Eser KARAKAŞ
İnternetten okuduğum, ekranlarda gördüğüm bazı haberlere inanmakta gerçekten çok zorlanıyorum.
İDO’nun 23 Haziran ve öncesi günlerde Bursa-İstanbul, Mudanya-İstanbul seferlerini iptal ettiği haberine normal, vicdanlı bir insanın inanması çok zor, gördüğünüzde herhalde gerçek değildir diyorsunuz ama kimse bu haberi yalanlamıyor.
Bunu yapan, böyle bir tezgâhı düşünen, emrini veren, uygulayan kişilerin nasıl eşref-i mahlukat (!) oldukları konusu insanın aklına takılıyor.
Bunu yapan acaba başka neler yapmaz 23 Haziran seçimlerini AKP adayı yönüne çevirmek için.
Son Apo hamlesi yapılabileceklerin sınırı olmadığını da gösteriyor.
Bir lise anımı nakledeceğim: 73 lise mezunuyum, son sınıfta felsefe dersimize gelen çok önemli bir hoca vardı, toprağı bol olsun, bu yazıyı okurlarsa sınıf arkadaşlarım meseleyi hatırlayacaklardır, lise ve hoca ismi (R.L.) vermiyorum.
Felsefe hocamız şöyle bir ahlak dersi sorusu sormuştu: Çin’de dağlarda çok yaşlı bir bilge (mandarin) yaşıyor, bir ayağı çukurda, ikincisi de zaten çukurun kenarında. Sizin de (bize yönelik olarak) masanızın altında bir düğme var, düğmeye bastığınız zaman o Çinli bilge hemen ölecek, bu ölümle sizin ilişkinizi kimse bilmeyecek, öğrenemeyecek, zaten mümkün de değil, bu konuyu bir tek siz bileceksiniz ve anında da banka hesabınıza on milyon dolar para gelecek havadan.
Bu düğmeye basar mısınız, basmaz mısınız?
O tarihte sınıfın bu konuda yaklaşık ikiye bölündüğünü hatırlıyorum; bu ahlak sorusu örneğini hiç unutmadım.
Bu İstanbul seçimi öncesi İDO seferlerinin saçma bir bahaneyle iptali aklıma bu eski anımı getirdi.
İDO’nun yaptığı iş akıl alacak gibi değil ama acaba bazı AKP’liler İstanbul kenti toprak rantını ve ihaleleri kaptırmamak için İDO’nun yaptığından çok daha korkuncunu da yapmaya hazırlar mıdırlar?
Eski hocamızın örneğinden kalkarak ben de bir soru sormak istiyorum burada isimlerini zikredemeyeceğim bazı eski ve yeni AKP’lilere.
Sorum şu: Masanızın altında bir düğme var, bu düğmeye bastığınız zaman İstanbul’da CHP seçmeni beş yüz bin kişi anında, 22 Haziran gecesi kalp krizi geçirerek ertesi gün sandığa gidemeyecekler ve bu kalp krizleri ile sizin, o düğmeye basmanız aranızda hiçbir ilişki kurulamayacak, doktorlar seçim heyecanından kriz geçirdiler diyecekler.
Beş yüz bin CHP seçmeni sandıklara gidemez ise muhtemelen seçimleri de AKP, Binali Yıldırım kazanacak.
Bu AKP’liler o düğmeye basarlar mı, basmazlar mı?
Ben maalesef bazı AKP’lilerin bu düğmeye basma işini 22 Haziran gecesi farazi anlamda yapabileceklerini hissediyorum, seziyorum.
Daha doğrusu o AKP’liler bu çok kötü sezgiyi bende yaratıyorlar.
AKP, 2011 sonrası Türkiye’ye çok büyük zarar verdi ve vermeye devam ediyor; yaklaşık tüm kurumları çökerttiler ve çökertmeye devam ediyorlar ama şunu da söyleyebilirim ki en büyük zararı da din kurumu gördü, başka bir ifade ile de paradoksal olarak kendilerine dindar diyen bu AKP’liler Türkiye’de dini bitirdiler.
Sonra da neden genç kuşaklar deizm, ateizm gibi yaklaşımlara meylediyorlar diye de kendilerine soruyorlar; önerim bu soruyu sormadan kendine dindar diyen bu kişilerin aynaya bir bakmaları.
AKP son senelerde Türkiye’ye vicdandan, ahlaktan, doğruluktan, adaletten, daha dini bir terminoloji ile “iyi amelden” tamamen kopuk bir din ve dindar (!) modeli sunuyorsa gençlerin bu modeli benimsemeyecekleri kesindir, AKP en büyük zararı, yargıya, eğitime, ekonomiye verdiği zarardan daha büyük bir zararı dine ve anladığım dindar imajına vermiştir; bütün büyük ihaleleri rekabet dışı yöntemlerle üç büyük şirketin aldığı yani kamu parasının hakkaniyetten, liyakatten tamamen kopuk bir biçimde dağıtıldığı bir sisteme itiraz etmeyen insan dindar olamaz, bu böyle biline.
Bu sözüm “itiraz etmeyenlere” ama bir de bu büyük ihaleleri yani vergi mükellefinin parasını bu üç şirkete dağıtan kişilere bir şey söylemek lazım ama ben kelime dahi bulamıyorum.
Bu yazı önünüze Cumartesi günü geliyor yani seçimden önce yazdığım son yazı bu yazı.
23 Haziran seçimleri Türkiye için yaşamsal bir seçim; çok önemli oluşu da sadece muhalefet için değil hatta daha büyük ölçüde AKP seçmeni için çünkü esas tahribat iyi niyetli, dürüst kalabilmiş bir grup AKP seçmeninin değerleri üzerinde yaşanıyor.
Daha özgür, daha adil, daha zengin, daha güvenli, daha vicdanlı bir Türkiye için 23 Haziran seçimleri yani yarın çok ama çok önemli.
NOT: Umarım benim bu yazıyı yazdığım zaman ile sizin önünüze geleceği Cumartesi arası İDO aldığı bu çok ama çok talihsiz karardan geri döner. İDO’nun Bursa’dan, Mudanya’dan taşımak istemediği seçmen muhtemelen seçim sonuçlarını çok etkilemeyecektir ama bu karar statüsü ne olursa olsun kamu hizmeti üreten bir şirketin (İDO) itibarını sonsuza dek sıfırlayacaktır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025