Çiğdem TOKER
AKP’nin, önüne hedef diye koyduğu düzenlemelerden geri adım attığı görülmüş değildir. Olsa olsa, kendi takvimlerine göre biraz gecikir, hedef kanunun/planın kılık kıyafeti biraz değiştirilir hepsi o kadar. İktidarın 23 yıllık tarihi, yükselen tepkiler sonucu geri adım atarmış gibi yapıp bir müddet sonra -tercihen gündem tamamen değişince- yeniden pişirerek önümüze sürdüğü, TBMM çoğunluğuna dayanarak Meclis’ten geçirilen örneklerle doludur.
Rıza üretmek istediği zaman hepimizden, yetkili şahıslar düzeyinde çatık kaşlar ve yüksek tonda saygı talep ettiği yargı kararlarını zerre takmadan üstelik.
Hele ki söz konusu yakın sermaye şirketleri ise AKP’nin, o şirketlerle ortak çıkarlarını, millet/kamu yararı gibi göstermekte hayli mahir olduğun konusunda da herhalde hepimizin yeterli şahadeti mevcut.
Upuzun ve anlaşılmaz madde
Kömür santralları için zeytinlikleri katledecek kanun düzenlemesi, bu kadim (!) bilginin son örneği olarak karşımıza çıktı.
TBMM’ye sunulan yeni kanun teklifi, enerji alanında bir torba kanun. Bu torba yasanın hayli uzun ve kötü kaleme alınmış (belki de anlaşılmasın diye bilerek) 11. maddesi, zeytinlik alanların kömür santrallarına fedasını anlatıyor.
Daha önce aynı yasa değişikliği gerektirmesine karşın, bir şans denenip yönetmelikle düzenlenmeye kalkışılan zeytinlikleri imha projesi, uzun bir Danıştay sürecinin ardından yeniden kanun maddesi girişimi olarak Meclis’e sunuldu. Zeytinciliğin özel kanunu olan ve 1939 yılında çıkarılan "Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun" yine dikkate alınmadan...
Yönetmelik değişikliğinin yargıdan dönmesinin ardından yapılan ilk yasal düzenleme 2023 yılında TBMM’de görüşülmüş ancak yine tepkiler üzerine geri çekilmişti. Bu geri adımda, kadınların üreticilerin direnişinin payı büyük olmuştu.
* * *
Yeni düzenleme ile termik santralların kullanacağı kömür sahalarına rastlayan zeytin ağaçlarının yine taşınmasından bahsediliyor. Tercihan önce bulunduğu ilçe ve il sınırlarında, olmazsa başka şehirlere taşınacakmış zeytinlikler. Daha önce de yazdım, “kesilecek” kelimesi kullanılmıyor. Bu sözcüğün yol açacağı tepkiden olsa gerek taşınmaktan bahsediliyor ama zeytinlikleri için direnen herkes bunun kesilmek anlamına geldiğini biliyor.
Neyse, taşınacak ağaçların yerine, Bakanlık yeni alan belirleyecek ve taşınanlara eşdeğer büyüklükte zeytin sahası tesis edilecekmiş. O sahalarda termik santral için kömür çıkaran şirketlerden de (ruhsat sahibi deniyor) ruhsat bedeli kadar bedel tahsil edilecek.
Bu yasal düzenleme ile Danıştay’ın kararları hiçe sayılıyor. Üstelik kamu yararı tanımı ve anlamı da tekrar değiştirilerek. Şirketlerin talebi üzerine Bakanlık tarafından hazırlanıp sonradan AKP’li vekillerin imza attığı madde metnine göre, kamu yararı zeytinliklerin kesilmesindeymiş.
Nedenini de yasanın madde gerekçesinde özetle şöyle anlatıyorlar:
Kömüre dayalı enerji cari açığı düşürüyor
- Ülkemizin enerji talebi her geçen yıl artıyor. Artan bu talebin, güvenli sürdürülebilir ve ekonomik bir şekilde karşılanabilmesi için yerli kaynaklara dayalı bir üretim portföyünün oluşturulması, büyük önem arz ediyor.
- Yerli kömür kaynaklarına dayalı elektrik üretimi, hem arz güvenliğinin sağlanması hem de dışa bağımlılığın azaltılması açısından stratejik bir unsurdur.
- 2024 yılında Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yüzde 14’ü yerli kömür santrallarından karşılanmıştır. Aynı miktarda elektriğin ithal doğalgazla üretilmesi, yaklaşık 9 milyar metreküp doğalgaz tüketimini ve güncel fiyatlarla 3,5 milyar dolar düzeyinde bir maliyeti beraberinde getirecektir. Dolayısıyla yerli kömür kullanımını enerji ithalat maliyetini düşürerek cari açığın azaltılmasına katkı sunmakta ve ekonomik istikrarı desteklemektedir.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar artmakla birlikte, bu kaynakların kesintili üretim yapısı, sürekli ve kontrol edilebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırmamaktadır. Yerli kömür santralları, baz yük santralı olarak şebeke istikrarını sağlamakta, yenilenebilir üretimin değişkenliğini dengelemekte ve özellikle kış aylarında sistemin yükünü taşımaktadır.
- Bu çerçevede yerli kömür kaynaklarının değerlendirilmesi, yalnızca teknik bir tercih değil, enerji arz güvenliğinin sağlanması, ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi ve bölgesel kalkınmanın desteklenmesi bakımından da stratejik bir zorunluluktur.
* * *
Özetle, kömüre dayalı termik santralların yaptığı üretim, arz güvenliğini sağlıyor, doğalgaza bağımlılığı azaltıyor ve cari açığı düşürüyor. Üstelik ekonomik bağımsızlığımızı da güçlendiriyor.
Bu analizin içinde kesilecek ve yok edilecek zeytinliklerin, zeytin ve zeytinyağı rekoltesini ne kadar düşüreceği, ihracatı ne kadar eksilteceği, iç pazarı nasıl etkileyeceğine dair veriler bulunmuyor. Varsa yoksa enerji güvenliği ve cari açık.
Şu notu düşelim:
Kömür santrallarını savunurken gerekçe diye yazılan, “aynı miktar elektriğin kömür yerine doğalgazla üretilmesinin maliyeti” olan 3,5 milyar dolar, bu zeytinlerin lehine kesileceği bazı şirketlerin de içinde olduğu KÖİ projelerine aynı iktidarın ödediği garanti tutarlarıyla karşılaştırıldığında hiç de etkileneceğimiz kadar devasa bir para değil.
Doğayla barışık olacakmış (!)
Aynı madde gerekçesinde, uzman kişilerin “sürece katkı sağlayacağından” da bahsediliyor ve “zeytinlik alanlarda kayıp yaşanmadan doğayla barışık bir biçimde sürdürülmesi doğrultusu” deniliyor.
Bu kanun teklifi eğer TBMM'den geçerse, çok yakında seyrederiz o doğayla barışık halleri
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
4.06.2025
2.05.2025
9.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
26.02.2025
7.02.2025
17.01.2025
2.01.2025