Ergün Diler
Garip bir şekilde dünyada ne olup bittiğini görmek istemeyen insanlar var. Eleştirmiyorum! Konforunu bozmak istemeyebilirler. Ama insan doğası gereği bilginin peşinden koşar! Ancak doğru noktalardan geçmesi şart. Şu an belki cep telefonlarımıza saniyeler içinde yüzlerce bilgi doluyor. Ancak gerçekle çok ilişkisi olmayan detaylar...
Dünya her ne kadar şeffaf hal aldı gibi görünse de GİZLİ İLİŞKİLER, GİZLİ İTTİFAKLAR görülmüyor, bilinmiyor.
Herkese bilmesi gerektiği kadar bilgi enjekte ediliyor!
Bu nedenle başımıza gelenleri ve gelecek olanları çok kişi göremiyor...
Neymar Da Silva Santos Jr...
Brezilyalı futbolcu! Katar'ın sahibi olduğu PSG'ye 263 milyon ABD Doları'na imza attı. Bu ücret eklentilerle birlikte 600 milyon dolar olacak. Dünyanın her yerinde bu büyük haber olarak sunuluyor.
Gerçekten haber büyük!
Ama perde arkası yok.
Bir SPOR kulübü bu parayı niye verir?
Karşılığında kazanacağı ne var?
Nasıl kar edecek?
Ne kazanacak ve aldığı futbolcuyu daha fazlasına bir başkasına nasıl satacak?
Bütün sorular anlamsız.
Çünkü bu ticari ve sportif bir hamle değil!
Olamaz da...
KATAR , Amerika tarafından kendisine uygulanan AMBARGO'dan sağ salim çıktı.
Bunu da en başta BEYAZ SARAY'a göstermek istedi.
Yeni dünya dengesinde her zaman önemli yer tutan FRANSA'da bir futbolcuya servet ödedi...
"YIKILMADIM AYAKTAYIM. BANA ZARAR VEREMEZSİNİZ!" dedi.
Daha önemlisi Fransa'yı benim yanımdan, İngiltere'nin yanından ve Çin'in yanından söküp alamazsınız" mesajı verdi.
Kime? Aynı adrese!
Yani Beyaz Saray'a... Bir transferle bütün dünya PSG'yi yani KATAR 'ı konuştu mu?
Elbette!
Peki bundan en çok kim rahatsızlık duyar? Tabii ki SUUDİ ARABİSTAN! Ambargoda SUUDLAR var mıydı?
Kesinlikle vardı!
Kavga belli.
Taraflar hiç durmadan kılıç çekiyor.
Devam...
Önceleri ABD, İngiltere, Fransa ve bir derece de Almanya, Afrika kıtasının kaosun merkezi olması konusunda anlaştı.
Çünkü kıtanın yeraltı zenginliklerinin cazibesi oldukça yüksekti.
Bölgede kaosla birlikte ABD, İngiltere ve Fransa çok büyük kazanç elde ediyordu.
Kavga da vardı, para da...
Bunun devamlılığı için CIA merkezli El Kaide, Eş Şebab, Boko Haram, lokal etkisi olan Tuareg benzeri 10'a yakın örgüt kuruldu.
Hepsi değişik bölgelerde değişik roller oynuyordu.
Görevleri farklıydı.
Ama patronları aynı...
Hepsinin merkezi Langley'di.
İngiliz ve Fransız istihbaratı da bunlara destek veriyordu.
Bu örgütler Afrika kıtasının yeraltıyerüstü zenginliklerinin ülkeler arasında pay edilmesini sağladı.
Günümüzde de bu görevi yerine getiriyorlar.
Eksiksiz hem de...
ABD, petrol ihtiyacının büyük bölümünü Afrika'dan karşılamaya karar verdiğinde tarih 11 Eylül'dü.
Yani İKİZ KULE SALDIRILARI...
O tarihe kadar ABD, Afrika petrolünün yüzde 15'ini alıyordu.
O saldırıdan sonra, Afrika petrolünün yüzde 39'u ABD topraklarına aktı.
Fransa ve İngiltere, bu durumdan rahatsızlık duysa da Afrika kıtası bu üç ülkeye yeterdi.
Ancak İngilizler'in desteğiyle ÇİN Afrika'yı keşfetti!
Ve çok önemli anlaşmalar imzaladı.
İngiltere, ÇİN üzerinden hem kendi gücünü artırıyor hem de rakibine yani AMERİKA'ya DUBLE güçle karşılık veriyordu! Ardından da Türkiye sahaya indi. BÜYÜKELÇİLİKLERLE yürüdü...
Yeni oyuncu olarak hızla anlaşmalara imza atınca Amerika ile Fransa rahatsızlık duydu!
Ancak Amerika, Çin'le savaşmak yerine Fransa'yı hedef seçti.
Fransa'nın başına sarılan terör saldırılarının merkezinde ABD vardı.
Çin ve İngiltere'nin yürüyüşü, Türkiye'nin sürpriz oyuncu olarak sahaya inmesi Washington'u tedirgin etti.
Bu nedenle EKSEN DEĞİŞTİRMESİ MUHTEMEL olan FRANSA terörle yola getirildi.
Yolda tutuldu!
Fransa da ABD'ye kendi ölçülerinde cevap verdi. Ancak şu anda Afrika'da öne çıkan ülke ABD.
Hızla yükselen güç ABD, karşısında Fransa'dan çok İngiltere'yi görmeye başladı. Kavga da buydu zaten!
Bunun üzerine klasik Amerikan cevabı geldi...
İngiltere terörle tanıştı. Bombalarla saldırılarla canı yandı... Cumhuriyetçiler'in arkasındaki güç Pentagon olduğu için, her Cumhuriyetçi başkan savaşı sever.
Demokratlar, daha çok ekonomik operasyonlarda çok etkilidir.
ORDUN YOKSA PARANI KULLANIRSIN!
Bunu çok kişi kabul eder! Pentagon her yere silahıyla girerken, şu anda en büyük rakibi Wall Street'e tek mermi bile gösteremedi.
O nedenle Rothschild ailesi, Amerika'da çok güçlü.
Hala...
Paranın kalbine girmeyi düşündüler.
En ince ayrıntılarına kadar plan yaptılar.
Ancak sonuçta ABD'nin çökeceği fikrine vardılar ve vazgeçtiler...
Ancak BOŞ DA DURMADILAR ...
Wall Street'ten uzak kalsalar da çok önemli merkezlere el attılar.
Pentagon, Rothschild ailesinin 2012 yılından itibaren kullandığı özel jetlerle taşıdığı milyarlarca dolar, altın ve elmasla mücadele kararı aldı.
Pentagon, bu uçakların bazılarını farklı yöntemlerle bulup indirdi.
Diğerleri hedef olarak belirlediği noktalara ulaştı.
Peki bu uçaklar ne yapıyordu?
Görevleri neydi?
AİLE, bu özel uçaklarla KARŞILIĞI OLMAYAN DOLAR , altın ve elmas taşıyordu!
Asıl operasyon taşıma işlemi bitince başlıyordu! Rothschild ailesi, 100 ülkenin üzerinde bu transferleri hala özel jetlerle yapıyordu.
Bu yöntemle, ortada dolaşan 100 milyar doların, 100 ülkede kayıtlara girmesi sağlanıyordu!
100 milyar DOLAR dolaşarak 10 TRİLYON DOLAR oluyordu!
NAKİT paralar bu uçaklarla ROTHSCHILD ailesinin o ülkelerdeki bankalarına giriyor, yetkili makamlar tarafından resmiyet kazandırılıyor, sonra da geldiği uçağa yüklenerek bir başka ülkeye yola çıkıyordu!
JETLER DOLARI UÇURUYORDU!
Bu yöntemi Pentagon fark etti, ancak tam olarak engellemeyi başaramadı.
Rothschild ailesinin belki hükmettiği para 20 trilyon dolar, ancak bu yöntemle 100 trilyon dolarlık bir güce ulaşıyor.
Ve bu da karşı konulamaz bir güç!
Koyamadılar da...
Silahınız olsa da bunu kullanmak için PARA şart... Şimdi PENTAGON bu parayı indirmek ve avuçlarının içine almak için uğraş veriyor.
Silah hazırlığı zaten tavan yapmış durumda...
Tam bu iklimde PENTAGON'a cevap NEYMAR 'dan geliyordu.
Yani KATAR 'dan... "PARA BİZDE" diyorlardı.
Haklılar...
Bir yanda elinde silahı olan büyük bir güç! Diğer yanda ise muazzam bir aklın yönettiği PARA ...
Kavganın tarafları belli...
Galibini yakında göreceğiz...
Bu yılın sonuna kadar belli olur!
Daha uzun sürmez!.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2018
31.10.2018
30.10.2018
25.10.2018
24.10.2018
23.10.2018
18.10.2018
12.10.2018
11.10.2018
10.10.2018