Eser KARAKAŞ
Yazıya kendi kullandığım yukarıdaki başlıktaki kasti hata ile başlamak istiyorum, başlıkta “gelir dağılımı” ifadesi var ama bu ifade iktisat tekniği açısından çok yanlış bir ifade çünkü ekonomide gelir dağılmaz, mevcut kaynaklar (emek, sermaye, toprak, bilgi) dağılır, bu dağılım da şöyle ya da böyle işleyen piyasa sistemi ile olur, dağılan kaynaklar gelir üretirler ve bu üretilen gelir bölüşülür, doğru ifade “gelir bölüşümüdür”, gelir dağılmaz, dağılım biraz gayrişahsi bir süreçtir, dağılımın etkinliği ya da etkinlik açığı tartışılır ama dağılımın adaletli ya da adaletsiz oluşu söz konusu değildir, adaletli olan ya da olmayan, ya da toplumsal olarak kabul edilebilir ya da edilemez olan gelirin bölüşümüdür.
İktisatçılar gelir bölüşümünü Gini katsayısı denen bir teknikle ölçüyorlar, Gini katsayısı sıfır ile bir arasında değişen bir katsayıdır, bire yaklaştıkça gelir bölüşümü daha adaletsiz olur, düştüğü zaman gelir bölüşümü için daha adaletli denebilir, ülkemiz Türkiye’de Gini katsayısı epey bir süredir muntazam bir artış içinde (hesaplayan muhalefet değil TÜİK) yani gelir bölüşümü bozulmaktadır, vatandaş da bunun farkındadır ve memnuniyetsizlik artan bir tonda dile getirilmektedir.
Gelir dağılımı-gelir bölüşümü ifadelerinin arkalarındaki mantık çok önemlidir, asla nötr bir tercih değildir, gelir bölüşümü için gelir dağılımı tabirini kullanıyorsanız aslında bu durumdan pek şikayet etme hakkınız da kalmayabilir çünkü yukarıda belirttiğim gibi dağılım gayrişahsi, gayriiradi süreçlere tekabül eder, gayriiradi süreçlerden de memnuniyetsizlik anlamlı olmayabilir, gelir bölüşümü ile sorununuz varsa ilk yapmanız gereken şey dilinizden gelir dağılımı ifadesini kaldırıp atmanızdır, kabul edilemez olduğu dile getirilen gelir bölüşümünün adaletsizliği ile mücadelenin ilk adımı bu semantik adımdır.
Ancak bu aşamadan sonra gelir bölüşümünün adaleti tartışılabilir, bu bölüşümün nasıl gerçekleştiği konuşulur ve Gini katsayısını düşürmek için kamu politikaları üretilebilir.
Meseleyi çok basite indirgerseniz gelir bölüşümü iki aşamada oluşuyor, birincisi üretim aşaması, ikincisi ise ödediğiniz vergilerin ne ölçüde gelir bölüşümünü düzeltici kamu hizmetlerine dönüştüğü aşama.
Üretim sonrası (asla üretim ile birlikte değil) masada bir kol güreşi gerçekleşir, kimin kolu daha güçlü ise üretim sürecinde oluşan artıktan daha fazla pay alır, kolun daha güçlü olması ise çok boyutlu bir sürece tekabül eder, iş hukuku, insan hakları hukuku, uluslararası sözleşmelere mesela İLO sözleşmelerine uyum, tarih, sosyoloji, sendikaların gücü, küresel iş bölümü, bilgi üretim faktörünü üretim süreçlerine katma gücü ve becerisi hep öne çıkan belirleyici faktörlerdir masadaki bilek güreşindeki kolun hangi üretim kaynağına doğru büküleceği konusunda.
Bir parça iktisat teorisine girip bir parantez açarsak iktisat teorileri tarihinde üretim ile bölüşümü eşanlı alan tüm bölüşüm teorileri yanlışlanmıştır (Marx dahil klasik iktisat, neoklasik iktisat bölüşüm teorileri), geriye ise dört başı mamur bir teori kalmamıştır çünkü bölüşüm yukarıda belirttiğim gibi çok belirleyici faktörlü bir süreç, muhtemelen bu sürecin en iyi teknik analizini de yaşamını Cambridge’de kütüphaneci olarak tamamlayan İtalyan iktisatçı Piero Sraffa yapmış gibi gözüküyor.
Türkiye’de gelir bölüşümünü ölçen Gini katsayısı her sene muntazaman yükseliyor, bir başka ülke örneği verirsek de, mesela Fransa’da Gini bize oranla çok daha düşük yani gelir bölüşümü çok daha kabul edilebilir bir bölüşüm ve her sene Gini yükselmiyor bu ülkede, bu durumun çok çeşitli tarihi, hukuki nedenleri var ama ben biraz da fantezist bir yaklaşımla edebiyat tarihinden örnek vereceğim, başlıkta da bu konuya değindim zaten.
Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası kitabı bizde 1895’de Servet-i Fünûn dergisinde tefrika olarak yayınlanıyor, 1896’da kitaplaşıyor.
Fransa’da ise, çok yaklaşık tarihlerde, 1885, Emile Zola’nın Germinal’ i yayınlanıyor, Rougon Macquart serisinin on üçüncü romanı.
Germinal kelimesi dahi ilginç bir kelime, çok yaygın bir kullanımı yok Fransızcada ama bir baharın başlangıcını, yeni bir döneme girişi anlatıyor, kökeninde “germe”, yani tohum var.
Bu iki romanın yaklaşık aynı dönemde yayınlandığını unutmadan Türkiye’deki ve Fransa’daki Gini katsayılarını bir mukayese edin, sadece küçük bir bölümü için açıklayıcı dahi olsa farkı anlamamız için yardımcı olacaktır kanısındayım bu iki önemli kitap.
Bir de gelir bölüşümünde kamu hizmetinin miktar ve kompozisyonunun önemi meselesi var.
Çalışan kesimlerin pazarlık gücünü hukuken, sosyolojik olarak arttırmak şart ama aynı zamanda çalışan kesimler bütçe sürecinde siyaseten bütçe içinden daha fazla nitelikli, anlamlı eğitim, sağlık, konut üretimini de talep etmeliler, bu da işin olmaz ise olmazı.
Çalışan kesimlerin daha çok yararlanacağı eğitim, sağlık, konut kamu hizmeti üretimi gerçekleşmeden gelir bölüşümünün düzeldiği, Gini katsayısının düştüğü ülke göstermek kolay değil.
Gelelim bu konulara bağlı olarak asgari ücret meselesine.
Asgari ücret bugün 17 bin lira, yılbaşında asgari ücrete asgari ücret tespit komisyonunun belirleyeceği ve gerçekçi olursak Erdoğan’ın açıklayacağı yeni asgari ücret tartışmaların odağında.
Elimizde çok net bir veri yok ama konuyla ilgili çalışanlar toplam çalışanların yarısından epey fazlasının asgari ücret aldığını söylüyorlar, bu durum yine iktisat teorisi için ilginç bir durum.
İktisat kitaplarında, geçen sene iktisat Nobeli alan çalışma ekonomisi alanı kitaplarında ücretin işgücü-emek arz ve talebinin kesiştiği noktada belirlendiği yazıyor ve bu belirlenme asgari ücret ile çalışanların toplam çalışanların yüzde onunun geçmediği ekonomiler için geçerli.
Peki bizde durum nasıl?
Bir iktisat hocası derste bu konuyu anlatırken, ücretin emek arz ve talebinin kesiştiği yerde belirlendiğini söylerken bir talebe elini kaldırsa ve “Hocam, benim ailemde dört kişi çalışıyor, eve ekmek getiriyorlar, annem, babam, abim ve ablam, hepsi de asgari ücret alıyorlar ve biz de asgari ücretin artışını asgari ücret tespit komisyonunun kararından bekliyoruz, bu emek arz ve talebinin kesiştiği yerde belirlenecek ücret bizde pek söz konusu değil galiba” dese hocanın nasıl cevap vereceği belirsiz doğrusu.
Evet, toplam çalışanların yüzde ellisinden fazlasının asgari ücret ile çalışması keyfiyetinin de bir noktada emek arz ve talebi ile ilgisi yok değil ama gel de bu talebeye anlat şimdi şu her iktisatçının ezbere bildiği bu ücret belirlenme grafiğini.
Hiç kuşkusuz Türkiye’de gelir bölüşümü çok adaletsiz ve her geçen gün daha da bozuluyor ama bu durumun iyileşmesini kamu otoritelerinin alacağı kararlardan önce (bunlar da önemli tabii) bu gelir bölüşümünden olumsuz etkilenen tüm kesimlerin pazarlık gücünü, isterseniz kol güreşinde gücünü arttırmaktan geçtiği gerçeğini hep beraber iyi görmemiz gerekiyor çok muhtemelen.
Mesela, ana muhalefet partisi, tüm sendikalar gündemlerine Türkiye’nin ILO sözleşmelerine koyduğu çekinceleri bir kez alsalar, yeniden değerlendirseler ne iyi olur düşüncesindeyim.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025