Hakan TAHMAZ
TBMM’de yıllık bütçenin görüşüldüğü ilk oturumda, Meclis’te milletvekili grubu bulunan partilerin genel başkanlarının veya temsilcilerinin konuşma yapmaları geleneksel ve çok önemli bir ritüeldir.
Liderler konuşmalarında yıllık değerlendirmelerini yapar ve partilerinin gelecek vizyonunusunarlar. Ya da çoğu zaman, liderlerin vizyonsuzluklarının itirafı oluyor.
Bu yıl bütçe görüşmesinin ilk oturumunda CHP lideri Özgür Özel, konuşmasının son bölümünde yeni çözüm süreci gelişmeleri bakımından oldukça dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Önceki CHP liderlerinde görmeye alışık olmadığımız ölçüde açık, net ve cesaretli değerlendirmelerle, belirlemelerde bulunup vaatlerde bulundu ve öneriler yaptı.
Kürt sorununa, Suriye ve bölgesel gelişmelere ilişkin konularda CHP’nin kendi çapındaki açılımının satır başlarını oluşturuyor.
Bunların kıymeti, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adına PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşecek heyete CHP’nin katılmama kararı nedeniyle çıkan tartışmalar ve yeni çözüm sürecinin geldiği eşik dikkate alındığında daha iyi anlaşılacaktır.
CHP’nin süreç dışına çıkmak istediği veya süreç karşıtı bir konuma doğru ilerlemekte olduğu iddiasının fazlasıyla aceleci bir değerlendirme, önyargı veya gerçeği yansıtmadığı görülecektir.
Ancak yıllardır barış için gösterilen her türden çabaya hak ettiği kıymeti vermek ve cesaretli çözüm çıkışlarını teşvik etmek gerektiğini söyleyip yazıp durulduğu koşullarda, aşağıdaki gibi bir konuşmayı duymamış veya okumamış gibi davranmak büyük bir tutarsızlık olur. Bunu bir de CHP gibi cumhuriyetin kurucu kodlarına sıkı sıkıya bağlı, statükocu geçmişe sahip bir ana muhalefet partisi liderinin yapmış olması çok daha önemli kılıyor olsa gerek.
Herhangi bir nedenle böylesi bir yaklaşımı, siyasal açılımı; yeni sürecin toplumsallaşmasını hızlandıracak, güçlendirecek bir politik çıkışı ve fırsatı kaçırmak değerlendirmemek olur.
CHP lideri Özgür Özel’in “Kendi barış projemiz huzur, refah ve kalkınma getirsin istiyoruz” başlığı altında ifade ettiği görüşleri, içinde bulunduğumuz yeni süreç ve tartışmaların iyilikle, güzellikle ve eşitlikle sonuçlanması bakımından önemlidir. Bu çerçevede dikkatle değerlendirilmesi gereken satır başlıklarına göz atalım:
• Komisyona katkı sunmaya devam edeceğiz: Bu ülkenin barış umutlarının birilerinin çıkar hesaplarına kurban edilmemesi için samimi ve ciddi bir sürecin içinde olacağız.
• Kayyımlara itiraz ediyoruz. AİHM kararları uygulansın ve AYM kararları uygulansın, diyoruz.
• Bundan sonra bu bütçeleri, bu paraları silahlara, savaşa, terörle mücadeleye harcamak yerine Kürt’ün de Türk’ün de ortak geleceği için harcayalım, diyoruz.
• Kürt, “Benim sorunum yoktur.” demeyene kadar Kürt sorunu vardır.
• Son Alevi, “Artık sorunum kalmadı.” diyene kadar Alevilerin sorunu vardır.
• Demokratik bir mücadelede tüm Kürtlerin ve Alevilerin kendilerini Türkler ve Sünniler kadar eşit hissedecekleri; bu devlete sahip çıkacakları yarınlar için her türlü mücadeleyi vermeye biz hazırız ve buradayız.
• Türkiye’deki Kürtlere de barış ve huzur diliyoruz. Suriye’deki Kürtlere de barış ve huzur diliyoruz.
• Suriye’deki Kürtlerin demokratik, barış ve huzur içinde olması Türkiye için büyük bir güvencedir.
• Sınırımızda kardeşlerimizle kardeşçe komşuluk yapmak istiyoruz.
• Birtakım hesaplarla Türkiye’yi bambaşka yerlere sürüklemeye çalışanlara karşı bir arada durmanın, bu ülkenin menfaatleri için davranmanın, risk almanın gerekliliğinin farkındayız.
CHP lideri Özgür Özel’in konuşmasının tam yazılı hâlini merak edenler için buraya bırakıyorum.
CHP yeni süreçte seyirci değil oyuncu
Bütün bunlar, CHP’nin Kürt sorunu ve barışın inşasına yönelik kayda değer bir hazırlık yaptığına işaret eden emareler olarak okunabilir. Aynı zamanda kemikleşmiş, geleneksel seçmen tabanını dönüştürme zorunluluğunu da açığa çıkarmaktadır.
CHP’nin, Cumhuriyet’in kurucusu olması nedeniyle yüz yıldır taşıdığı statükocu siyasal bagajdan kurtulmak doğrultusunda atılabilecek en isabetli adım olma potansiyeline sahip bir açılım gibi görünüyor. İktidarın Kürt sorununu terör parantezine tıkama çabasının ötesine geçebilecek politik bir tutum.
Özel’in bu görev ve sorumluluğun gereklerini yerine getirmekten kaçınma ihtimalinin, CHP’nin iktidara yürüyüşünü akamete uğratma riskinin farkında olduğu anlaşılıyor.
Bu konuşmayla birlikte Özgür Özel’in, CHP 39. Kurultayı sonrasında yeniden oluşan kurmay heyetinde Kürt meselesi ve insan hakları mücadelesiyle özdeşleşmiş Sezgin Tanrıkulu gibi bir isme yer vermesi de tesadüf olamaz.
CHP’nin Abdullah Öcalan ile görüşecek heyette yer almaması nedeniyle başlayan tartışma ve gerilim sonrasında yaşanan bu gelişmeler, olumlu anlamda bir makas değişikliğine işaret ediyor olabilir.
Özellikle Suriye bağlamında sergilenen siyasal açılım bir ilktir ve sürecin Suriye’de siyasal aktör olarak bir biçimde tanımlanmasına kapı aralayan bir politika değişikliğidir. Başka türlüsünü düşünmek, işin ciddiyetine gölge düşürmek olur.
CHP liderliği bu çıkışıyla artık oyun kurucu olduğunu, iktidar partisinin trollerini ciddiye almadığını bir kez daha göstermiştir. Bu, yeni bir başlangıç yapma girişimidir.
CHP, PKK’nin silah bırakma ve kendini feshetme sürecinde üstleneceği role, Türkiye’ye özgü demokratik entegrasyon bütünlüğü anlayışıyla; ipe un sermeden, kendi iç dinamiklerine bakarak yol alabilir.
CHP liderinin yeni açılımı, yeni çözüm sürecinin gelişimine pozitif etki edecek nitelikte ve sürecin toplumsallaşmasını, geniş toplum kesimlerince sahiplenilmesini sağlayabilecek bir yaklaşımdır. İktidarın sürecin toplumsallaşmasını ciddiye almadığı bir dönemde bu çok daha kıymetlidir. Cesaretle sahiplenip “yetmez ama evet” denecek bir tutumun tam zamanıdır
Yazarlar
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan Türkiye’nin siyasi serüveni içinde nereye oturuyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESuriye: Hem çok yakın, hem çok uzak 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİDEM’in bütçeye Terörsüz Türkiye itirazı 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKıvılcımlı ve Öcalan üzerine 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar boşa düştü! 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYüzde 85 acaba niye geçinemiyor? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
25.11.2025
20.11.2025
14.11.2025
11.11.2025
7.11.2025
4.11.2025
1.11.2025