Fehim TAŞTEKİN
Kerbela’nın dışında otogarın yakınında bir mülteci kampında bin bir ah dolaşıyor. IŞİD istilası Şiiler için etnik-mezhebi temizliğe dönüştü. Tel Aferli 123 bin Türkmen Kerbela ve Necef gibi korunaklı kentlere sığındı. Kamptaki 1250 ailenin ihtiyaçlarını ‘Merceiyye’ yani İmam Hüseyin Türbesi karşılıyor. Bu kamp, Türkiye’nin Türkmen siyasetinin nasıl çamura battığına da ışık tutuyor. Herkes başlarına gelenlerden dolayı ilk önce Türkiye’yi sorumlu tutuyor. “Başımızın üzerinde yeri var”, “Seviyoruz”, “Özümüz Türkiye” ile başlayan cümleler “Bütün bu belaları IŞİD’i destekleyen Türkiye başımıza sardı” diye devam ediyor. Düne kadar hami ya da garantör ülke olarak gördükleri Türkiye’ye ilişkin hayalkırıklığını anlatan iki aşamalı bir süreç var: “Önce Kürtlerin sonra IŞİD’in insafına terk edildik.”
Türkmenlerin sığındığı kamp...
Haziran 2014’te Musul-Erbil yolunda IŞİD ile Peşmerge arasında sıkışıp kalan Türkmenlerin çaresizliğine tanık olmuştum. Kürdistan Bölgesel Yönetimi ‘kefalet belgesi’ yani konaklayacağı yerden davet kâğıdı olmayanı Erbil’e sokmuyordu. Hikâyenin devamını Kerbela’daki kampta kendisine küçük bir bakkal açan Ekrem Şerif anlatıyor:
“Tel Afer düşünce Sincar’a (Şengal) sığındık. Tel Afer’de Şii kalmadı. Kaçamayan yaşlı kadın ve erkeklerimizi de öldürdüler. Kaçamayan 80 kişiyi öldürdüler. Milletvekili Nehla Hebabi’nin 70 yaşındaki babasını da öldürdüler. Kendi babasını kurtaramadı. Hz. Ömer’in adaletini getireceğiz diye bize düşmanlık ilan ettiler. Sanki Saddam zamanında hükmeden Ömer Bin Hattap idi. Şiileri kime zulmetti de? Sonra IŞİD Sincar’ı da ele geçirdi. Şimdi ‘Peşmerge Sincar’ı IŞİD’den kurtardı’ diyorlar ya gülüyorum. Biz Sincar’dan kaçarken Kürtler ile IŞİD’in kontrol noktaları bir taş atımlık mesafedeydi. İkisinin arasından geçip bölgeden çıktık. Aralarında işbirliği olmasaydı Sincar düşer miydi? Sincar’dan kuzeye çıkıp Duhok üzerinden aşağı Erbil’e indik. Ama Kelek’te durdurdular, bizi kentte almadılar. Kontrol noktasında çocuklarımla birlikte 3 gün toprak üzerinde yattım. İzin verin Bağdat’a gidelim dedik. Vermediler. Merkezi hükümet devreye girdi. Peşmerge kimliklerimizi ve araçların evraklarına el koyup ‘Bunları Bağdat girişinde geri alacaksınız’ dedi. Sonra Peşmerge’nin önden ve arkadan eşlik ettiği bir konvoy oluşturuldu ve Bağdat’a bizi teslim ettiler. Bunu Erbil ve Kerkük’e girmeyelim diye yaptılar.”
Kamp sakinlerinden taksici Hamza Şerif bir ilave yaptı: “Maalesef bazı Sünniler IŞİD’e evlerini açtı. 2003’ten önce Türkmenler arasında Sünni-Şii farklılığı yoktu. Kız alır verirdik. Benim anne tarafım Sünni. Silahımız yoktu, direnemedik. Sincar’da IŞİD ile Peşmerge yan yanaydı. Aralarında anlaşma vardı. Erbil’in kapısında bir ay bekledim. Kelek’te kontrol noktasında ‘Türkmenler geçemez’ dediler. İnsanlarımız susuzluktan ve açlıktan öldü. Akciğer hastası olan İbrahim el İbrahim kum fırtınası esince öldü, en azından bırakın cenazesini Necef’e götürelim dedik, kabul etmediler. Birinin bebeği susuzluktan annesinin kucağında öldü. İnsanlarımızı yol kenarına gömdük.”
Yaşlı bir tüccar geldi. Adı Abdülhadi Cerrah. “Üç evim vardı, üç de dükkânım. 40 milyon dolarlık malım vardı, hepsi gitti. 50 yıllık birikimim. Düşünüp düşünüp ağlıyorum. Türkiye’den yardım almadık. Sincar’a gittik, Kürtler bizi sattı, kaçıp buraya geldik, İmam’ın gölgesine sığındık” dedi ve gözyaşı döktü.
Hastane yaralı dolu...
Bir başkası “Ailece 14 gün Kelek’te bekledik. Bağdat’a götürülürken Kerkük’te akrabalarımın evine gidip banyo yapmamamıza bile izin vermediler. Kerkük dışına çıkardıktan sonra belgelerimizi teslim ettiler” diyor.
Tel Aferli polis memuru Niksar Hüseyin ise yaralanmış, sandalyeye mahkûm: “Irak devleti beni tedavi için Ankara’ya gönderdi. Bayındırlık Hastanesi’nde yattım. 10 gün önce döndüm. Aslında Tel Afer’in polisleri 11 yıldır Kaide ile çatışıyor. Polislerin ezici çoğunluğu Şii. Sünniler de bize tepkiliydi. Şii polisleri Amerikan ajanı olarak görüyorlardı. Musul düştükten sonra biz 17 gün daha direndik. Ama içerdeki IŞİD hücreleri de harekete geçti. Sonra dört yönden saldırdılar, bizim direncimiz kırıldı.”
Ali Hadi Şirhat ile eşi İlham’ın aklı ise kaçırılan akrabalarında. IŞİD akrabalarından 5’i çocuk 12 kişiyi kaçırmış. Çocukları Musul’da yetimhaneye bırakmışlar. Ali Hadi’nin Sünni olan teyzesi, çocukların izini bulup fotoğraflarını göndermiş. Diğer 7 kişiden haber yok.
Mülteciler öğle yemeğine kalmamız için ısrar ederken yol kenarında bir grup adamı taburelere oturmuş sohbet ederken buldum. Biri Irak-İran savaşında İran’a esir düşmüş, 16 yıl sonra ülkesine dönmüş, şimdi sığınmacı.
KAMPTA BİR KÜSKÜN SİYASETÇİ
Sohbet halkasındakilerden biri tanıdık: Irak Türkmen Cephesi’nin eski Musul temsilcisi Ahmet Begdali. Elektrik mühendisliğin üzerine bir de Britanya’da siyaset bilimi okumuş Şeyhanlı bir siyasetçi. 2003’te ABD işgal ettiğinde Londra’dan dönüp Musul’da Saddam’ın sarayına Türkmen bayraklarını asan kişi.
“Yeni bir yaşam kurabilirdim ama insanlarımız yanında kampta kalmayı tercih ettim” dedi. Begdali, IŞİD’in palazlanmasından ABD ve İsrail ile birlikte Baasçılar ve bazı Sünni aşiretleri sorumlu tutuyor:
“Bazı aşiretler Baas rejimindeki gibi hükümet tekrar ellerine geçsin diye her türlü şeyi yapmaya hazırlar. İsterse bütün Iraklılar ölsün, onlar için fark etmez. Bunların en büyük düşmanı Şiiler. . Kaide çok sayıda insanımızı öldürdü. Bayram sabahı yeğenlerimin evlerini havaya uçurdular. 2007’de bomba yüklü aracı patlattılar, 150 kişi öldü. 2009’da camide taziye vardı, gelip bomba patlattılar 50 kişi öldü. Ama gidip Türkiye’de başka hikâyeler anlatıyorlar. Musul düşünce Tez Harap’taydım, Maliki beni aradı, durumu konuştuk. ‘Tel Afer de düşerse Bağdat’ı da savunamazsınız’ dedim. ‘Tel Afer stratejik yer. Sonra bu bölgeyi tekrar geri alamazsınız’ dedim. ‘Tamam’ dedi, o gün üç uçakla asker gönderdi. Ama yeterli olmadı. Tel Aferliler cesur ve mazlum insanlar. Ama bu insanlara sahip çıkılmadı. Doğru adamları muhatap alırlarsa IŞİD belası biter. Başbakan Haydar İbadi elinden geleni yapıyor ama fazla gücü yok. Ayetullah Uzma Ali Sistani’nin ağırlığı çok. Ayrımcılık yapmıyor. Sistani olmasaydı IŞİD, Bağdat’a dayanırdı. Çok kan dökülürdü.”
Begdali Türkiye’ye de kırgın:
“En büyük hatayı Türkiye yaptı. Bize sahip çıkmadı. Çekiç Güç’ten beri hatalı politikalar izleniyor. (ABD’nin uçuşa yasak bölge ilan ettiği) 36. paralele Türkmen bölgelerini özellikle dahil etmediler. Kürtleri himaye ettiler ama Türkmenleri etmediler. Bunu Türkiye’de yetkililerle defalarca konuştum. Ayrıca yanlış insanlarla çalıştılar. Bunlardan bazıları IŞİD’le işbirliği yaptı. Sonra Türkiye, Suriye sınırını kontrol altına almadı. IŞİD sınırlardan girip çıkıyor. Türkiye sınırları IŞİD’in dünyaya açıldığı yoldur. Burada en büyük zararı Türkmenler gördü. Herkes bizden intikam alıyor. Amaçları Türkmenleri bölgeden çıkarmak. Musul ekonomimiz bize bağlıydı. Tarıma hakim olan bizdik. Biz çıkınca Musul çöktü. Sünni Türkmenler de mağdur oldu. Kimi Türkiye’ye sığındı kimi Bağdat, Zaho ve Erbil’e. Onlar da bizim gibi mazlumdur. Ama demiyorum ki kaldırılmış olanlar ve IŞİD ile çalışanlar yok.”
Begdali’e göre eski Musul Valisi Esil Nuceyfi, eski Meclis Başkanı Usame Nuceyfi ve eski Devlet Başkan Yardımcısı Tarık el Haşimi Türkiye’yi yanlış yönlendirdi:
“Türkiye’nin çok hatası var. O zaman isteseydi IŞİD’i önler ve Musul düşmezdi. Bir kere Türkiye yanlış adamlarla muhatap oldu. Usame Nuceyfi ve kardeşi Esil Nuceyfi ile çalıştı. Bunların sicili kötü. Nuceyfi ailesi Musul için doğru çalışmadı ve IŞİD’le işbirliği yaptı. Tarık Haşimi de yanlış adamdı. Türkiye’yi kandırdılar. Tarık Haşimi hükümetten intikam alsın diye IŞİD’le işbirliği yaptı. Türkiye’yi arkalarına aldılar. Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz beye gittim, görüştüm. Size gelen bilgiler yanlış dedim. Merkezi hükümetle aranızı bozmaya çalışıyorlar dedim. Bana kızdı. Sandıkları gibi Maliki güçlü (diktatör) olsaydı Musul düşmezdi. Musul ile ilgili doğru bilgiler vermediler Türkiye’ye. IŞİD gelirken konsolosluk boşaltılmadı. Tabi aralarında dayanışma vardı. ‘Bize zarar vermezler’ dediler. ‘Gelenler sadece Maliki’nin düşmanıdır’ dediler, ‘Hepsi bizim adamlarımız’ dediler. Bu şekilde Iraklılara da yanlış görüntü verdiler.”
Herşeyini kaybetmiş bir Türkmen tüccar Abdülhadi Cerrah...
Musul niye bu kadar kolay düştü? Begdali’nin yanıtı şöyle:
“Musul bir günde düşmedi. Musul 4-5 yıl öncesinde düştü. IŞİD’in kontrolü altındaydı. IŞİD’in izni olmadan bir tayin yapılamazdı. IŞİD istediğini yapıyordu. Vergi topluyordu, adam öldürüyordu. (Musul Emniyet Müdürü) Halid Hamdani IŞİD ile işbirliği yapıyordu. Polis, IŞİD’e karşı olanları IŞİD’e teslim ediyordu. Vali Esil Nuceyfi bir günden bile merkezi hükümetle çalışmadı. IŞİD’e ses çıkarmadı, onlarla çalıştı. IŞİD ne zaman kazık attı, o zaman hakikati gördü. IŞİD’i bu hale getiren kendileriydi. Tabii ki Maliki de hatalıydı… Musul’da üç tugay ordu vardı yani 70 bin asker. Ayrıca 30 bin polis vardı. Kışlalar boşaldı. Bunların hepsi oyundu. IŞİD topu topu 600 kişiydi. ‘Hükümeti alacağız’ diye geldiler… Evet orduda Şii-Sünni herkes vardı. Ordudaki Şiiler doğru adam mıydı? Hayır. Her yerde para dönüyordu. Arap aşiretleri IŞİD’in tarafındaydı. Cubur aşireti mesele. Onlar IŞİD ile beraber çalıştı. Onların da hesabı tutmadı. Birbirini öldürdüler. Nakşibendi Ordusu da paravan, bunlar Baas’ın kurduğu örgütler. Gerçekten Nakşi olsalar camilerin patlatılmasını kabul edebilirler mi? Tarikat ehli karıncayı incitmez, bunlar insan kesiyor. Hepsi bu cinayetlere ortaktırlar. Başlarında (Saddam’ın yardımcısı) İzzet İbrahim el Duri vardı. Dini örgütler kurdular, selefilerle birlikte IŞİD’i yarattılar. Başında CIA ve MOSSAD’ın getirdiği adamlar var… Sincar’ın düşmesinde de Peşmerge-IŞİD işbirliği var. Bu oyunu karşılıklı oynadılar. Oturup kol kola fotoğraf çektirdiler.”
Musul ve Tel Afer’de Irak Türkmen Cephesi’nde (İTC) bazı kişilerin Kaide ile işbirliği yaptığı, 2007’de Şii Vahde mahallesinde Kaide’nin bombalı saldırısında 152 Şii’nin can verdiği, misilleme saldırılarda ise 78 Sünni’nin öldüğü olayların ardından Türkiye’den giden yardımların Kaide’yi himaye eden bölgelerde dağıtıldığı yönünde iddialar mevcut. Bunlarla ilgili de Begdali şunları söyledi:
“İTC pasif kaldı. Doğru dürüst çalışmadı. Çalışsaydı Sünni-Şii ayrılığının önüne geçebilirdi. Varlığını göstermediği için Türkmenlerin arasına Kaide girdi. Yöneticileri doğru kişiler değildi. Bazı şeylere alet oldular.”
Türkmenler yaşadıkları bu acılar yüzünden Sistani’nin çağrısıyla kurulan savunma gücü Haşd el Şaabi ’ye ciddi bir katılım gösterdi. Begdali’ye göre IŞİD’e karşı savaşan Türkmenlerin sayısı 12 bin. Haşd el Şaabi’nin yanı sıra Irak’ın özel timi Şurt el İttihadiye’de Türkmenler öne çıkıyor. Ayrıca Kerkük, Taze Hurmatu ve Tuz Hurmatu’daki Türkmenler de silahlanarak Haşd el Şaabi ’ye katıldı. Türkmenler arasındaki silahlı oluşum Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin canını sıkan bir gelişme. Barzani yönetimi tartışmalı bölgeleri Kürdistan’ın idari sınırlarına katmak için bu olağanüstü koşulları fırsata çevirmeye çalışıyor.
Kürtler Haşd el Şaabi’nin tartışmalı bölgeleri kurtardıktan sonra terk edeceklerine dair sözünü tutmadığını söylüyor. Tartışmalı bölgelerin Arap ve Türkmen unsurları ise Haşd giderse Peşmerge’nin kontrolü ele geçireceği itirazını yapıyor.
Böyle bir sorun Selahattin’e bağlı Emirli ve Diyala’ya bağlı Celevle’de yaşanmıştı. Son olarak geçen ay Tuz Hurmatu’da Haşd el Şaabi ile Peşmerge arasında çatışma çıktı. KBY Başkanı Mesut Barzani, Kürdistan topraklarında Haşd el Şaabi ’ye yer olmadığı çıkışını yaptı. Kürt bölgesiyle ilişkileri iyi olan Sistani de “Asla Kürtlerle savaşmayın” uyarısında bulundu. Begdali’nin bu konudaki tespiti şu:
“Haşd’ın içinde hem Sünni Araplar hem Şii Türkmenler var. Türkmenler Haşd içinde Tuz Hurmatu ve Kerkük’te de örgütlendiler. Türkmenlerin bu şekilde örgütlenmesine Peşmerge tahammül edemiyor. Barzani çok sert konuşuyor çünkü yarın onların başına bela olmasından korkuyor. Türkmenler bunlara boğun eğmeyecektir. Bunun için Tuz Hurmatu’daki olayları tezgâhladılar. Evleri yaktılar. Tuz Hurmatu’nun yüzde 80 Türkmen. Kürtleri yerleştirmeye başladı… Peşmerge Tuz’u ele geçiremez. Oradaki insanlar Haşd altında örgütlendiler, silahlandılar. Artık ‘Biz buradayız’ dediler. Kerkük, Taze Hurmatu ve Beşir’de de öyle… Eskisi gibi değil. Şimdi saldırı olursa yanıt verirler.”
Kerbela’nın merkezi hastanesinde savaşta yaralanan askerleri ziyaret ettim. Aralarında çok sayıda Türkmen var. Türk gazeteci olduğunuzu duyan herkesten Türkiye’nin sorumluluğuna dair ağır sözler duymak kaçınılmaz.
-BİTTİ -
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim-tastekin/bir-kayip-hikayesi-sii-turkmenler-5-1495026/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025