık bir komisyon ödendiği,
- Ancak istenen fon alınamadığı gibi 25 milyon dolarlık komisyonun da harcandığı,
- Raporla ilgili olarak yargı mercilerince yapılan işlemler sonucu Varlık Fonu eski Başkanı Mehmet Bostan ve Bülent Göktuna'nın tutuklandığı,
- Varlık Fonu eski Başkanı Mehmet Bostan'ın mahkemede; 'Ben bu konuda emniyette ve savcılıkta ifade verdim o ifadelerimi aynen tekrar ederim, ben Türkiye Varlık Fonu kurulduğu zaman görevlendirildim ve 9 ay yönettim, daha önce birçok önemli görevde yer aldım ve hiçbirinde sıkıntı çıkmadı, buradaki olayı izah etmek isterim. O zaman fon kurulurken Binali beyin talimatıyla bir grup ile birlikte çalışmaya başladım. Biz hiçbir zaman kural dışı bir şey yapmadık, benden sonra da o ekiple 9 ay daha çalışılmış. Benden sonraki süreçte yapılan şeylerle ilgili itham ediliyorum. Bu gruba ödenen para bizim kasamızda mevcut değildi. Bizim sermayemiz bu kadar büyük değildi. Bu bizi aşan bir şey dedim, bunun üzerine örtülü ödenekten bize 25 milyon dolar verildi. Biz de doğrudan o kuruma ödedik. Ben bana emrolunan şeyi yaptım, yönetim kurulu kararı mevcut, ben hayatım boyunca kimseyi dolandırmadım. Asla ve katta bu paranın bana bir kuruşu nasip olmadı' şeklinde ifade verdiği, tutuklandıktan 2 hafta sonra tahliye edildiği,
- Bilahare tahliye edilen danışmanlık şirketi sahibi Bülent Göktuna'nın ise, ifadesinde, hangi kurum, kişilere ve hangi uluslararası firmalara ne kadarlık bir ödeme yaptıklarını anlattığı, "Hukuk bürosuna yaklaşık 4 milyon dolar ödedik. MacKenzie firmasına 6 milyon dolar ödedik. NewOak'a 3 küsur milyon dolar ödedik. Allen Associates firmasına 2 milyon dolara yakın para ödedik. Deutsche Bank'a yaklaşık 3 milyon dolar ödedik. Bir de 2 yerel avukatlık bürosuna 250'şer bin dolardan 500 bin dolar ödedik. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına da bir miktar ödeme yaptık" şeklinde ifade verdiği,
Burhan Göktuna'nın da avukatı olan ve adli kontrol şartıyla serbest kalan Burhan Asaf Şafak'ın ifadesinde ise, 25 milyon dolarlık örtülü ödenek parasına ilişkin olarak "Bu para, dönemin Başbakanı, Müsteşarı, örtülü ödenek sorumlusunun ve birçok bürokratın onayı ile gönderilmişti" şeklinde açıklamada bulunduğu,
6 milyon dolarlık ödeme yapılan uluslararası danışmanlık firması MacKenzie'nin gönderilen ihtarname sonrası söz konusu parayı iade ettiği, 25 milyon dolarlık ödemede, kamunun zararı olarak görülen miktarın ise 19 milyon dolar seviyesinde olduğu,"
şeklinde bilgi ve iddialar yer almaktadır.
25 milyonun izi nerede?
TVF'nin 2016 ve 2017 yıllarını ilgilendiren bu olayla ilgili muhalefet değerlendirmesi, raporda şöyle yer aldı:
"Komisyon ödemesi havalesi ile ilgili herhangi bir kayıt, işlem, iz, açıklama veya değerlendirme bulunmamaktadır.
Söz konusu komisyon ödemesi ile ilgili olarak yapılan tespit ve işlemlere 2022 yılına ait mali tabloları ve faaliyetleri hakkındaki 10.11.2023 tarih, 72419889- 663- 02/37- 47 ve 48 sayılı Denetim Raporlarında hiçbir şekilde yer verilmemesi ve bu konuda Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin bilgilendirilmemesi Türkiye Varlık Fonu ile ilgili olarak Kanunun 6. maddesinde yer alan denetim mekanizmasının işlemediğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Türkiye Varlık Fonu ilk kurucu Genel Müdürünün görev döneminde örtülü ödenekten aktarılan kaynakla yapılan usulsüz bir komisyon ödemesi nedeniyle tutuklanması, bu konudaki kamu zararının oluşum şekli ve ilgililerin sorumlulukları hakkında Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin bilgilendirilmemesini TBMM'nin denetim işlevini yerine getirmesini engelleyici bir tutum olarak değerlendirmekteyiz."
Biraz uzun oldu biliyorum. Ama nadiren de olsa gerekiyor.
Yazıyı, TVF için iyi işler yapacağını iddia eden birilerine 25 milyon dolar örtülü ödenek aktarımı iddiasının çok ciddi bir olay olduğunu ve bu olayın TVF denetimlerinde ("bağımsız" ya bir de….) neden kendisine yer bulamadığını bir kez de soru olarak buraya aktararak bitirelim.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
19.07.2025
9.07.2025
4.07.2025
20.06.2025
18.06.2025
4.06.2025
2.05.2025
9.04.2025
2.04.2025