Hasan CEMAL
Madımak haberi, İslami kesimin, Ak Partiiktidarına yakın dünyada pek öyle yer bulmadı. Haber ve yorum olarak pas geçildi. Bu mesafe, bu uzaklık niye?.. Oysa, ‘kompleksler’imizden ne kadar arınıp olgunlaşabilirsek, o kadar huzur ve barış içinde yaşayabiliriz. Bunun önkoşulu, acılarımızı anlamaktan ve paylaşmaktan geçiyor.
Tekrarlamak istiyorum: Sivas’ta, 1993’te insanlığa karşı işlenmiş rezil bir suçun adıdır Madımak katliamı.
Ve bu davanın bazı sanıkları için mahkemeden zamanaşımı kararının çıkmış olması da, bu ülkede hukukun üstünlüğü adına kapkara bir lekedir.
Şunu iyi bilin:
Bu dava kapanmaz, çünkü tarih bu davayı hiç unutmayacaktır.
Bu satırları dün de yazdım.
Madımak konusuna bugün bir başka pencereden bakmak istiyorum.
Yeni de değil bu pencere.
Ama yıllar içinde bu pencereden ne zaman baksam biraz canım sıkılmıştır.
Konu, İslami kesimle ilgili.
Konu, İslami ve muhafazakâr yanı ağır basan, Ak Parti iktidarına daha yakın çevrelerle ilgili.
Dün yine aynı gözlemi yaptım.
Madımak haberi, bu dünyanın gazetelerinde pek öyle yer bulmadı. Ya tek tük birinci sayfaların eteklerinde yasak savma kabilinden yayımlandı ya da iç sayfalarda kayboldu gitti.
Köşelerde ise Madımak kararına ilişkin yorumlara dün rastlamadım diyebilirim.
Neden?..
Bu mesafe, bu uzaklık...
Bu memlekette özellikle Alevilerin yüreğini yakan, yakmaya da devam eden korkunç bir kıyım konusunda haksızlığı gün gibi açık bir karar niçin görmezlikten geliniyor?..
Haber konusu, yorum konusu neden olmuyor ki?..
Unutulmak mı isteniyor yoksa?..
Bir utanç konusu olabilir mi?
Defansif bir tavır mı?..
Bilemiyorum.
Dediğim gibi bu konuya ilk kez değinmiyorum. Yıllar içinde benzer satırları alt alta sıraladığımı anımsıyorum.
İslami kesimde, muhafazakâr dünyada bazı konuların pas geçildiği dikkatimi ilk defa çekmiyor.
Alevi deyince, Kürt deyince, Ermeni deyince ya da ‘gayrimüslim’ lerimizle ilgi meseleler söz konusu olduğunda, belirgin bir tutukluk kendini belli ediyor bu dünyamızda.
Örneğin, bu nedenle geçen gün köşeme aldığım ve İslami kesimden aydınların yayınladıklarıHrant Dink bildirisini çok önemsiyorum.
Keşke bu örnekler çoğalsa...
Cengiz Çandar dün köşesinde, Madımak kararı çıkınca atılan bir tweet’e yer vermişti:
“Alevi yakarsanız zamanaşımından, Ermeni öldürürseniz delil yetersizliğinden, Kürt öldürürseniz kahramanlıktan cezasız kurtulursunuz bu ülkede...”
Bu tweet bana bir Kürt aydınının sözünü anımsattı:
“Bu topraklarda biz Kürtler öldürüldüğümüzü, Ermeniler de yaşadıklarını anlatmaya çalışıp dururlar.”
İslami kesimin bu konularda durup düşünmesi, belki daha duyarlı olmaya gayret etmesi lazım diye düşünüyorum.
Tarihçi Taner Akçam şöyle demiş:
“İslami kesim de tarihiyle yüzleşsin!”
Şu sözler de onun:
“İslami düşünce adına da bazı mezalimler yapıldı bu ülkede. 1915 katliamında da, 1970’lerde Alevilere karşı yapılanlarda da İslami kesim ya kullanıldı ya da böyle bir zihniyet dünyasının taşıyıcısı oldu.
AKP, kendi tarihine eleştirel bakmadıkça demokratikleşemez. Tarihle ilgili eleştirilerini sadece Kemalistlerin yaptıkları ile sınırlı tutamaz.
Dersim’e rahatlıkla katliam diyen AKP, İslami hareketin bulaşmış olduğu olayları eleştirmekte zorlanıyor.
Alevilere yapılanlarda zorlanıyor.
Sivas’ta zorlanıyor.
Ermeni meselesinde çok daha fazla zorlanıyor.
Kürt meselesinde de kendisini devlet geleneği ile bağdaştırdığı için zorlanıyor. Devlet geleneğinin dışına çıkamıyor.” (Neşe Düzel, Pazartesi konuşmaları, Taraf, 12 Mart 2012, sayfa 11)
Taner Akçam böyle diyor.
Rahatsızlıkların kaynakları belli.
Hep birlikte bunların üstüne ne kadar yürüyebilirsek ve tarihsel, toplumsal ‘kompleksleri’mizden ne kadar çabuk arınıp olgunlaşa-bilirsek, bu topraklarda o kadar huzur ve barış içinde yaşayabiliriz.
Tabii bunun için önkoşul, birbirimizi anlamaktan ve acılarımızı paylaşmaktan geçiyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Mirza Arabacı
Terörle mücadele yasası sadece bu sistemi ayakta tutmak için başvurulan bir dayanak.Asıl sorun;ülkeyi idare edenlerin zihniyeti.Eğer sorun TMY olsaydı bir gecede hallederlerdi.(Mit krizini hatırlayın).Sayın Enginin sorunların çözümünü,uygulayıcıların zihniyetinden bağımsız ele alış biçimini yadırgadım.Üzgünüm.
Mirza Arabacı
Terörle mücadele yasası sadece bu sistemi ayakta tutmak için başvurulan bir dayanak.Asıl sorun;ülkeyi idare edenlerin zihniyeti.Eğer sorun TMY olsaydı bir gecede hallederlerdi.(Mit krizini hatırlayın).Sayın Enginin sorunların çözümünü,uygulayıcıların zihniyetinden bağımsız ele alış biçimini yadırgadım.Üzgünüm.