Erol KATIRCIOĞLU
Başbakan Erdoğan’ın, Rekabet Kurumu’nun kuruluş yıldönümünde yaptığı ve dünkü gazetelerde yer alan konuşmasını okudunuz mu bilmiyorum. Ama bana önemli ve ilginç bir konuşma gibi geldi. Hem Başbakan’ın 2008 kriziyle ilgili düşüncelerini, hem küreselleşmeyle ilgili tesbitlerini ve hem de kendi alternatif anlayışının ipuçlarını yansıtıyordu ve galiba da bunları ilk defa bu kadar net bir biçimde ifade ediyordu.
Önce bir alıntı:
“2008 küresel krizinin temel nedeni, acımasız, vahşi rekabet ve sınırsız tüketme hırsıdır. Böyle bir rekabetin, böyle bir yarışın, böyle acımasız bir tüketimin, çok daha vahim sonuçlar doğuracağını ifade ettik ve ediyoruz.”
Başbakan’ın bu cümlelerinden, şu anda varolan küresel kapitalizmin vahşi biçimde işleyen bir piyasa sistemiyle sınırsız bir tüketim hırsı yaratarak kapitalizmi krize götürdüğü düşüncesinde olduğunu anlıyoruz.
İkinci olarak Başbakan’ın bu kapitalist modelin ülkeler arasında büyük bir eşitsizliklere yol açtığının da farkında olduğunu anlıyoruz.
Alıntılayalım:
“Dünyanın bir tarafında, ultra lüks AVM’lerde, insanlar mağazadan mağazaya koşup sınırsız harcama yaparken, sınırsız tüketirken, ...dünyanın bir başka tarafında günlük bir dolar dahi harcama yapamayan çok büyük bir kitle var.”
Dahası Başbakan’ın bu kapitalist modelin ülke içinde de benzer eşitsizlikler ürettiğinin de farkında olduğunu anlıyoruz.
Yine bir alıntı daha verelim:
“Bugün her evde, her aile ferdinin ikişer cep telefonu varken, hayatında hiç alo dememiş hatırı sayılır bir kitle var” (...) “Dört bin beş bin hacimli motorlarla, iki üç araba sahibi olanlar, her gün yoksulların, açların arasından geçip işlerine ve alışveriş merkezlerine gidiyor. Bu sürdürülebilir değildir. Dünya, böyle bir hırsı, böyle sınırsız tüketim çılgınlığını uzun süre devam ettiremez.”
Başbakan’ın yukarıda alıntıladığım fikirlerini toparlayacak olursak, Başbakan, içinde bulunduğumuz küresel sistemi, sahip olduğu vahşi bir rekabet ve sınırsız bir tüketim hırsıyla gerek ülkeler arasında ve gerekse de ülkeler içinde büyük eşitsizlikler yaratarak kapitalizmi sürdürülebilir bir sistem olmaktan çıkarmakta olduğunu söylemekte.
Doğrusu bu fikirlerin, krizle ilgili ve çoğu “sol” eğilimli iktisatçının da paylaştığı fikirler olduğu çok açık. 1980’lerde “neo-liberal” politikalar demetinin piyasaları ve dolayısıyla da piyasalardaki rekabeti, kamusal düzenleme mekanizmalarını ortadan kaldırarak daha vahşi hale getirdiği bilinen sol eleştirilerden biri. Onun da ötesinde küreselleşmenin tüketimi kamçılayan ve yaygınlaşmasına neden olan etkilere sahip olduğu da yine sol iktisatçılar arasında karşılığı olan bir düşünce.
Bu konuşmadaki bu tesbitlerin önemi ortada ama bence bu konuşmanın en önemli yanı Başbakan’ın bu tesbitlerden giderek açıkladığı Türkiye vizyonu.
Yine alıntılayalım:
“2023 hedefleriyle dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz. Biz, bugün küresel krizi doğuran vahşi ve acımasız bir anlayışla değil, ahlakla, tarihimizden, medeniyetimizden miras aldığımız kendi öz değerlerimizle büyüyecek, bugün olduğu gibi ilerde de tüm dünya için model teşkil edeceğiz. Büyük balık küçük balığı yutmayacak dostlarım. Büyük balık, küçük balığa kol kanat gerecek, paylaşacak, bölüşecek, küçük balığın elinden tutarak onu da büyütecek.”
Dedim ya bu bölüm Başbakan’ın konuşmasının en önemli bölümüydü ama galiba en zayıf bölümüydü de. Bir kere bu kadar “hırs”tan söz ettikten sonra dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hırsının gerekçesi ne olabilir ki? (Tabii dünyadaki gelir dağılımı en adil ülkeler arasında olmak gibi bir hedef de olabilirdi ama yine bu da bir “hırs”ı gerektirmez miydi?)
İkincisi biz nasıl “ahlakla” ve “kendi öz değerlerimizle” büyüyeceğiz? Eskiden, kalkınırken kendi öz değerlerimizi muhafaza ederek kalkınacağız gibi bir laf vardı ama Başbakan’ın söylediği ondan daha derin bir şey. Kalkınırken yalnızca öz değerlerimizi muhafaza etmeye çalışmayacağız, o “öz değerler”üzerinden kalkınacağız. Açıktır ki bu daha iddialı bir hedef.
Tabii arkasından gelen “model olmak” lafları da bence fazla. Hele hele büyük balığın küçük balığı yutmayacağı, aksine onu elinden tutarak tıpış tıpış büyüteceği sözlerini nereye koymak gerek dersiniz?
Neden ve neyi paylaşacak büyük balık?
Sahi büyük balık kim, küçük balık kim?
Doğrusu Başbakan’ın asıl bunlara cevap vermesini beklerdim.
Siyaseten nerede durduğunu tam olarak anlamamız için.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Raporlar ve demokrasimiz
23.12.2025 - Solun bölünmüşlüğü ve Öcalan
18.12.2025 - Öcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler
13.12.2025 - Kıvılcımlı ve Öcalan üzerine
9.12.2025 - Haksızlık mı dediniz?
2.12.2025 - İmralı kararı bir semboldü! O kadar!
26.11.2025 - Dünya değişirken İBB İddianamesi!
20.11.2025 - Kürtler davete icabet ediyorlar
11.11.2025 - Zombileşmiş bir toplum
4.11.2025 - Trafik, yargı ve casusular
28.10.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Ad Soyad Giriniz...
Sen , Milletle milliyetçiliği , millileşen yeni millilerin yurttaşlık sevgilerini ulus bilinciyle ötekilerken.....İyiki böyle özgür bir Ülkede yaşıyorsun . İki davul bir zurna çal çal oyna.