Esat KORKMAZ

BU DÜNYANIN BİR BAŞLANGICI VAR
15.07.2016
1865

 Bu dünyanın bir başlangıcı var:

biçim kazanmamış ve farklılaşmamış,

sessiz ve dingin,

devriyenin döngülerinden dönüşerek geçen,

Yol derim, ben ona.

 

Bu Yol, bu başlangıç,

bu dünyanın annesidir.

 

Anne döllendi mi bir kere;

önce karanlık olup kapkaranlığı kovar,

sonra kapkaranlık olup karanlığı,

kovar da ışık olup doğar.

 

Bir kez anneyi buldun mu?,

bir kez anneyle kucaklaştın mı?,

çocuğu onunla tanırsın,

artık bâtını bilir, zâhiri damıtırsın.

 

Bir kez çocuğu tanıdın mı?,

can tenden gitse de,

yani Hakk’a yürüsen de,

yok olmayan,

yok olmayacak olan,

anneyle buluşmak için,

anne karnına geri dönersin.

 

Bir kez anne karnına geri döndün mü?,

arkada bıraktığın bilincinle-inancınla,

beden bulup çocuk olmak için,

feryat edip çırpınır ağlarsın.

 

Bu dünyanın bir başlangıcı var,

Yol derim, ben ona.

İşte bu ağlama sesini duyan,

Yol’umun felsefesini anlamıştır derim.

                        (Esat Korkmaz/ 14 Haziran Salı- 2016)

ŞERİAT ve MİRAÇ

Alevilik, şeriat Hz. Muhammet’in, tarikat Hz Ali’nin, marifet Hz Hasan’ın, hakikat ise Hz Hüseyin’in yolunu simgeler. Aleviler-Bektaşiler, şeriat yolunu tamamladıklarını tarikat yoluyla başlayan tasavvuf sistemi içinde bulunduklarını kabul ederler. Şeriatla simgelenen Muhammet yolunun gerekleri durumunda bulunan İslam’ın beş şartını da aştıklarından bu yükümlülüklerin kendilerinden düştüğüne inanırlar.

Miraç Ar.(mi‘rāc <‘urūc, yukarıya çıkma, yükselme) a. l) (Hz. Muhammet’in bedeniyle göklere yükselerek Tanrı katına çıkması ya da Hz. Muhammet’in birinci göğe yükselirken bindiği doğaüstü varlık) Alevilik-Bektaşilikte, simgesel anlamda, Hz. Muhammet’in, kendi aklıyla (Cebrail) bâtının ayrımına varması; bâtının ayrımına varacak biçimde bir düşünsel yolculuğa çıkması ve mürşit aşamasına ulaşması; kendi aklının sonuçlarına koşacak biçimde seyahat etmesi; Muhammet miracı. 2) Bâtıni kültürde, simgesel anlamda, a) bir sufi, yetişmiş olmanın, ham ervahlıktan kâmil insan durumuna gelmenin kanıtı anlamında bir iç yolculuk yaparak Enel Hak noktasına çıkması; sûfi miracı. ; b) Hak yüzünü görme anlamında algılanan ikrar verme, nasip alma; talip miracı;  c) görgüden geçerek ikrar tazeleme, ruhsal açıdan temizlenme; talip miracı; d) bir talip eğitim sürecine girerek eğitilmesine koşut bir makamdan diğer makama yükselmek; talip miracı.

Hz. Muhammet’in Kırklar Meclisi’ne katılması, Hz. Ali yolunu tanıması anısına Aleviler-Bektaşilerce ikrar vermeye, yani nasip almayamiraç adı verilir: Miraç, nefsin ölümünü, tarikat yolunda, yolda yeniden doğuşu; anasız-babasız olarak dünyaya ikinci kez gelişi simgeler; bu yeni yaşamda mürşit baba, rehber ana olarak algılanır.

Görgü ceminde cem erenleri, görülen canlara; Miracınız kutlu olsun!, diyerek aynı dilekte bulunurlar.

Ortodoks tasarımlarda dinsel yasa anlamında şeriat, simgesel anlamda, su yatağına ya dapınarına götüren yol olarak algılanır. Yani yaşam için muhtaç olunan şeye ulaşmada şeriat kılavuzluk eder.

İsra,gece yürüyüşünü, miraç ise göğe yükselmek denilen gece yolculuğunu simgeler. Yükseklere miraç olarak algılanan bu yolculuk dışında bir de derinlere miraç anlamı vardır: Burada insan ruhunun derinliklerine seyahat ederek Tanrı ile ya da yükseklere seyahat ederek Tanrı’nın defteriyle buluşma amaçlanır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar