Medine'yi, yapılması düşünülen kiliseyi ve sinagogu dün yazdık.

Yine bölgeden devam edelim.

Çünkü karşıdakiler attıkları adımlarla net mesaj vermekteler...

Yine bir hamle yaptılar. Önemliydi.

Açalım biraz...

Lockheed Martin, dünyanın en güçlü silah lobisi National Rifle Association NRA'yı yönetir. Northrop Grumman, Raytheon ve Rockwell Collins de Lockheed Martin'in emirlerini sorgusuz kabul eder. Şimdi Lockheed Martin açık şekilde bir meydan okumaya gitti. NRA Başkanı olarak Oliver North'u atayan Lockheed Martin, yeni dönemin savaş ilanını yaptı. Bunu böyle okumakta büyük fayda var...

Oliver North, Amerikan kirli tarihinin en güçlü isimlerinden biridir. Reagan yönetiminde görev yapan Oliver North, ABD'nin İran'a uyguladığı ambargoyu delmişti.

Emir elbette Beyaz Saray'dan gelmişti.

Yani İran'a ambargo uygulayan ABD, bu ambargoyu tanımayan yine ABD.

İşte bu Oliver North İran'a yasa dışı silah satışı yapmıştı.

Elde edilen parayı da Nikaragua'da kan dökülmesi için kullanmıştı...

Bu olay daha sonra ortaya çıktı.

North ömür boyu hapis cezası almasına rağmen Kongre'nin dokunulmazlık hamlesiyle hapse girmekten kurtuldu.

Bir el çekip aldı...

Vietnam'da ABD'nin elde ettiği birkaç küçük çaplı zaferdeki komutan da Oliver North'tu. O andan itibaren çok güçlü bir şekilde silah lobisinin seçtiği isim oldu.

Hızla yükseldi, arka planda kararları veren oldu.

En azından kararların verildiği masada bulunuyordu...

Oliver North'un National Rifle Association yani NRA Başkanlığı'na atanması, ABD'nin hedefinde İran, Rusya, Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Kıbrıs'ın olduğunu gösteriyor.

"Tesadüf" diye kabul edebilirsiniz...

Bilemem ama Oliver North, İran, Rusya, Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Kıbrıs'ta görev yaptı.

Oliver North ayrıca hem CIA'in eğitim merkezi Langley hem de FBI'ın eğitim merkezi Quantico'da özel ajanlar yetiştirdi. Şimdi bu özel ekipler aylardır İran, Rusya, Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Kıbrıs üzerinde çalışıyor.

Bu ekiplerin görevlerini sanırım bilen tek kişi NORTH... Oliver North hareket zamanını da bilen bir avuç isimden biri...

Oliver North, Türkiye düşmanlığıyla yatar, öyle uyanır ve tüm gününü bu düşüncede geçirir.

Türk askerinin DEAŞ'la ilişkisini, yani iftirasını, ortaya atan da NORTH'tur...

Türk medyasındaki güçlü temasları sayesinde bunu haberleştiren de...

Birçok kez Türkiye'deki işadamlarıyla toplantılar yaptı.

Bir süre önce Afganistan'a atanan ABD Ankara Büyükelçisi John Bass da Oliver North'un kıramayacağı isimlerden biridir. North, sadece TÜRKİYE 'de değil İran'da da çok önemli ailelere yakındır. Rusya'da Putin muhalifleriyle hep işbirliği içinde olmuştur.

Irak'ta yapılacak seçimlerden çıkacak sonucun merkezinde yine Oliver North vardır.

Suriye, Lübnan ve Kıbrıs'ta da Oliver North adını duyarsınız.

Eşi Betsy North da çok güçlü biridir.

Evlilikleri iki gücün daha da büyümesi için yapılmıştır.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis'in, Pentagon'daki birçok toplantısına Oliver North'u çağırması sıradan bir olay değildir.

ABD'de bazı isimler vardır ve hep etkindir.

Hiçbir güç onların etkinliğini azaltamaz.

Oliver North da bu isimlerden biridir.

Şimdi Pentagon, arkasındaki güçlü silah şirketlerinin desteğiyle ORTADOĞU ve Afrika'da etkin olacak. Ancak bunları yaparken, özellikle Türkiye için ayrı bir parantez açacaklardır... Çünkü Pentagon Türkiye'de etkin olmak için Suriye'de, Irak'ta ve İran'da PKK-YPG'nin güçlü olması gerektiğine inanıyor... O nedenle Pentagon, bu örgütlere görünenin dışında da büyük yardımlar yaptı, yapıyor...

Türkiye'nin en küçük iç karışıklığında bu örgütler devreye girecek. Çünkü bu örgütlerin özellikle Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illerinde önemli bir alt yapısı var.

Hala...

Pentagon da bunu kullanmaya kararlı.

Türkiye var olduğu sürece ABD'nin kontrol etmek istediği bir ülke olacak.

Bunu biz de biliyoruz, onlar da...

O nedenle terör örgütleri daima hedeflerine Türkiye'yi almalı!

Aldırıyorlar da...

Dayak da yeseler, aldırıyorlar...

Ortaya çıkan tablo siyasi jeo-kurnazlık olarak görünse de durum bu...

PKK veya YPG, sadece Türkiye için değil Washington stratejisinden uzaklaşan Irak için de kullanılabilecek bir örgüt.

Pentagon binasında terör örgütlerinin gelecek planlarının yapıldığı bir birim vardır.

Zaman zaman o binada 50 ülkeden 200 kadar general de görev yapar...

Bu birimi bilirler, ancak konuşmazlar.

Çünkü Pentagon'daki odalarda alınan kararlar, orada kalır.

Pentagon istemezse hiçbir karar sızdırılamaz, sızdırılsa bile onu yazacak Amerikan medyası bulamazsınız.

Çok etkin planlar için uzun süren çalışmalar yapılır.

Pentagon da özellikle Ortadoğu ve çevresi için yaptığı planları tamamladı.

Şimdi planları uygulama dönemine girildi. Pentagon etkin kararlar alırken, önemli noktalarda hep güçlü Pentagon bağımlılarını bulur ve büyütür.

Bölgede bu etkinliğe ulaşıldı.

Birçok ülke Pentagon'a karşıydı.

Bunlardan biri de Suudi Arabistan'dı.

Son günlerde Arabistan'ın aldığı kararları dikkatli incelerseniz, Amerikan sistemine dahil olduğunun işaretleri çok fazladır. Medine'ye KİLİSE YAPACAK KADAR HEM DE ...

Pentagon, Türkiye, İran, Rusya ve Lübnan'da istediği adımları atamadı.

Etkin olamadılar.

Lübnan güçlü olmayan bir ülke izlenimi verse de içerdeki yapıda güçlü olan taraf Amerikan karşıtlığı.

Washington bunu geçmişte çok iyi kurgulayıp adımlar atabiliyordu ama son dönemde etkisiz bir argüman olarak ortaya çıkıyor.

ABD, mutlak surette Lübnan'da bir iktidar değişikliği yapmak istiyor. Bunu başardığı takdirde, Akdeniz'deki en büyük güç olacağını ve Türkiye'nin atacağı adımları da önemli ölçüde engelleyebileceğini düşünüyor.

Kafalarında bu var!

Yani Lübnan, Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini azaltmak için, özellikle Akdeniz ve Kıbrıs'taki güçlü taraflarını etkisizleştirmek için önemli.

Bunu gören Türkiye de Lübnan'la ilişkileri bir hayli güçlendirdi.

Belki bu durum, bugüne kadar Lübnan'ın düşmesini engelleyen güç oldu. ABD ve İsrail, Lübnan'daki siyasi haritayı istedikleri gibi değiştiremezse vurmayı düşünmekteler...

Askeri operasyon masada.

Pentagon'da bu karar alınmış durumda.

Siyasi iklimin nasıl oluştuğuna bakmadan VURMAYI DÜŞÜNEN ÇOK! Tabii böyle bir adım, bölgedeki ateşi daha da yakıcı hale getirebilir.

Belki de bu isteniyor ve plan ona göre yapıldı.

Bakıp göreceğiz...

Suudi Arabistan'ı yakında LAİK ülke haline getirecekleri kesin.

Reformlar da yaptıracaklar.

İSLAM'ın içine ellerini sokacaklar...

Denemekteler ve hamle yapmaktalar...

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar TÜRKİYE olmadan olmaz.

Onlar da biz de bunu biliyoruz.

Türkiye olmadan olmuyorsa saldırı kaçınılmazdır!

Bir şekilde geleceklerdir.

Sonuç alamazlar ama yine başka başka yollardan geleceklerdir...

24 HAZİRAN erkene alınmış bir seçim tarihinden öte, dışarıya ERKEN verilmiş bir cevaptır...

Mücadelenin içindeyiz.

Doğru hamlelerle gidiyoruz...

Gideceğiz de....