Türkiye seçime giderken bölgede taşlar yerinden oynuyor.

Hem de şiddetli bir şekilde... Her yerde bilek güreşi var. Şu an için elini masadan çeken yok. Ama yakındır!

Rothschild ailesi, Ortadoğu ve Afrika petrollerini genellikle Fransa üzerinden kontrol etmeyi tercih etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin NATO kararlarını beklemeden Libya'ya askeri operasyon yapması da ailenin gizli planlarından biriydi.

Şimdi gündemde ARAMCO var.

Washington, ARAMCO ile Ortadoğu ve Afrika petrollerini Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlamak istiyor.

Buna ailenin elbette çok kuvvetli itirazı var.

O nedenle ciddi adımları yine Fransa üzerinden görüyoruz.

Fransa, sadece 3 ay içinde Münbiç, Deyrizor ve Rakka'da ortaya çıktı.

"Geliyoruz" dediler, geldiler...

Bu 3 bölgede 5 bin Fransız askeri, petrol yataklarının kontrolünü sağladı. Amaç da buydu! Deyrizor yakınlarındaki KONOKO petrol ve gaz tesisi olmak üzere El Ömer yataklarının olduğu 11 bölge Fransa'nın kontrolüne geçti.

Çok hızlı bir şekilde...

Son günlerde Rusya-Suriye ile ABDYPG'nin Deyrizor ve çevresindeki savaşı, Fransa yansımasıydı.

ABD, Fransa'nın bölgedeki etkisi üzerine, hemen halk ayaklanmasını devreye soktu.

Fransa'nın her noktasında sürdürülen grevler ciddi boyutlara ulaştı.

Bunlar kendiliğinden olmuyordu.

Ünlü ekonomistler, ülkedeki karışıklığın ve grevlerin Fransa ekonomisine her saat 125 milyon euro zarar verdiğini açıkladı. Bir gündeki zararı siz hesap edin...

ABD'nin sadece bir işaretle Fransa üzerinde bu kadar etkili olması, Champ Elysee Sarayı'nda ciddi endişe yarattı.

Fransa, eğer Suriye'nin kuzeyinden gitmek zorunda kalırsa, ekonomisinin gelecekte ciddi kaosa gireceğinin farkında. Tutunmak istiyor.

Suriye'deki savaşın yansıması ise bütün FRANSA'da görülmekte...

NET!

Şimdi Fransa, yeni dönemde bir anda İran ve Rusya ile ciddi yakınlaşma yaşayabilir. Mümkün...

İhtiyacı var.

ABD de bunun önüne geçmek için, İsrail kozunu öne sürdü.

İran, ABD tarafından askeri operasyonla vurulmayacak. En azından ilk etapta. Bölgede savaş, İsrail-İran üzerinden başlayacak.

İlk adım böyle düşünülüyor.

ABD bu konuda tüm planlarını hazırladı. Şimdi yakın bir tarihte İran'dan bir füze İsrail'i vuracak. Bu füzenin atıldığını İran bile medyadan öğrenecek. Ardından İran'a karşı ciddi bir İsrail saldırısı yaşanacak.

Çünkü bölge büyük bir savaş yaşamadan, Amerika'nın planları hayata geçemeyecek. Pentagon'un gördüğü, Beyaz Saray'ın kaçırmadığı nokta bu.

İsrail'in İran'ı vurmasıyla birlikte, bölge ülkelerinin Tel Aviv'e karşı yüksek ses çıkarmaması gerekiyor.

Zaten Türkiye hariç hiçbir ülke İsrail'e ciddi bir tepki veremez. Bunun fazlaca işareti var.

Sürpriz değil.

Bölgedeki ülkelerin neredeyse tamamı İsrail'e yaklaştı. Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Selman'ın o göreve getirilmesi ve önünün açılması, İsrail'le kuracağı yakın ilişkiler çok önemliydi.

Öyle de oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, göreve gelir gelmez hemen yola çıktı. İsrail, Ürdün ve Suudi Arabistan'a uçtu.

Buralarda konuştuğu tek bir konu vardı. İran'a yapılacak operasyon...

Suudi Arabistan ve Ürdün, Pompeo'ya İran operasyonunda ne görev verilirse yapacakları garantisini sundu.

ABD Dışişleri Bakanı, Suudi ve Ürdünlü askeri yetkililere ABD'nin beklentisini anlattı.

Birinci hedef artık İran. Şu anda ABD, İsrail üzerinden İran'a yapılacak operasyonun çeşitliliğini tamamlamak üzere.

İran da aslında operasyonla karşı karşıya geleceğini biliyor.

Ellerinde birkaç koz var. Ancak bunların etkisi çok fazla olmayacak. Burada Fransa'nın İran için takınacağı tavır önemli.

Çünkü Fransa istemediği takdirde İran operasyonu yüzde 100 başarılı tamamlanmaz.

Tamamlansa bile, Deyrizor başta olmak üzere ARAMCO'nun büyük planı işlemez. Tabii bölge bu kadar hareketli olursa, yani karışırsa, bu ATEŞ Akdeniz'e de sıçrar. Bu nedenle herkes gemilerini de yolladı zaten...

Birçok ülke şimdiden Akdeniz'de yaşanacak gerilimde alacağı pozisyonu belirlemeye çalışıyor İsrail ve ABD'nin tek endişesi Türkiye'nin bölgede vereceği tepki.

Çünkü Türkiye, son 10 yılda birçok ciddi operasyonla karşı karşıya geldi.

Bu ciddi operasyonlara rağmen Türkiye, ABD ve İsrail çizgisine gelmedi.

Bu beklenmeyen bir durumdu.

Şimdi İran operasyonunda Türkiye'nin alacağı kararlara, bir anda Rusya ve Fransa'nın destek vermesi bölgede dengeleri tamamen değiştirebilir.

Fransa ile Türkiye'nin her konuda omuz omuza yürümesi belki imkan dahilinde değil. Ama ortak çıkar için bir ittifak kapıda gibi...

Olur mu?

Göreceğiz!

Öte yandan Fransa, ABD ile birlikte YPG'ye destek veriyor. Ancak Paris, YPG'den yakında bir tercih yapmasını isteyebilir.

Sıkıştılar!

Bu durumda YPG ikiye bölünür.

Bunu ne ABD ne de Fransa ister.

Bölgede her saat değişen adımlar görüyoruz.

Fransa ile ABD, 1 aydır ciddi bir ortaklık yapmıştı.

Şimdi o ortaklık bozuldu ama açıklanmadı.

Deyrizor'da Fransa, ABD ile karşı karşıya geldi. Menbiç'te de karşı karşıya gelecek gibi görünüyor.

Her ne kadar Fransız ve Amerikalı komutanlar, şimdilik ortak plana uyuyor gibi görünse de kapalı kapılar ardında B planları yapılıyor.

ARAMCO'nun yönetim kuruluna Fransa'da enerji bakanlığı yapmış önemli bir isim atanacaktı.

24 saat içinde bu iptal edildi ve yerine farklı bir isim geldi.

Hatta Veliaht Prens Selman, Paris ziyaretinde 12 saatlik bir toplantı yapmış ve o enerji bakanıyla görüşmüştü.

Selman söz vermesine rağmen açıklanan isimler arasında o yoktu.

Fransa da ARAMCO'da ciddi adımlar atmak zorunda. Bir anda ARAMCO yeni üyelerinden birini Fransa eski Enerji Bakanı'nı açıklayabilir.

Eğer bu olursa, ABD ile Fransa'nın tekrar anlaştığının ilanıdır. Ailenin de el sıkıştığını gösterir!

Aksi durumda Fransa ile ABD gizli gizli savaşacak.

Fransa, ülkedeki karışıklığın arkasında ABD'nin olduğunu biliyor...

Bölge iyice ısındı ve zaman daralıyor.

Anlaşma olursa herkes rahat edecek. Olmazsa kimin ne alacağının belli olmayacağı bir çatışma kapıda...

İlk tercih bu değil.

Ama yine de kapıda...

Etrafımızda bütün bunlar olurken TÜRKİYE 'nin bir ve bütün olarak adım atması şart.

Belki 24 HAZİRAN'a daha çok var. Ancak bölgede 24 saatte dengeler değişiyor... Bunu bilerek yaşayalım.

Bütün güçler bizim tepkimize göre plan yapmakta...

Her oyunu biz kuramasak bile hepsini bozacak gücümüz var...

Bu kimsede olmayan büyük ayrıcalık... ANKARA kendi yolunu çizerek yeni bir yol yaptı.

Burada olmak isteyenler bu yola girmek zorunda...

Bilelim...

Bilerek yürüyelim....