Fehmi KORU
ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesinin İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma hamlesine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan öncülüğünde İslâm Dünyası’nın karşı-hamlesi dün İstanbul’da gerçekleşti.
İslâm Zirvesi’nin kendisi ve oradan çıkan karar beklentilerin üzerindedir.
Bir zamanlar ben
Konuya girmeden önce kısa bir girizgâha ihtiyaç var.
Meslek dışı kaldığım bir dönemde (1985-1986) kendimi Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) bulmuştum.
Devlet (bunu o zamanki cumhurbaşkanı, yani Kenan Evren, olarak anlayın) DPT’ye bir görev vermiş, Yusuf Özal’ın müsteşar olduğu kurum da görevi yerine getirmek üzere yeni bir birim oluşturmuştu.
Birimin adı İslam Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Başkanlığı (kısa adı: İSEB) idi ve görevi de İslam ülkeleri arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek çalışmalar yürütmekti.
En önemli etkinliği de, İslam Konferansı Teşkilatı’nın (İKT) ekonomik konularda başarı getirsin diye oluşturduğu ve Türkiye’nin ihtimamına teslim ettiği İSEDAK adına düzenlenen zirvelerdi birimin.
[O dönem, bazıları, “Lâik Türkiye İKT içerisinde nasıl yer alır, Cumhurbaşkanı İSEDAK başkanlığını nasıl kabul eder, bu anayasaya aykırı” diye tartışma açmışlardı.]
Yusuf Özal tanıdığı bir diplomatı Dışişleri’nden ödünç alarak birimin başına getirmişti: Yaşar Yakış’ı…
İSEB güçlü bir kadroya sahipti.
Orada geçirdiğim iki yıl içerisinde ‘İslâm Dünyası’ genel başlığı altına giren ülkelerin farklı özelliklerinin ortak özelliklerinden çok daha fazla olduğunu öğrenmeme yarayacak olaylarla karşılaşacaktım.
Ne kadar titizlikle hazırlanılırsa hazırlanılsın, İslâm zirvelerinde –İSEDAK zirvelerinde bile– mutlaka son dakika pürüzleri yaşanır, üye ülkeler nihai deklarasyon metnine kendi damgalarını vurmak için yarışırlardı.
Metinler o yüzden her yöne çekilebilecek genel ifadelerle çıkardı.
Ülkelerden azı üst düzeyde temsil edildi, ama…
Dün toplanan İslâm Zirvesi bir oldu-bittiye cevap teşkil edecek tarzda yapıldı; kısa sürede toplanmasına rağmen sonunda açıklanan nihai deklarasyon bu zirveyi başarılı kılıyor.
Gerçi 56 ülkeden sadece 16’sı en üst düzey katılımla temsil edildi, diğerleri bakan veya bakan yardımcısı göndermekle yetindi; ama olsun, bütün üye ülkeler özel gündemli zirvede yer aldılar, mutabakat metnine onay verdiler.
Farklı davranacağı yolunda yorumlar yapılan Suudi Arabistan alt düzeyde temsil edildi; ancak Kral Salman, ülkesinin Zirve’de alınan karara uyacağı mesajını son anda da olsa göndererek birlik beraberlik görüntüsünü pekiştirdi.
Alınan karar ise, benim iki gün önce yazdığım istikamette: İslâm Dünyası Trump’ın ABD adına aldığı tek taraflı kararı tashih ediyor ve Kudüs’ün doğu kısmının, altında ABD’nin de imzası bulunan BM ve BMGK kararlarına uygun olarak, kurulması mukadder Filistin Devleti’nin başkenti olduğunu vurguluyor.
Kudüs’ün statüsü kadar önemli olan, bu kararın, ‘iki devletli çözüm’ diye bilinen formüle güçlü bir destek anlamı taşımasıdır.
Suudi Arabistan’ın Kral Salman bin Abdülaziz tarafından gönderilen son dakika mesajıyla karara destek vermesinin sebebi, dün burada bir kez daha vurguladığım üzere, o sıralarda henüz veliaht olan daha sonra kral olacak Abdullah’ın (2005-2015), 2002 yılında, ülkesi adına açıkladığı, ‘barış planı’ ile örtüşmesidir.
İsrail de Filistin Devleti’ni tanımalı
Kızgınlıkla söylenmiş sözler, Trump’ın kararına karşı çıkarken dile getirilen diplomatik olmayan ifadeler birer retorikten ibarettir ve İstanbul’da toplanan Zirve’de varılan sonuç, global dengeleri ihmal etmeyen, bölgedeki özellikleri dışlamayan gerçekçi bir karardır.
ABD’nin –ve tabii İsrail’in de– “Dediğim dedik” anlayışıyla Zirve’de alınan kararı gözardı etmeye kalkışmaması beklenir.
İsrail –ve tabii ABD de– Filistinlilerin de bir devlete sahip olma hakkını ve onun başkentinin zaten halkın çoğunluğu hâlâ Araplardan oluşan Doğu Kudüs olduğunu tanımak zorundadır.
Tanıyacaklar mı?
Bu soruya cevabın kendilerinden bekleneceği Washington ve Tel Aviv, İstanbul’dan yükselen itirazın güçlü oluşu kadar dikkate alınması gereken bir başka özelliğini de dikkatlerinden kaçırmamalı: Zirve’de alınan karar, bir yönüyle, bugüne kadar bazı ülkelerin güçlü biçimde itiraz ettiği, Filistin’de siyaset yapan örgütlerin (Hamas ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün) ana tüzüklerinde varlığını kabule yanaşmadıkları İsrail’in varlığının dolaylı da olsa tanınması anlamını taşıyor.
Trump’ın tek taraflı hamlesine verilen karşı-hamle cevabı, bu yönüyle, İsrail’de Başbakan Benjamin Netanyahu’nun şahsında temsil edilen aşırıların ‘barışa’ yanaşmamak için bugüne kadar kullanageldikleri en önemli argümanı ellerinden alıyor.
Zirve barışın önündeki en önemli engeli kaldırmış oluyor.
Umarım, bu yön, yeniden sarılınacak retorik açıklamalarla gözlerden saklanmaz, tam tersine barışı zorlamak amacıyla kullanılır.
Evet, bu defa umutluyum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025