Demiray ORAL
Gökyüzü de bilemiyor ne yapacağını.
Akşam karla yattık, sabah bir uyandık ki güneşi deniyor.
Neticede memleketin gökyüzü elbet, kafası fena halde karışık.
Belki de dikkat çekmek istiyor biraz.
Ana babası boşanmak üzere olan bunalımlı çocuklar misali.
Fakat kimsenin gökyüzünü sallayacak hali yok.
Çünkü “şiddetli geçimsizlik yaşadığı bildirilen” veliler, çocuktan beter bunalımda.
Birkaç arkadaş yüksek dozda televizyon izliyoruz son günlerde.
Favorimiz vatandaşın anlayamadığı krizi anlatmaya çabalarken olan bitenden bir şey anlayamadığını söyleyen uzmanlar.
En çok da ekrana “her şeyi bilen” kontenjanından kimi amca ve teyzeler çıkınca eğleniyoruz.
Hele onların bazıları, “Bu bir güçler savaşıdır” diye başlayıp, savaşın taraflarını tarif ederken“cemaat” dememek için bin dereden su getirmiyor mu...
“O” kelimeyi kullanmamak için öyle yaratıcı tarifler yapıyorlar ki, çok affedersiniz aramızdan biri o esnada çişe gitmiş olsa kaçırmasın diye telaşla sesleniyoruz “Koş koş, başladı” hesabı.
Ben, yaratıcılık için acı çekmek gerektiğini düşünürdüm. Ancak bu amca ve teyzelerin “cemaat”dememek için gösterdikleri yaratıcılık karşısında bu hususta bile şüpheye düştüm.
Hâlbuki kasmaya gerek yok, herkes her şeyi kendince biliyor. Misal senelerdir arabamı bıraktığım Beyoğlu’ndaki otoparkçı İsmet bile geçen gün iki dakika muhabbet edince analizi patlattı: “AKP on yıldır tek başına iktidar değil abi. Koalisyon ortağı var, o da cemaat.”
Eyvallah dedim ben de, böylece muhabbeti lastik gibi manasızca oraya buraya uzatmadık.
Ekranda arzı endam eden sevgili amcalar ve teyzeler, net olsanız size de eyvallah çekeceğiz, fıstık gibi olacak.
Haa ama yapmak istediğiniz vakaya “gizem” katmaksa o ayrı.
Ancak bugüne dek gizem kata kata “cemaat”i insanların kafasında memleketi işgal edecek Merihliler misali bir yapıya çevirdiğinizi, daha entelektüel söylersek “cemaat”in ötekileşmesine hizmet etiğinizi de unutmayın derim.
Her neyse... Nerede kalmıştık?
Galiba havadan, sudan, uzaydan filan konuşarak mevzuu memleketin yaşadığı krize bağlamaya çalışıyorduk.
Evet, otoparkçı İsmet’e göre “cemaat” bir iktidar ortağı konumunda.
Peki, madem öyle, neden parti kurup bu işi aleni olarak yapmıyor?
Bu soru da İsmet’e ait.
Gerçi Taraf okuduğunu hiç sanmam ama o esnada cevap verememiştim, şimdi vereyim. Parti kurmak yerine bürokrasiye hâkim olarak memleketi yönetmek daha garantili de ondan.
Seçim derdi, oy derdi yok, hükümet kim olursa olsun gerçek iktidar bürokrasiye hâkim olduğun oranda elinde.
AKP-Cemaat koalisyonu bugüne kadar biz vatandaşlara yansıyacak kadar büyük bir sorun çıkmadan işledi. Ama şimdi işler karıştı.
Son senelerde yargı konusunda, kraldan çok kralcı basın dışında herkes AKP’yi uyardı.
Bir filmde eğer silah görünürse o silah er geç patlar minvalinde bir ton yazı yazıldı. AKP ise her seferinde ezberci öğrenci misali “Yargıya karışamayız” dedi.
Ama pratik gösterdi ki, ne zaman yargı zülfüyara dokundu, AKP gayet şahane karışıverdi (Bkz: Deniz Feneri davası ve MİT krizi).
Ve gördüğüm kadarıyla son kriz en çok öz Ergenekon yandaşlarını sevindirdi. Kış uykusuna yatan“Ergenekon diye bir şey yok, hepsi uydurma”cı tayfa yeniden kafa çıkarmaya başladı.
Ergenekon soruşturmalarını destekleyenlerin eski kararlılıklarının darbe yemiş olmasından da aldıkları enerjiyle şu sıralar muhabbetlerinden şen kahkahalar yükseliyor diyebilirim.
Zaten benim asıl anlamadığım nokta da burası. “Cemaat” ne oldu da Ergenekon soruşturması sürecini bu kadar ağır baltalayacak bir krizi yarattı?
Ergenekon sürecinin en mühim aktörleri olan polis müdürlerinin, savcıların hükümet tarafından tasfiye edileceğini bile bile düğmeye neden bastı?
Kendisine yönelik bizim bilmediğimiz nasıl bir tehdidin olduğunu düşünüyor ki bunu yaptı?
Mümkünse o amcalar ve teyzeler, eğer gerçekten bir şeyler biliyorlarsa bunları açıklasın.
Tabii bunları konuşabilmek için önce evde ilkokul öğrencisi misali çalışıp, heceleyerek “Ce–ma-at”demeyi öğrenmeleri lazım.
Yukarıda sorduğum soruları biraz toptancı bir anlayışla da olsa otoparkçı İsmet de sordu bana: “Abi neyin kavgasıdır bu Allah aşkına?”
Neyse ki bu kez benim cevap vermeme gerek kalmadı, çünkü fırça kaymak için yanına gelen patronu gereken cevabı verdi: “Neyin kavgası olacak seni, beni nasıl yönetecekler onun kavgası.
Onlar tepede tepişirler, bitince de seçimlerde sana fikrini sorar gibi yaparlar. Onun için sen onların kavgasını bırak da buraya kaç araba daha sığdıracaksın ona bak!”
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013