Çiğdem TOKER
Ankara Hukuk’ta Ceza Hukuku dersi aldığımız dönem (Hocamız Prof. Nevzat Toroslu’nun ruhu şad olsun) aylardır siyasi gündemdeki yeri düşmeyen etkin pişmanlık kavramının adı, “faal nedamet”ti.
Dersi bu isimle öğrenmiş, bu isim altındaki sınav sorusunu cevaplamıştık.
24. yılını idrak eden AKP’nin iktidara gelişinden kısa süre sonra, AB’ye uyum kapsamında Türk Ceza Kanunu köklü değişikliğe uğradı. “Faal nedamet” de bu sırada etkin pişmanlığa dönüştü. Sadece isim olarak değil, maddenin ruhu ve içeriği de önemli ölçüde farklılaştı. (Bu farklılık, doktriner ve teknik bir tartışma olduğu için atlıyorum.)
* * *
İBB’nin tutuklu belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve diğer belediye başkanları ile yöneticilere düzenlenen operasyonlar sürecinde etkin pişmanlık müessesesini, neredeyse “baş aktör” gibi okuyup dinleyip izliyoruz.
Bugün kamuoyuna yansıyan yönüyle etkin pişmanlıkta, şüpheliler, iddia edilen suça dair “konuşması” karşılığında tahliye ediliyor, konuştukları da delile dönüşüyor.
Ancak ceza yargılamasında hayati önem taşıyan delillendirme açısından bakıldığında; etkin pişmanlıktan yararlananların sunduğu aktarımlar, ifadeler. Dosyaya dahil edilecek/edilen veriler, delil kalitesi açısından tartışmalı bir tablo çiziyor. Ceza Kanunu’nun gösterdiği bir yol olan etkin pişmanlık müessesesinin “dışarıdan” müdahalelerle maniple edilir hale geldiğine dair kuşkular, etkin pişmanlık müessesesine güven ve inanç duyulmasına engel oluşturuyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dün basın açıklamasında -tekraren- altını çizdiği gibi; CHP yönetimindeki yerel yönetimlere yönelik soruşturma dosyalarında, etkin pişmanlıkla aktarılan bilgiler, veriler aradan beş ay geçmesine karşın, kendilerine hazırlanmış bir iddianamede henüz bir karşılık bulabilmiş değil. Çünkü iddianameler henüz hazır değil. (Oysa tutukluların bulunduğu soruşturma dosyalarında iddianamelerin görece daha kısa sürede hazırlanması beklenir.)
Haberini izlemiş ya da okumuşsunuzdur. Özel, bir gün önce “Yarın 12.00’yi bekleyin” diyerek anons ettiği açıklamasında, AKP’nin eski yöneticilerinden avukat Mücahit Birinci'nin İBB soruşturmasında tutuklu iş insanı Murat Kapki'yi cezaevinde ziyaret ettiğini, bu ziyarette, önceden yazılmış 1,5 sayfalık ifade tutanağını imzalamasını istediğini söyledi. Özel, Birinci’nin Kapki’den ayrıca 2 milyon dolar talep ettiğini, bunun üzerine Kapki’nin de Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’na bir dilekçeyle başvurduğunu açıkladı. Dilekçe kopyası da basına dağıtıldı.
Özel’in bir saatten fazla kürsüde kalarak anlattıkları, sağlıklı işleyen bir hukuk devletinde temel mekanizmaları harekete geçirmekten başka siyasi iktidar açısından da zorlayıcı, siyaseten baskı kurucu sonuçlar doğururdu.
İstifanın felsefi anlamda bir özgürlük meselesi haline geldiği bir siyasal sistem içinde, kuşkusuz kimsenin istifa etmemesi şaşırtıcı değil. Bu eşik çoktan aşıldı. Bunun kadar hatta daha vahim olan ise toplumsal algı açısından hepimizin ortaklaştığı ve neredeyse bağışıklık kazanılmış bir durumun varlığı.
Çoğumuz duymuştur; hani ağrı, acı eşiği yüksek insanlardan bahsedilir. Bir kişinin ne kadar acıyı, ağrıyı tolere edebileceğini ifade eder. Hatta o kadar ki, ağrı eşiği çok yüksek olan kişilerin bazen ciddi sağlık sorunlarının geç fark edildiği söylenir. Toplumsal halimiz biraz ağrı eşiği yüksek insanların hali gibi.
O kadar derin ve yaygın bir hukuksuzluk adaletsizlik ortamında nefes almaya çalışıyoruz ki, normal koşullarda bir devlet kavramı olan “infial” yaratması beklenen hukuksuzluk iddiaları ve olayları adeta raf ömrü biçilmiş birer gündem ürününe dönüşüyor.
“Tuz kokmadı, balçık oldu” diyen Özel, dünkü toplantıda, buzdağının görünen yüzünün ucu ifadesini hatırlatarak yönelttiğim soruya yanıt verirken belediyelerle iş yapan şirketlerin kendilerinden talep edilenler konusuna değindi. Bu netameli konuda herkesi cesaret göstermeye davet etti. Kapalı bir zarf içinde yaşadıklarını kayıt altına almalarını isteyerek “Yeter ki örtülmesin” dedi.
Ağrı eşiği yüksek insanlara benzeyen bir toplum olmaktan çıkmalıyız. Etkin pişmanlık müessesesine dair haberlerin hiçbir güvensizlik hissi uyandırmadığı bir ortama ihtiyacımız var. Bu da ancak toplum olarak adaletsizlik eşiğimizin düşmesiyle mümkün.
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERFaal nedametten etkin pişmanlığa 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUCHP’nin atağı, AK Parti’nin yıldönümü hayal kırıklığı 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar’ 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBahçeli’nin sancısı… 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENZengezur – Gazze – Reel politik 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Rojava Hep Gündem… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYükselen milliyetçilik neye benziyor? 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKomisyonun zor tercihi ve yargının yolsuzluk çıkmazı 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİndirimli TC vatandaşlığı… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAdalet ile Ahlâk Arasındaki Kopmaz Bağ 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçParantezler… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNNiyet Hayır, Akıbet Hayır 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti bu transferlerle güçlenir mi? 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAMilli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu.. 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMHP’nin devrimci etkisi 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
19.07.2025
9.07.2025
4.07.2025
20.06.2025
18.06.2025
4.06.2025
2.05.2025