Güldalı COŞKUN
Vergi borçlarına yapılandırmada ulaşılan rakam 77 milyar küsur oldu. Talep, oldukça yüksekti. Vergi daireleri, son günlere doğru hayli kalabalıktı. Yapılandırmada trafik cezasından tutun, SGK borçları, öğrenci kredi ve harçlarına kadar çeşitli kalemler vardı.
Vergi, devletin en temel geliridir. Hatta ekonomide küçülen devletlerinneredeyse tek geliridir. Dolaysıyla vergi geliri düşük olan devletin, hizmetlerinde ve ödemelerinde ciddi aksaklıklar oluşur.
Aslında vergi cezası, ABD ve Batı'da en ağır cezalardandır. Bu cezaların caydırıcılığı mı, yoksa uygulanan vergi politikaları mı daha etkili bilemiyoruz ancak, vatandaşları bu konuda oldukça özenli davranıyor. Elbette şu bilinç de yerleşmiş olmalı: “Daha iyi hizmet için, vergilerimizi ödemeliyiz”. Bizde ise maalesef; “Devletin malı deniz………” fikriyatı oldukça yaygın.
Bu sadece vergi konusunda değil, devletin memuru veya personeli, kamu binalarında, bazı tasarruf kurallarına riayet etmiyor. Keyfi çalıştırılan klimalar, açık unutulan musluklar, yeni göreve atanan mülki amir ya da müdürlerin dekorasyon tutkuları, kamu araçlarının şahsi kullanımı gibi nedenlerle, giderlerin şiştiğini biliyoruz.
Elbette gelişmiş ülkelere nazaran devlet ile vatandaş arasındaki ilişkinin sağlıklı olmaması, sosyal politikalardaki yetersizlikler ve demokrasinin evrensel ölçülerde yerleşmemesinin doğal bir sonucudur. Halktan kopuk ve lüks içinde yaşayan yöneticiler, rüşvet ve adam kayırmacılık da halkın devletine olan güvenini zedeleyen nedenlerdir.
Devlete ödediği verginin kendisine dönmeyeceği düşüncesi, son yıllarda daha da azaldı. Yine de dev projeler, imar, ulaşım, iletişim ve sağlık hizmetlerindeki olumlu gidişat ve yetkililerin vergi konusundaki bilinçlendirme çabalarına rağmen beklenen elde edilemiyor.
Bunun en önemli iki nedeni, vergi oranlarının yüksekliği ile dolaylı vergilerin çok fazla olması diyebiliriz. Bu konu, yumurta-tavuk hikâyesine de benzer. Denetimleri artırmak, oranları düşürüp, vergiyi tabana yaymak, en doğru yoldur. Ancak ne var ki, bu bir süreçtir ve bilincin gelişmesi, daha doğrusu bunu, vatandaşın ahlâki bir vazife olarak görmesi de o kadar kolay değil. Yılların alışkanlığını silmek için, önce devlet üzerine düşenleri yerine getirmekle mükellef ki, vatandaş da gönüllü vergi mükellefi olabilsin.
Ancak öncelikle yatırımları teşvik edici politikalar izlenmeli. Teknoloji ve bilgiye yatırım için uygun koşullar sağlanmalı. Doğal kaynaklar yönünden çok zengin olmayabiliriz ama iklim ve coğrafi çeşitlilik, tarım konusunda önemli bir kazançtır. Tarım ve hayvancılık, iç göçü dengeleyebileceği gibi demografik sorunların çözümüne de katkı sunacaktır.
Yazının başına dönecek olursak, vergi yapılandırmaları veya af bir alışkanlık haline geldiği için, insanlar bu beklentiye girerek, ödemelerini ertelemeyi seçmektedir. Tabii şöyle diyenler de olabilir: “Para mı var, nasıl ödeyelim!” Elbette, böyle olanlar da var ancak her yapılandırmada vergi dairelerinde “vergisini ödemek aşkı”nı nasıl açıklayacağız? İşin ilginci, sanılıyor ki, yapılandırmada indirim oluyor. Çoğu kişi bunu böyle bildiğinden de vergi dairesinde bir şaşkınlık yaşanmıyor değil.
Affedilen, genellikle faizler oluyor, yine anapara tahsil ediliyor. Yani döndük mü başa! Bu borç bir de SGK borçlarıysa şayet, hem eski borç hem de yenisi birlikte ödeniyor.
Dünya 2008 krizini hâla aşmış değil. Makyajlarla, kamu politikalarıyla gün kurtarılıyor. Sistem tıkandı zira. Tüm dünyanın sorunu adil olmayan gelir dağılımı. ABD ve Batı ülkelerinde gittikçe bozulan refah, oralarda kaynak bölüşümüne duyulan tepki, ırkçılığa ve kültürel milliyetçiliğe bir yönelimi beraberinde getirmeye başladı.
AB, gerçekte bir ekonomik birliktir. Ne ki, gittikçe çatırdamaya başladı. İngiltere ayrılma kararı verdi, bunu İtalya takip edebilir. Ayrıca, ülkelerdeki seçim tercihlerine de bakarsanız mevcut sisteme eleştiri getiren daha yerel politikaları benimseyen partiler tercih edilmekte.
Dünyanın bir yerindeki kriz artık domino etkisi yaptığından, en azından kendimize yetecek (enerji vb) üretim ve yatırımları arttırırken, insana gereken değeri vermeliyiz.
En önemli kaynak insan ve en iyi yatırım da insana yapılan yatırım. Bu nasıl olmalı derseniz; birçok değerli hocamızın, sayfalarca bilimsel ve teknik bakış önerileri olacaktır.
Bendeniz naçizane; ille de AHLAK derim. O yoksa, çürümüşlük kaçınılmaz oluyor…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018