Fehim TAŞTEKİN
Pakistan ordusunda kripto değil de aleni İslamcı yapılanmadan bahsedilecekse bunun mimarı Navaz Şerif’i siyasete taşıyan Diyûbend kökenli Ziya-ül Hak’tır. Ziya-ül Hak’ın derdi darbe sonrası idam ettirdiği Zülfikâr Ali Butto’nun kızı Benazir’in önünü kesecek bir lider devşirmekti, o da Navaz Şerif’ti.
Farklı coğrafyalarda gelişen olayları dönüp dolaşıp Türkiye ile ilişkilendirmek bir çeşit siyasi obsesyon halini aldı. Sanki dünya Türkiye’nin etrafında dönüyor. Son olarak Pakistan Yüksek Mahkemesi’nin Başbakan Navaz Şerif’i görevden alması ile 15 Temmuz darbe girişimi arasında anında bağ kuruldu.
İddiaya göre, “Türkiye ile uğraşan güçler Pakistan’ın FETÖ’süne darbe yaptırdı. Amerika’nın emrindeki ezoterik terör örgütleri yargı, polis ya da askeri darbelerle Amerika adına hükümetleri devirmeye devam ediyor. Şerif de FETÖ benzeri Tahir-ül Kadri örgütü mensubu hâkimler tarafından devrildi.” Güya Şerif’i hedef yapan da “Gerekiyorsa Katar’a asker göndererek Türkiye’yi destekleriz” demesiymiş!
Şerif’in azli süreci Katar krizinden çok önce başlamıştı ama mühim değil, senaristin canı sağolsun!
Navaz Şerif, Pervez Müşerref’in darbesi sonrası Cidde’de 8 yıl sürgün yaşamış, Suudi hanedanıyla derin bağlar kurmuş, Birleşik Arap Emirlikleri’nde kesesini doldurmuş ve Katar’la tatlı ilişkiler geliştirmiş bir lider. Pakistan bu üç ülkeye de mahkûm. Şerif haliyle Katar’la son krizde taraflara tarafsız kalacağını iletti.
Pakistan’ın Türkiye ile dostluğu kelâmda, Körfez’le dostluğu fiiliyatta kendini gösterir.
Suudi Arabistan, iktidara gelir gelmez Şerif hükümetine 1.5 milyar dolar ‘bağış’ yapmıştı. Suudi Arabistan’ın bu yıl Pakistan’a yaptığı yardımın miktarı 4.5 milyar dolar.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin yaptığı yardım ise 3.4 milyar dolar. Ayrıca bu iki ülke 3 milyonun üzerinde Pakistanlı işçiyi barındırıyor. Katar’la ilişkiler daha mütevazi.
Şerif, Suudi Kralı Selman’ı biraz gücendirmiş olabilir. Pakistan Meclisi, ordunun Yemen savaşına katılması talebini reddetmişti. Buna Katar’la ilişkileri kesmemesinin yol açtığı kırgınlık da eklenebilir. Pakistan dengeleri gözetmek zorunda kalan ve anlayışla karşılanan bir ülke. Kırgınlıklar Pakistan’da olup bitenleri Körfez’e bağlamak için yeterli değil.
Türk medyası perde arkasına ifşa etti diye dönüp Pakistan medyasında Pakistan FETÖ’sünün devlet içindeki gizli yapılanması, bunların Şerif’e darbesi ya da Katar bağlantısına dair bir şeyler bulmaya çalışırsanız eli boş dönebilirsiniz. Yoksa Şerif “Devlet içindeki gizli yapılanma bana komplo kurdu” diye feveran ediyor olurdu.
***
Krizin arkasında neyin olduğuna geçmeden süreçle ilgili bir iki detayı paylaşalım: Şerif’in azliyle biten süreç 2016’da sızdırılan Panama Belgeleri’yle başladı. Belgelerde Şerif’in adı geçmese de altı çocuğundan üçünün offshore hesapları ve Londra’daki gayrimenkuller açığa çıktı. Mahkeme önce konuyla ilgili bir soruşturma komisyonu oluşturdu. Komisyonda Federal Soruşturma Ajansı (FIA), Ulusal Sorumluluk Bürosu (NAB), Güvenlik Komisyonu (SECP), Pakistan Devlet Bankası (SBP), Servisler Arası İstihbarat (ISI) ve Askeri İstihbarat (MI) yer aldı. Yani altı kurumun temsilcileri soruşturmayı yürüttü.
Komisyon raporuna dayanarak mahkeme Şerif’in hükümet ve meclis üyelerinin ‘sadık’ ve ‘emin’ olmaları gerektiğine dair anayasanın 32 ve 63’ünü maddelerini ihlal ettiğine hükmetti. (Bu iki madde Ziya ül Hak’ın anayasayı İslamileştirme çabasının bir ürünü.) Yani Şerif, ailesinin mal varlığını seçim komisyonuna bildirmediği için azledildi. Mal varlığında yolsuzluk ya da hukuksuzluk olup olmadığını ise bundan sonra yürütülecek başka bir soruşturma bakacak.
Pakistan’da yolsuzluk hem askeri hem sivil alanda vakayı adiye sayılır. Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari’nin mahlası, eşi Benazir Butto’nın başbakanlığı dönemde aldığı komisyonlar yüzünden “Bay Yüzde 10”. Butto da 1996’da yolsuzluk suçlamasıyla yine mahkemece azledilmişti.
Kararla ilgili yorumlara baktığımızda şunu görüyoruz: Şerif’in liderliğini yaptığı Pakistan Müslüman Ligi-Nevaz (PML-N) “Adaletsizlik ama karara uyacağız” diyor. Muhalefet cephesi kararın tamamen arkasında. Pakistan Halk Partisi’nin (PPP) tepkisi “Beklediğimiz bir karar. Bütün partiler bunun için uğraştı” şeklinde. Dosyayı mahkemeye taşıyan İmran Han’ın partisi Pakistan Tahrik-i Insaf (PTI) çok coşkulu: “Gerçek adalet yerini buldu, tarih yazıldı.” Cemaati İslami (JI) de “Mahkemeyi kutluyoruz” diyor.
Siyasi yorumcular arasında ise sürecin arkasında ordunun olduğunu söyleyenler olduğu gibi şimdiye kadar ordu ve siyasi elite bağlı olan yargının bu kararla kendine bağımsız bir alan açtığını düşünenler de var.
***
Bu krizde iç faktörler daha önemli. Türk medyasının öne çıkardığı Kadri asıl belirleyici aktör ya da faktör değil. Evet bir hukukçu ve din adamı olarak Kadri kurduğu Minhajul Quran International’a (MQI) bağlı 614 okulla Fethullah Gülen’i andırıyor. Afgan cihadı ve Taliban’a onbinlerce militan vermiş Diyûbendi medreselerinin rakibi sayılan Barelvi geleneğinden geliyor. 1989’da Pakistan Halk Hareketi’ni kurmuş, seçimlere katılmış, kendisine yönelik sahte suikast komplosu kurmuş, yalancılığı ve sahteciliği mahkemece ispatlanmış, darbeci Müşerref’i desteklemiş, bu sayede vekil olmuş, siyasette dikiş tutturamayınca 2005’te Kanada’ya yerleşmiş, 2012’de aniden dönerek yeni bir muhalefet cephesi açmış ve Şerif’in azılı hasmı haline gelmiş bir figür. Abuk sabuk fikirleri ve tutarsızlıklarını varsın Pakistanlılar tartışsın. Şu anda ilgilendiğim şey Pakistan’daki cari sistemin nasıl bir şey olduğudur.
Azil sürecinde ordudaki ‘kripto Kadriciler’ değil de ordunun Diyûbendi selefiliğine karşı ‘sufi panzehir’ olarak gördüğü Kadri’yi kullanmış olması muhtemel. 2013-2014’te Şerif’i hedef alan gösterilerde Kadri’yle ortak hareket eden eski kriket şampiyonu İmran Han için de “Ordunun Truva atı” benzetmesi yapılıyor.
Pakistan ordusunda kripto değil de aleni İslamcı yapılanmadan bahsedilecekse bunun mimarı Navaz Şerif’i siyasete taşıyan Diyûbend kökenli Ziya-ül Hak’tır. Ziya-ül Hak’ın derdi darbe sonrası idam ettirdiği Zülfikâr Ali Butto’nun kızı Benazir’in önünü kesecek bir lider devşirmekti, o da Navaz Şerif’ti.
Ordunun İslamcı örgütlerle ilişkilerinde berbat bir sicili var. Taliban’ın dışında Hareket’ül Mücahidin ve Leşker-i Tayyibe de Pakistan ordusunun eğitip donattığı şiddet düşkünü ve mezhepçi örgütlerdir. Pakistan bunun bedelini ödüyor.
***
Şerif’e karşı Kadir ve Han’ın başlattığı gösteriler ile azil sürecinin arkasında ordunun olduğu tezi geçerliyse bunun altındaki saik nedir? Yani askerler Şerif’i neden gözden çıkardı?
İki kritik konu dikkat çekiyor:
– Partisi PML-N hâlâ ordunun yanında olsa da Şerif son iki döneminde de Hindistan’la ilişkileri normalleştirme iradesiyle üniformalıların keyfini kaçırdı. Şerif’in 1999’da Hindistan Başbakanı ile Lahor Deklarasyonu’nu imzalamasına ordu Kargil Savaşı’nı başlatarak yanıt verdi. Bunu Müşerref darbesi izledi. Şerif 2013 seçimlerinde iktidara gelirken de Hindistan’la ilişkileri düzeltme sözü vermişti. Hükümeti kurulduktan sonra İmran Han ve Kadir’in başını çektiği gösteriler patlak verdi. Gösterilerin arkasındaki asıl güç orduydu ve bu şekilde Hindistan açılımının önünü tıkadı. İddiaya göre gösterilerin bitirilmesine karşılık Şerif, Genelkurmay Başkanı General Rahil Şerif’le dış politikada son sözü ordunun söyleyeceğine dair bir anlaşma yaptı. Bu arada ordu Veziristan bölgesinde Zarb-e-Azab Operasyonu’nu başlatarak vesayet düzenini tahkim etti.
2014’te Hindistan’da keskin milliyetçi Narendra Modi’nin iktidara gelmesi yeni bir yakınlaşmanın zeminini ortadan kaldırdı. Fakat Modi 2015’te Afganistan dönüşünde sürpriz bir şekilde Lahor’a inip Şerif’in doğum günü partisine katıldı. Bu da orduyu huylandırdı. Ordu iki ülke ilişkilerinde yeni sayfa açılabileceği beklentisini sınırda gerilimi artıran taktiklerle bitirdi.
– Şerif’in orduyu kızdırmasının ikinci nedeni şuydu: Askerler Çin’le ekonomik ilişkilerde, özellikle Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru projesinde söz sahibi olmak istiyordu. Şerif ise bu işin sivillerin kontrolünde olmasında ısrar etti.
***
Ordu kolay kolay ipleri sivillere bırakmaz. Pakistan kurulduğundan beri görev alan 18 başbakandan tamamı görev süresi dolmadan ya asker ya da yargı darbesiyle görevden alındı. Şerif de üçüncü kez gönderiliyor. Öte yandan Pakistanlılar arasında Yüksek Mahkeme inanılmaz bir saygınlığa sahip. Kimine göre bu saygı başbakanları indirecek kadar bağımsız olmasından, kimine göre arkasında ordunun bulunmasından kaynaklanıyor.
Fakat dediğim gibi Pakistan’da asıl patron ordudur. Ordu darbe yapmadığı dönemlerde de perde arkasından meclis ve hükümet üzerindeki nüfuzunu muhafaza etti. Bu tür bir sistemde ordunun gölgesinin yargı üzerinde olmaması mümkün değil. Bu durumda Pakistan FETÖ’sü neye denk gelir, karar sizin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025