Esat KORKMAZ
Şaman Hastalığı
(Sırra-Erme)
Şaman hastalığıile sara arasında bir bağlantı var mı?, sorusunun yanıtı, şamanı tanıma açısından yaşamsaldır: Soğuk kutup bölgesi Şamanizm’inde, kendili-ğinden beliren organik olgu temelli esrime, dışarıdan bakıldığında sara nöbet-leriyle karıştırılabilir. Soğuk kutup bölgesinin ıssızlığına ve yalnızlığına, beslenme dengesizliğine bağlı vitamin eksikliği de eklenince sinirsel yapı aşırı duyarlı duruma gelir. Bu durum, sara hastalığına ya da şamanlara özgü kendin-den geçmeye yol açar. Saralı hastayla şamanlara özgü kendinden geçme arasın-daki biricik fark, saralının kendinden geçmeyi kendi isteği ile gerçekleştirmeme-sidir. Şaman, koşulların yaratısı olarak kendiliğinden gelen organik esrime olgusunu sezip isteğiyle bu olgudan yararlanır. Esrime sırasında şamanın bedeni kaskatı kesilir ve kendinden geçer. Kendinden geçme sırasında, ruh bedenden özgürleşir,göğe ya da yeraltına yolculuğa çıkar.
Sıcak ve ılık bölge Şamanizm’inde, soğuk kutup bölgelerinin koşulları olma-dığından, her şaman bu baskıdan özgürdür ama şamancıl esrimeye yardım eden koşullardan da uzaklaşmıştır. Gerçek bir kendinden geçme, daha zordur. Şaman-cıl esrimeye katkı veren doğal koşulların yerine, uyuşturucu kullanımı geçer: Kullanılan uyuşturucu, bir yarı-esrime yaratır. Şaman bu yarı-esrimeyi çoğaltarak ruhunu yolculuğa çıkarır. Anlaşılacağı gibi bu kuşak şamanları, esrimeyi sağlayabilmek için uzun sayılabilecek bir eğitim sürecinden geçmek durumunda kalırlar.
Mistik parçalanma deneyimiyle şaman, ölümle yaşam arasında bir aracılık sağlar: Acının geleceği üretme gücü, şamanın vücudunda ve zihninde değişime neden olur ve onun yeniden doğumuna yol açar. Mistik parçalanmanın neden olduğu acı, o denli büyüktür ki inançta gerçek ölümle eş tutulur; şaman bu bilinç durumuna ancak kendinde olmadığı ya da kendi ayık bilincinin denetiminin dışına çıktığı durumlarda ulaşabilir.
Şamancıl esrime, özünde, tanrı çağrısı alma durumunda dışa vuran belirtilerdir: Şaman bu çağrıya direnmez ve teslim olur. Direnir ya da ihanet ederse kesinlikle cezalandırılacağı algısındadır. Esrime deneyimini yaşayan şaman hasta değil-dir; olsa olsa, kendini iyileştirmeyi başarmış, kendi kendini iyileştirmiş, kendi kendini iyileştirme hastalığına tutulmuş bir hastadır.
Şaman hastalığının genellikle ergenlik çağında ortaya çıkması, esrimeye en yatkın bir yaşam dönemi içinde bulunulmasıyla ilgili olmalı. Çünkü ergenlik döneminde yaşamın kendisi esrir. Şaman hastalığı, şamanın kendi isteğiyle oluşur; demek ki şamanlar, olağanın üstünde sağlam bir sinirsel yapıya sahip-tirler. Sıradan insanlar, esrime yoğunluğunu hiçbir biçimde gerçekleştiremez-ler. Aldığı çileli eğitimin bir sonucu olarak şaman, esrime sırasında, yani şaman hastalığını geçirirken hareketlerini denetleyebilir. Bu aşamadaki şaman, ciddi olmalı, söz ve davranışları yerine oturmalı, kendini beğenmişlik sergilememeli-dir. İçinde, insanları korkutmayan ancak yararlı kullanıldığında iyilikler üreten bir içsel gücün bulunduğu çevresince algılanabilmelidir.
Şaman sırra erme deneyimi, esrime deneyiminin de ötesinde karmaşık bir kuramsal ve uygulamalı eğitimi kucaklar. Kendi kendini iyileştiren bir hastalığı yaşayarak önce kendini sonra başkalarını iyileştirebiliyorsa şaman, söz konusu hastalığı bilimsel anlamda da biliyor demektir. O artık bir kutsallık teknisyenidirya da uzmanıdır. Şaman, esrime deneyimiyle aklını tersine çevirir ve bu dünya-nın doğrusunu tedavi eder.
Sırra erme deneyiminin içeriği, bölgeden bölgeye kimi değişiklikler içerir. Böyle olmakla birlikte, bedenin parçalanması(mistik parçalanma/ tasavvufî parçalanma), iç organların yenilenmesi, göğe çıkış ve oradaki ruhlarla ve tanrılarla konuşma(göğün kurallarını öğrenme); yeraltına iniş, oradaki ruhlarla ve tanrılarla konuşma(yeraltının kurallarını öğrenme); içe doğma biçiminde algılanan vahiyler alma gibi konulardan biri ya da birkaçı kesinlikle deneyim-lenir.
Mistik parçalanmaile şaman ruhça temizlenmiştir; bedeni güçlenmiş, daha iyi görme, işitme yetisi kazanmıştır: Yani, ten gözünün yanında can gözü de açılmış, sırra ermiştir. Işık olmayan ışığın aydınlığıyla gördüğü için, başkalarının göremediği görünmeyen gizil nesnelliği görmeye başlamıştır. Bu tasarım ölmeden evvel ölme ya da yaşarken dirilme tasarımıdır. Buna aydınlanma adı veriliyor. Aydınlanan şaman gözü kapalı iken bile karanlıktaki şeyleri görebilir. Görmeyi sağlayan ışık kaynağı, şamanın başının çevresindeki bir ışık halesidir ki, sadece başka şamanlar tarafından görülebilir.Mistik parçalanmadan çıkan şaman, rehberiyle eğitimine devam eder; göğe çıkmayı ve yerin altına inmeyi öğrenir. Şamanın göğe ya da yeraltına yaptığı yolculuk aslında kendi bedeninde yaptığı yolculuktur.
Şaman esrik yolculuğuna çıkmadan önce bir tören düzenlemek durumundadır: Esrik yolculukla ya göğe çıkılır ya da yeraltına inilir. Şamana bu yolculuğu sırasında kartal, ördek, kaz, kuş, geyik, at, ayı ve kurt gibi hayvanlar yardımcı olur. Şaman bu hayvanların yardımıyla ya da bu hayvanların donuna girerek gökyüzüne çıkar; tanrılardan, ruhlardan gerekli bilgileri alır ve insanların yardımına koşar. Bu hayvanlardan bir tanesi, şamanın koruyucu ruhudur. Şamanın koruyucu ruhu ya da şamanın yardımcı hayvanı; mızrak gagalı, keskin pençeli, üç kulaç kuyruklu büyük bir kuş olarak tasarımlanır. Bu kuş şamana iki kez görünür; ilk olarak ruhunu eğitmek için görünür, ikinci olarak ölüm vaktinin geldiğini bildirmek için görünür
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2016
28.11.2016
23.11.2016
16.11.2016
12.11.2016
4.01.2016
1.01.2016
12.08.2016
4.02.2016
29.07.2016