Gürbüz ÖZALTINLI
Özel’in seçim gecesi yaptığı mükemmel konuşmayla başlayan; Sabah ve Hürriyet gazetelerine verdiği röportajlar, Erdoğan’a diyalog çağrısı, resepsiyon buluşması adımlarıyla kapsamlı bir görüşmeye doğru ilerleyen yeni CHP siyasetinin, “sağlı-sollu” rahatsızlıklar yaratmış olduğu görülüyor.
Bahçeli, elini çabuk tutup “sandık mandık dinlemeyiz, haddinizi bilin” tehdidi ile rengini belli etmişti. Ardından “lokaller” tartışmasına dokunan sert sözlerin de yer aldığı hamasi 23 Nisan mesajı geldi. Sonra MHP kaynaklarınca bu sözlerin Mehmet Şimşek’i hedef almadığı açıklandı. Bunu, Bahçeli’nin resepsiyona gelmemesi ve aynı gün eşofmanla yürüdüğü klibinin Ferdi Tayfur’un “sitem” şarkısıyla servis edilmesi izledi.
Devletçi-Türkçü-otoriter radikalliğin, siyasal gücünü kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı iklime borçlu olduğu çok açık. Siyasette, merkez ile aşırı uçlar arasında negatif korelasyon var. Merkez güçlendikçe aşırılar marjinalleşiyor. Tabii tersi de doğru. Bütün radikaller gibi, MHP’de temsilini bulan odak da, merkezin aşındığı, ılımlılığın gözden düştüğü, siyasal algının düşmanlık üzerine şekillendiği konjonktürleri seviyor.
Türkiye son yirmi yılda çok derin bir toplumsal-siyasal dönüşüm yaşadı. İktidar, verili düzen içinde mücadele eden siyasetçiler arasında değil, bütünüyle o düzeni tasfiye eden dev sosyolojiler arasında el değiştirdi. Kansız bir ihtilal yaşadık. Bütün bölünmüş toplumlarda olduğu gibi, gücün bu kapsamda el değiştirmesi büyük gerilimler, hazımsızlıklar, hınçlar yaratır. Kaybedenler şaşkın ve kızgın olur; kazananlar ellerindekini korumak, eskiyi tamamen gömmek, kendileri için güvenceli yeni bir düzen kurmak ister. Bu çok sert bir kavgadır ve siyasetin bütün dilini etkiler. Merkez ile ihtilal bir arada olamaz. Ilımlılık, diyalogculuk, uzlaşmacılık, karşılıklı kutuplar tarafından asimile edilir.
Meseleye bu perspektiften bakınca, süreç boyunca tanık olduğumuz sert laikçi tepkiselliğin de “siyasal aymazlık”la açıklanması yüzeysel kaçıyor. Şimdi yeniden düşündüğümüzde; ummadığı biçimde kaybeden büyük bir sosyolojinin psikolojik evreninden farklı bir siyaset vücut bulamayacağını kabul etmek, daha ikna edici geliyor. Kemalist modernleşmeci ideolojik kodlarla yüklü bu sosyoloji, (küçük entelektüel bir bölümü dışında) kendi tarihsel yapısına uygun davrandı. AK Parti’ye baktığı zaman, demokratik reformculuk, Batı’ya açılım, sosyal dayanışma politikalarını filan değil; sadece kendisini iktidardan uzaklaştıran “gerici” bir düşman gördü. Bu Schmittyen kafayla da, en çok kendi içinden çıkan “hain” YAE’cilere kızdı zaten. Savaşta arkadan vurulmuştu!
Kısacası, büyük dönüşüm hükmünü sürdürdü; “öteki”ni kendi varlığı için tehdit gören, hınçlı, iki kutuplu bir toplum yarattı.
Sonuç ne oldu? Görülen, kazananların da yavaş yavaş kaybettiği, iki taraflı fanatizmden “bağımsız seçmenlere” doğru kan kaybının başladığı, normal toplum olma arayışının uç verdiği, yeni bir denge durumuna geldiğimizdir.
Kendimi de partilere angajmansız “bağımsız seçmen” statüsünde tanımlayan birisi olarak, Türkiye için önceliğin normalleşme olduğuna inanıyorum. Muhalefete seslenirken bu cümlenin daha da açık ve köşeli kurulması gerektiği kanısındayım: Demokratik değişime odaklanan bir siyasetin önceliği, Erdoğan’ın tasfiyesi değil, merkezin yeniden inşası olmalıdır. Kutuplar arası keskin duvarları tahkim eden; hınçlardan rüzgâr almaya çalışan, boykotçu, kategorik protest siyasetler işe yaramaz. Ne CHP’ye ne de Türkiye’ye olumlu bir değişim sağlamaz.
CHP, iddia ettiği gibi bütün Türkiye’nin partisi olacaksa; kimlikleri aşan bir vatandaşlık temelinde hak ve özgürlüklerin sözcülüğünü üstlenecekse, merkezin yeniden inşasına yönelmelidir.
AK Parti ve CHP, daha da doğrusu Erdoğan ve CHP, Türkiye’nin ana akımlarıdır. Bunlardan birisinin “tasfiye edilmesi gereken düşman” olarak tanımlandığı bir merkez siyaset söz konusu olamaz. İktidarın en yakın adayı olarak CHP’nin, Erdoğan’ı siyasal rakip olmanın yanısıra, merkezin inşasında partneri olarak da görmekten kaçınmayan bir esneklik taşıması gerekir.
Bunun nüanslı, ustalıklı bir siyasi mücadele gerektirdiği çok açık. Kategorik düşmanlıktan, somut politikalar üzerinden seçici muhalifliğe; “öteki mahallenin” Erdoğan’a bağlılık duygularını hesaba katan bir söyleme yönelmelidir. Kendi toplum tasavvurunu geliştirmeli; geleneksel tabanının öç alma duygularından değil, toplumun umut ve yenilenme arayışından beslenmeyi başarabilmelidir.
Erdoğan’ın normalleşme siyasetlerine yüz vermeyeceği; bunu iktidarına tehdit olarak değerlendireceği; manevra alanı kalmadığı; kaderini, mevcut ittifaklarıyla otoriter rejimin tahkimine bağladığı düşüncesi, kanımca olasılıklardan sadece bir tanesini işaret ediyor. Evet, süreç böyle gelişebilir, ama buna kesinlik atfetmek aşırılık olur. Öngörülerimize biraz mesafe koymamızda yarar var. Bana sorarsanız, bugün Erdoğan da ne yapacağını bilmiyor; bilemez de… Bütün özgüveni yüksek, etkili liderler gibi o da gelişmeleri izleyecek; gücünün sınırlarını ve önüne açılan yolları tartacak; diğer aktörlerin tercihlerini değerlendirecektir. Erdoğan, koşullara göre değişebilen güçlü esneme yeteneğine sahip bir siyasetçi. Muhalefetin onu merkeze davet eden; diyaloğa zorlayıcı siyasetine direnmenin kendisi için maliyet arttırıcı olduğunu gördüğünde, oyunu farklı oynamaya başlayabilir.
Mevcut siyaseti ve ittifaklarıyla geldiği yerin, yükseliş değil, adım adım eriyiş olduğu açık.
Erdoğan’ın ne yapacağı sorusunu şimdilik bir tarafa bırakabiliriz. Bu tartışmanın daha önemli sorusu, “CHP başka ne yapabilir?”
Birincisi, diğer muhalif partilerin tabanlarının da kendisine yöneldiği tespitinden hareketle, kutuplaşmanın artık tersine iş gördüğünü düşünerek, bütün oklarını Erdoğan’a yöneltip sert kategorik muhalefete abanabilir. Bunun hem CHP’ye hem de Türkiye’ye fayda getirmeyeceğine dair inancımı söyledim. Muhalif medyadan, tabandan, teşkilattan bu yönde baskılar olacaktır. Nitekim Özel’in diyalog siyasetine “uyarı” görünümlü itirazlar çok gecikmedi. “Erdoğan’a meşruiyet kazandırmaktan; otoriter rejimi kurumsallaştıracak yeni anayasayı görüşmeye açma tuzağından” söz ediliyor. Erdoğan’ı bırakıp “halkla konuşmak” gerekirmiş… Bu argümanlar ikna edici gözükmüyor. Erdoğan’a bu seçimlerde oy vermeyenler, onun meşruiyetini sorguladıkları için değil, yönetiminin sonuçlarından canları yandığı için böyle davrandılar. Koşa koşa muhalefete gitmediler. CHP ılımlı politikalarla Erdoğan’a ek bir meşruiyet sağlamaz, ama ondan soğuyanlarla bağ kurma şansı kazanır. Anayasa diyalogu ise neden otoriterliğin tuzağına düşmek olsun? Herkesin önüne gelen metni anlayacak temyiz kudreti var. Kapıyı baştan kapatmak ile, işbirliğine açık olup gelen teklifi gerekçeler göstererek reddetmek arasında çok önemli bir siyaset farkı var. İkinci tutum, sadece kendi hınçlı tabanını tatmin etmek yerine, bütün Türkiye’yle konuşmayı seçmek anlamına gelir. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu’nun “sarayla müzakere değil, mücadele edilir” mesajını da içim sızlayarak okudum. Hırs bazen hüzün yaratıyor.
İkinci seçenek, bugün açık işaretleri verilen, seçici muhalefet ve temel konularda işbirliğine açık diyalog arayışıyla Erdoğan’ı merkeze doğru zorlamak; devlete karşı sivil siyaseti güçlendirmenin sözcüsü olmaktır.
Üçüncü bir seçenek de var ve bu, birincisinin türevi olarak geleceğimizi tehdit edebilir. O da, iktidar arayışında, iktidar blokunun devlet kanadıyla oyun kurmaya çalışarak Erdoğan’ı ezmeye yönelmektir.
Bu son ihtimali küçümseyenlere, siyaseti devlet eksenli kuran İttihatçı geleneği hafife almamalarını hatırlatmakta fayda var.
Bu seçeneğin gerçekleşmesi, nöbetleşe zorbalığın yeni bir perdesi olur.
Başa döneriz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023