Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Siyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz
9.08.2025
70

Siyasi iktidarın CHP üzerine eşine ender rastlanır bir baskı kurduğu muhakkak.

Yargı, tümüyle ve tartışmasız biçimde iktidarın denetiminde. İktidar bu denetim üzerinden CHP belediyeciliği ile yolsuzluk arasında bağ olduğu iddiasıyla ana muhalefetin kadrolarını hapse atıyor, en önemli isimlerini siyaset dışı bırakma hamleleri yapıyor. Savcılar ve mahkemeler, büyük çoğunlukla kritik tüm konularda Beştepe’nin işaret ettiği hattın dışına çıkmıyor; çıkanlar görevden alınıyor. AYM ve yüksek yargı organlarının istenmeyen kararları uygulanmıyor. Bu durumu tersine çevirebilecek, durdurabilecek ahlaki ve siyasi hiçbir unsur yok.

Siyaset bu durumda iki hususa endeksleniyor:

1. Bu duruma, bu antidemokratik gidişe itiraza eden tavırları yegâneleştirmek, diğer bir deyişle siyaseti ve siyasi çabayı bu tavırlara endekslemek, toplumu bu istikamette seferber etmeye çalışmak...

2. Ülke siyasetinin merkezinde bulunan ve ülkenin geleceğine değen makro konularda, güvenlik, dış politika, Kürt meselesi gibi alanlarda siyaset önermek, gidişe ağırlık koymak, toplumdaki bu istikametteki hassasiyetleri dikkate almak...

Ana muhalefet partisi ve muhalefet partileri için başarı ve alternatif olma, iki hususa aynı anda el atabilmeyi gerektiriyor.

İlk tarz siyasetle yetinmek kendi başına çok şey ifade etmiyor; zira bu siyaset muhalif partilerin mevcut kitlelerinde heyecan yaratıyor, karşı kutup ise iktidarın arkasında durmaya devam ediyor. Mevcut seçmen kutuplaşmasının varlığı ve bloklar arasında oy kaymalarının sınırlı olması, bu tarz siyasetin tek başına büyük anlam ifade etmesini engelliyor. Nitekim sahası temmuz ayı ortalarında yapılan son PANORAMATR araştırmasına göre CHP, AK Parti’nin sadece 1,5 puan önünde (%28/%29,5). Erdoğan’ı başarılı bulma oranı, kutuplaşmayı doğrular biçimde, yüzde 40’larda seyrediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın başarılı görülme oranı yüzde 53’le zirvede ve bu oran, ikinci tarz siyasetin, devlet merkezli siyasi işleyişin gücüne gönderme yapıyor.

İkinci tarz siyasetin dinamiklerini doğru değerlendirme önemli. Bu dinamikler, siyasetin ana taşıyıcısının devlet haline geldiğine işaret ediyor. Savunma sanayi, bölge gücü olmak, Türkiye’nin AB ve ABD karşısında güvenlik merkezli değerini artıran konumu ve stratejileri, seçmenin siyaset algısında önemli bir yer tutuyor. Güç ve başarı millî duygu yükselmesi etrafında, devlete yüklenen anlam ve güvenle siyasileşiyor. Bu tarz siyasette şüphe yok ki iktidar önemli bir avantaja sahip; kurumları kontrol eden, yöneten ve yön veren o ve siyasi getiri ona yöneliyor.

CHP’ye dönelim…

Bu parti kendisini ilk tarz siyasete hapsetmiş ya da yaşadığı baskıyla buraya hapsedilmiş durumda. İkinci alana geçme çabasını ya göstermiyor ya da gösterdiği zamanlarda hata yapıyor, velhasıl ağırlık koyamıyor. Ancak, sadece kendi kitlesine değil, tüm seçmene değecek bir siyasi tasavvur üretebilmesi, kurucu siyasete doğru adım atabilmesi için bunun bir yolunu bulması gerekiyor.

Aslında açık kimi kapılar var; Kürt meselesi ve barış süreci bunların başta geleni. Nitekim CHP’nin Meclis’te kurulan Kürt sorunuyla ilgili komisyona katılması, dahası bu komisyonun hazırlayacağı kanun tekliflerinde nitelikli çoğunluğu şart olarak koşması son derece anlamlıydı.

Türk siyasetinde demokrasiye dönüşün, anlamlı siyasi rekabetin ve yeni siyasi tasavvurların yolu buradan geçiyor.

Bu alan, CHP’nin AK Parti’yle eşit koşullarda yarışabileceği, dahası siyasi itiraz ile kurucu siyaseti birleştirebileceği yerdir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar