Erol KATIRCIOĞLU
1980’lerden sonra Türkiye’nin değişen ekonomik ve sosyal yapısı bu değişmelere direnen siyasi yapısıyla sürdürülemez olunca siyasetin de değişmesine kapı açıldı. Siyasetin değişimi dediğimiz şey de esas olarak Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana siyasetin alanını çizen “asker” ve “Kemalist devlet anlayışı”nın etkisinin azalmasıydı. Hükümete yakın yazarlarca bu değişimin onuru AKP’ye ve genel olarak da İslami kesim siyasetine verilse de bence gerçek tam da öyle değil. Her şeyden önce, köklerinde Kemalizmden etkiler taşısa da, zaman zaman askerin sisteme el koymasına teşni olsa da 1970 ve 1980 sol gençlik hareketlerinin bu değişimde öncü bir etkisinin olduğunu kabul etmek gerek. Devletin ceberutluğuna, gerekçeleri ne olursa olsun ilk karşı çıkan, onun siyasetinden farklı siyasetlerin de olabileceğine ilk işaret eden sol hareketler olmasaydı bugün belki de böyle bir değişimden söz etmek de mümkün olmazdı.
Tabii ki burada İslami kesimin varlığı ve onun siyasi partilerinin ve özellikle de AKP’nin rolünü küçümsememiz gerekmiyor. Ceberrut devletin Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana yarattığı mağdur kitlelerin içinde yaygınlığı bakımından İslami kesimin önde geldiği muhakkak. Kendi kimliklerinin gereği bir yaşamı yaşayamayan, siyaset yapma alanlarının ise yalnızca devlet eksenli sağ siyasi partiler olan bu kesimlerin memnuniyetsizlikleri öteden beri bilinen bir konuydu. AKP, siyasi bir parti olarak bu kitlelere öncülük etti ve iktidarda bulunduğu süre içinde özellikle ordunun siyaset üzerindeki etkisini geriletti.
AKP’yle yaşanan bu değişimin yalnızca kendisine bağlanamayacağına, sol siyasetlerin buradaki rolüne yukarıda değindim. Ama eksik kalan bir konu daha var. O da Kürt siyasi hareketinin varlığı ve mücadelesi. Her ne kadar Kürt siyasi hareketinin kökeninin 70’li ve 80’li yılların sol hareketleri olduğu ve bu nedenle de Kürtleri bu analize ayrıca katmak gerekmez diyenler olabilirse de Kürtlerin bu toplumun ikinci en büyük mağdur kesimi olduğu düşünülürse devletin değişiminde Kürt siyasi hareketinin etkisinin ayrıca ele alınması gerektiği ortadadır. Bir başka deyişle Kürt siyasi hareketinin etkisi dikkate alınmadan vesayet rejiminin değişimini de anlamak pek mümkün değildir.
Özetle, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana var olan baskıcı, merkezci, asimilasyoncu devlet anlayışının, bu anlayış üzerindeki “askerin” rolünün, geriletilmesini sağlayan değişimin başarısı yalnızca İslami kesime ve onun siyasi partisi AKP’ye ait değildir. Eğer bu değişimi bir başarı olarak görüyorsak, bu başarı da Türkiye’deki sol hareketlerin ve özellikle de Kürt siyasi hareketinin önemli bir payı olduğunu da kabul etmemiz gerek.
Gerçek bu olmasına rağmen hükümete yakın yazarların çoğunda vesayet rejiminin geriletilmesi başarısının tümüyle AKP’ye ait olduğu kanaati yaygın. Bu cenahta ne sola ve ne de Kürt hareketine kredi veren, ne de onların AKP’den önceki mücadelelerini dikkate alan bir yaklaşım görmek mümkün. Bunun nedeni ise açıktır: AKP’nin taban konsolidasyonu için yarattığı ‘siyasi kutuplaşma’ diğer siyasi partilerin de teşni olmasıyla yoğunlaştıkça yalnızca hükümet yanlısı değil aynı zamanda muhalefet yanlısı yazarları da kutuplaştırmakta ve medyada, yalnızca birbirine küfür etmeyi değil aynı zamanda, küfür etmeyenlere de küfür etmeyi anlamlı kılan bir ortam oluşturmakta.
Bütün bu hır-gür içinde, Türkiye’yi yeniden kurmaya soyunan AKP’nin, olan bitenleri yalnızca kendi kimliği içinden algılaması, başkalarının ne yaptığına önem vermemesi ve tabii özellikle Kürt siyasi hareketinin yeni yönelimlerini anlayamaması önümüzdeki dönemi zorlaştırıyor. Bir kere öncelikli olarak bilinmesi gerekir ki içinde yalnızca İslami kimliğin olduğu bir hareket kurucu bir iş yapamaz ve yeni bir Türkiye yaratamaz. Yeni Türkiye, ancak ülkede yeni ve gerçek bir demokrasi isteyen, başta Kürtler olmak üzere bütün mağdur kesimlerin kapsanmasıyla mümkün.
Yeni yılın okuyucularıma mutlu, huzurlu ve barış getirmesini dilerim.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025