Ergün Diler
ASLINDA bu konuya pek girmek istemiyordum. Daha gidilecek yol olduğunu bildiğim için uzak durmayı tercih ediyordum.
Ama açıklamalar ve adımlar peş peşe geliyor. Bu nedenle biraz daha beklemeyi uygun görsem de birkaç satır yazmak şart oldu. Amerika Birleşik Devletleri ve Rıza Sarraf davasından söz ediyorum... Dün Rıza Sarraf'ın nerede olduğuyla ilgili AMERİKALI DOSTUMUN ağzından bir iki küçük cümle yazdım.
Bu SİYASİ bir davadır.
İran ile yapılan ticaret, 4 bakan konusu asla ve kat'a bu olayın öznesi değildir. Ama siparişi böyle sunmak ANKARA'yı sarsmak isteyenlerin işine gelmektedir. Bu eksende ANKARA'nın yaptığı ciddi yanlışlar da var...
Açalım biraz... Geriye gidip hafıza tazeleyelim...
Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, Avrupa Birliği Büyükelçilerini ağırladı. Ayakta konferans verdi.
Konuşmasına, "Bir imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz" diyerek başladı. Neyi kimi kastettiğini biliyorduk!
Hemen hemen aynı zaman diliminde 4 BAKAN İLE İLGİLİ YARGI SÜRECİ
BAŞLATILADI! 17 Aralık yani... Bir hafta sonra 25 ARALIK geldi... Ricciardone, Bill Clinton, Hillary Clinton, Obama ekolüne yakın olsa da Amerikan devletinin merkez tuğlalarına inanan birisidir. Yani Amerikan çıkarları söz konusu olduğunda Cumhuriyetçiler'le de yakın ilişki kurar. Şu anda da Trump'la yaptığı bazı görüşmeler mevcut. Evet! Özellikle Rıza Sarraf davası için gizli bilirkişi Ricciardone...
ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone'nin o günkü açıklamalarına bakın! Söylenenlerin Amerikan devletinin kararı olduğunu bugün daha net anlıyoruz... Bunları yazan çizen çok ABD'de... Ben söylemiyorum yani...
Ricciardone yapacağını yaptı ve Mısır'a gitti.
Kahire Amerikan Üniversitesi Rektörü oldu.
Aslında Riccardone, ABD'nin Mısır Valisi olarak atandı. Sisi, Eylül ayında İngiltere ile yakınlaşmanın da önemli olduğunu yardımcılarına söylediği günün akşamı ilginç bir olay yaşandı. Mısır'a yaptırım kararı almak üzere oldukları, bizzat Ricciardone tarafından Sisi'ye iletildi. Yani bir rektörün yapacağı iş değildi bu! Ama oldu! VALİ BEY, SİSİ'yi uyardı geri adım attırdı!
İşte bugün ABD'de Halkbank merkezli yürüyen davada Ricciardone'nin o günkü sözlerinin geçerliliğini koruduğunu görüyoruz. Ankara'da ne olduysa İstanbul'da ne olduysa şimdi New York'ta olmakta...
ABD'de bazı kararlar vardır ki bunu ABD Başkanı'nın değiştirme ve yenileme ihtimali yoktur. Örneğin bugün ABD Başkanı Trump, Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olmanın daha iyi olacağına karar verdiğini düşünelim. Birkaç hafta içinde Amerikan yasalarında yer alan 25. madde devreye girer ve Trump'ın başkanlığı düşer.
Bunu söyleyen Amerikalı çok!
Durum bu! Ben özetliyorum.
Trump da bunun farkında olarak yürümekte. Buna uygun yönetim anlayışı geliştirmekte... Türkiye ile ABD, aslında çok güçlü bir ittifak içindeydi. Türkiye'nin en güçlü siyasi figürü olarak Erdoğan da buna uygun adımlar atmaktaydı. Ancak ABD cephesinden gelen kafa karıştırıcı hareketler, Ankara'yı ABD'nin karşısında başka bir liman bulmaya itti. Bunu yapan ABD'nin kendisiydi. İngiltere bize yanaştı!
Doğaldı da... Ankara "İki güçle gidilir" felsefesinde ısrar edince Washington buna itiraz etti. Türkiye'yi özellikle İNGİLTERE ile paylaşmak niyetinde değillerdi...
Bunu da gösterdiler.
Sancılı süreç başladı ve sürmekte.
2011 yılında ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak atanan Ricciardone, yaklaşık 9 aylık bir gecikme yaşamıştı. Londra'ya yakın olan Demokratlar, Ricciardone'nin Türkiye'ye atanmasını uzun süre engelledi.
O günlerde Demokrat Partili John Kerry ise Ricciardone'nin bir an önce Türkiye'ye gitmesi için adımlar attı. John Kerry, özel biridir. Kerry, "Türkiye, ABD menzilinden uzaklaşıyor. Bir an önce Ricciardone gibi bir güç Türkiye'de olmalı. Aksi durumda Türkiye, Londra ile daha da yakınlaşır" dedi.
Kerry, Ricciardone'nin önünün açtı.
Ricciardone de Türkiye'yi tekrar Amerikan sistemine dahil etmek için FETO ve FETÖ'yü daha da güçlü kullandı. Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi'nin Türkiye'yi Washington'a yaklaştırmak için attığı adımlar, iki ülkeyi daha da çok karşı karşıya getirdi. Çünkü Ricciardone, Ankara'da Tayyip Erdoğan'la birlikte müttefikliği arttırmak yerine, muhaliflerle yürümeye karar verdi. 17 Aralık operasyonunun Ricciardone'nin bilgisi dahilinde yapıldığı SIR değildi!
Birkaç gün sonra ABD'nin Finansal İstihbarat Sorumlusu David S. Cohen'in Türkiye'ye gelmesi de bir plan dahilindeydi.
Ricciardone, İran konusunda uzman olan David S. Cohen'i, Halkbank'ın içine sokmayı başardı ve bugün kullanılacak önemli bilgiler o tarihte ABD'ye götürüldü. SANIRIM EN BÜYÜK HATALARIMIZDAN BİRİ BUNA İZİN VERMEKTİ! Biz işin sıkıntısını yaşarken, Ricci MISIR'a vali oldu!
Anlamadığım bir şey daha vardı!
Ben RIZA SARRAF ile 17 ARALIK'tan sonra röportaj yaptım. AHABER için.
Bir gazetecinin ne sorması gerekiyorsa sordum.
Kayıtlar ortada. Bakın!
Sorduklarım SAVCI BHARARA tarafından 12 SAYFA OLARAK
İDDİANAMAYE KONULDU. Türkçe ve İngilizce olarak.
Buna rağmen ben Rıza Sarraf tutuklandıktan sonra orada her hangi bir soruya muhatap olmamak için ABD'ye özel seyahat kapsamında gitmedim. Gitmem de! Açıkçası çekiniyorum. Ama HALKBANK GENEL MÜDÜR YARDIMCISI HAKAN ATİLLA NASIL OLUYOR DA BU GÜVENİ KENDİNDE BULUYOR!
Yanlış hatırlamıyorsam DAVID COHEN geldiğinde bankada o da vardı. Belki birlikte de çalıştılar. Bu yüksek ihtimal!
Belki götürülen belgelerin arkasında "DOĞRUDUR" imzası bile olabilir.
Bilmiyorum... Ama bildiğim bir şey var!
Rıza Sarraf tutuklandıktan sonra ne kendi isteğiyle ne de kurumun isteğiyle gitmemeliydi... Kimseyi suçlamak gibi bir niyetim yok. Sadece olayın büyüklüğünü ve operasyon sonucu kaybedilecekleri görmeyen şahıslar var! Bu çok büyük bir hamleydi! Kurgu aynen yürüyor!
Sakın yanlış anlaşılmasın HAKAN ATİLLA'yı suçluyor değilim. Kimseyi kast etmiyorum! Ama şunu çok iyi biliyorum AMERİKALILAR tek taşla satranç oynamaz. Göreceksiniz sürpriz isimlerle BU DAVAYI BAMBAŞKA HALE GETİRECEKLER! Hiç düşünmediğimiz isimler itirafçı da olabilir, bilirkişi de...
Adım gibi biliyorum AMERİKALILAR SADECE RIZA İLE GİTMEZ! ASLA ve KAT'a gitmez... Adamlar hepimizin RIZA'ya dönüp bakmasını sağladı. Olay RIZA'nın dışında yürüyecek. Eğer RIZA ile sonuç alamayacaklarını anlasınlar siz sürpriz hamleleri o zaman görün! Bir de şunu düşünün! RIZA BASKI ALTINDA BUNLARI SÖYLEDİ diyecek çok isim var! Çıkacaktır da! Peki AMERİKALILAR sizce bunu bilmiyor olabilir mi? Elbette hayır!
BASKI ve RIZA'yı yan yana getireceğiz sürpriz ismi veya isimleri unutacağız!
Senaryo böyle...
Amerika Birleşik Devletleri, bir operasyonu yaparken birkaç plan daha hazırlar. Büyük devletler böyle yapar!
Göreceksiniz 2013'teki operasyondan çok daha fazla gürültü çıkaracak hale getirecekler bu olayı... Türkiye elbette çok fazla gücü elinde tutan bir ülke.
Ekonomik olarak ABD ile yarışamasak da güçlü yönlerimiz var. Bunu bilirler. Eğer Ankara ORTADOĞU meselelerini oturup Washington ile çözseydi, bugün böyle bir dava yoktu! Anlamamız gereken de bu!
Amerikalılar küçük de olsa 15 Temmuz'da bile B PLANI yaptılar.
"DARBE GİRİŞİMİ BAŞARISIZ olursa en kötüsü TÜRK ORDUSU güç ve prestij kaybeder" diye düşündüler... Bunu da sonrasında hayata geçirecekleri GÜNEY SINIRIMIZDAKİ KRİZDE görecekler ve test edeceklerdi. YPG bu nedenle var!
Ve büyütülmekte! Pentagon'da "YPG ile birlikte DEAŞ yan yana getirilirse TÜRK ORDUSU bu tsunamiye dayanamaz" diyenler var. Türk ordusu bunları tükürükle boğar ama bunlar konuşulmakta ve karşı tarafa gerekli güç verilmekte... Bu karşılaşma olmadan da Türkiye'nin ekonomisi hedef alınmakta! Zayıf ve kafası meşgul bir halde bizi yakalamak istemekteler!
Bakın! NATO'da yaşanan hiçbir şey tesadüf değildir? NATO, en kapsamlı çalışan kurumdur. Son günlerde Türkiye'yi kızdıran adımların hepsinin perde arkasında bir plan vardır. Bu planın ne olduğunu anlamamız için zaman bir hayli daraldı.
Çok yakında bunun ilk işaretini göreceğiz.
Tabii bu işaretin olması için öncelikli olarak bir ülkenin ekonomik sarsıntı yaşaması şart. Buradan gelip sonrasında NATO ile yürüyecekler. TABLO bu! Farkına varmamız gereken konu adamların 4-5 noktadan saldıracağı...
Aslında bu olaylarla ilgili çok başka şeyler yazabilirim. Oyunun tamamının görüldüğü kanaatinde değilim. Büyük bir istihbarat operasyonuna uğradığımız ortada.
İsimlerle gidip herkesi şoke etmek istemiyorum... Ama en azından bundan sonra daha dikkatli olmak şart... Adamlar oyunu burada kuruyor alıp oraya taşıyor!
Biz de izliyoruz...
Tek bir soru! Küçük ve masum! Bu çerçevede kaç kişi ÇİFT TARAFLI ÇALIŞIYOR!
Cevabı bulan olayı çözer.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2018
31.10.2018
30.10.2018
25.10.2018
24.10.2018
23.10.2018
18.10.2018
12.10.2018
11.10.2018
10.10.2018