Hakan TAHMAZ
Son üç yıl Newroz’da Türkiye’nin her tarafında “bayram” havası hâkimdi. Diyarbakır Newroz mitinginde okunan Abdullah Öcalan’ın mektubunun yarattığı heyecan ve beklenti nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Mart 2013 tarihide, “Türkiye’de önümüzdeki günlerde Diyarbakır ruhuyla güzel şeyler olacak” diye yazmıştı twitterda.
Hatırlayalım Öcalan, “Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır” diye seslendi milyonlara ve dünyaya.
Daha sonra ki üç yıl boyunca umutlar, heyecanlar zaman zaman kırılsa da Türkiye insanı ama daha çok da Kürdler inatla beklentilerini diri ve canlı tutmaya çalıştılar.
Bütün dünya için sembolik ve tarihi anlamı olan bir şehirde, Kürdler için sembolik önemi ve anlamı derin bir günde yapılan bu tarihi çağrıyı taraflarıyla, sivil toplum örgütleriyle ve siyasi kurumlarıyla değerlendiremedik.
Bir yıl öncesinde PKK silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini, Türkiye’de PKK’nin silahlı eylem yapmamasını, Kürd meselesinin yasal, demokratik mücadele ile çözülmesini, özgürlüklerin gelişmesini ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolunu tartışıyorduk.
Bugün şehir savaşları yaşıyoruz, Türkiye’nin savaşı sınırlarımızı aştı Kobani’ye doğru yol alıyor. PYD’nin varlığını Türkiye tehdit olarak algılıyor, çatışma dalgası PYD üzerinden sınır dışına taşındı. Terör ve terörist faaliyetin tanımının genişletilmesi için verilen ültimatom çoktan yürürlüğe girdi. Barış bildirisine imza atan akademisyen Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya tutuklandı, çantasında HDP bildirisi bulduran İngiltere vatandaşı Akademisyen Chris Stephenson savcılığın talebiyle sınır dışı edildi.
Taraflar varlık yokluk savaşından söz ediyorlar. Ya bizden yanasınız ya düşmandan yanasınız, sözleriyle gri alan imha ediliyor.
Artık çözüm sürecinden söz edilmiyor. Bu Newroz’a “Hakların Birleşik Devrim Hareketi” kurularak girilmiş olunması Kürd savaşının yeni bir boyuta taşındığını veya taşınmak istendiğini gösteriyor.
Şehirlerde son üç aydır yaşanan çatışmalar, Kürd vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması girişimi ve anayasanın askıya alınmış olması gibi konular etrafında sıkça dile getiren, devlet “90’lara mı döndü kaygısı her iki taraf için geçerli olan bir durum olduğu çok açık. Kürd çatışması nitelik değiştirmiştir. Bu savaşın, 90’larda farklı siyasal, sosyal ve toplumsal sonuçlar üreteceği kesin gibi.
Kürdler savaşı düne göre daha fazla sorguluyorlar. Bunu alışık olmadığımız yöntemlerle yapıyor. Doğal olmayan biçimde dışa vuruyorlar. Yeniden savaşa rızalarının olmadığını gösteriyorlar.
Batı da ise yaratılan PKK algısı ve PKK’nın yanlışlarının yarattığı sonuçlar nedeniyle savaş, büyük ölçüde yedi düvelin azdırdığı “terörün” belini kırma olarak algılıyor ve destek görüyor. Bu mücadelenin hukuk dışına çıkmış olması ve siyasal kırıma dönüşmüş olmasının yarattığı toplumsal, siyasal, ekonomik, sosyal, insani ve kültürel boyutuyla önemli görünmüyor.
Anayasa, yasa, gelenek, görenek takmayan “ben ne dersem o olacak” diye her ay muhtarlar toplantısında verilen fetvaya biat ediliyor, biat edilmesi bekleniyor.
Ankara’nın sorunu çözme kapasitesinin olmadığına ilişkin inancı yaygınlaşması ve güvensizliğin derinleşmesi, demokratik yasal, sivil siyasete, sivil topluma ve insana olan güveni tahrip ediyor. İnsanların doğal olmayan ‘kendi adaletini yaratmak gibi’ yollardan kendilerini var etme arayışına girmelerine sevk ediyor.
Üç yıl önce demokratikleşmeyi, silahların susmasını, anaların gözyaşının dinmesinin yolunu konuşuyorduk. Şimdi taraflar “ölüm kalım savaşından; Güneydoğu’yu bir yılda yeniden yaratmaktan” söz ediyorlar. Terörle mücadele “silahsız terörist” yaratmaya, devlet baskısına ve şiddetine direniş, sivilleri katletmeye dönüştü. Barış, savaş parantezine alındı.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023