Hilâl KAPLAN
Türkiye, 31 Mayıs 2010 günü Mavi Marmara saldırısıyla sarsılmaktaydı ama o gün verdiğimiz şehit sayısı 9 değil, 15'ti. Zira İsrail askerlerinin Mavi Marmara'ya saldırmasından sadece birkaç saat önce PKK'lılar da İskenderun'daki Deniz İkmal Destek Komutanlığı'na roket atarlar ve uzun namlulu silahlarla saldırmıştı.
Saldırıdan üç ay sonra, ilk defa bir İsrail televizyonuna (Kanal 2) röportaj veren Murat Karayılan, "Bizim düşmanlarımız, İsrail'in de düşmanlarıdır" diyerek Türkiye ile mücadelelerinde işbirliği talebinde bulundu. Yani şimdilerde Esed rejiminin kolları altında 'anti-emperyalistlik' oynayan PKK, kurulduğu tarihten bu yana Ortadoğu coğrafyasının kolonyal valiliğine soyunan İsrail'den açık destek istemişti.
Nitekim Mavi Marmara raporunun açıklanmasının ardından İsrail ile Türkiye arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde, Yedioth Ahranot gazetesine mülakat veren İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, AK Parti hükümetine karşı aldığı sert tedbirler arasında PKK'ya askeri yardımı da saydı. Sonradan yalanlansa da diplomaside bu tür 'yalanlamalar'ın veya dil sürçmelerinin anlamı açıktır.
Lâkin Suriye'deki insanî kriz başladığından beri İsrail'i anmaz olduk, farkında mısınız? Her ne kadar İran ve Suriye, muhaliflerin zaferinin İsrail'e karşı "direniş cephesi"nin düşmesi anlamına geleceğini iddia etse de, ne İsrail'in ne de Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'de aynı Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir iktidarı arzu etmediğini biliyoruz. Çünkü Suriye'deki belirsizliğin nihayete erişmesi sadece Esed'in gitmesi anlamına gelmeyecek. Aynı zamanda Ortadoğu haritasındaki güç dengelerini de belirleyecek. Ve bu denge sıralamasında Türkiye'nin yer alacağı eksenin İslâm coğrafyasında tesis edilmesi arzu edilen birliği ya sağlayacağı ya da böleceği kanaatindeyim. Zira lider veya kilit ülke olmak, böylesi büyük sorumlulukları da beraberinde getirir.
Türkiye, NATO'nun füze kalkanı projesine Malatya'da ev sahipliği yapmaya başladığı andan itibaren İran'la ilişkilerin gerildiği malum. Çünkü füze kalkanına ev sahipliği yaparak, yıllardır İsrail tarafından vurulmakla tehdit edilen İran'ın böylesi bir sadırıya vereceği herhangi bir askerî karşılık imkânsız kılınmış oldu. O dönemlerde, aynı İsrail ve Amerikan basınında yer aldığı gibi bizim basınımızda da İran'ın "ne yapacağı belli olmayan, refleksif bir ülke" olarak tarif edildiğine şahit olmuştuk.
Ne hikmetse kuruluşundan bu yana sınırını işgal etmediği komşusu kalmayan, zaman zaman Lübnan'ı, hâlen Suriye'yi işgal etmekte olan, Filistin'de yaptığı zulüm tüm can yakıcılığıyla devam eden İsrail yerine, devrimden bu yana kendisine savaş açan Irak hariç hiçbir komşusuna saldırmamış olan İran hedefe konmuştu. (İsrail'in "Ne yapacağı kestirilemeyen bir lider" olarak aynı eleştirileri Başbakan Erdoğan'a da yaptığını hatırlayalım.) Ve o günden beri Türkiye-İran ilişkileri onarılması oldukça zor bir noktaya gelmiş görünüyor. Son çıkan "İran ajanları" haberleri de buna delâlet olsa gerek. Endişem "Acem oyunları"na kızıp, ümmetin kalbinin attığı Ortadoğu coğrafyasını bıçak gibi ikiye bölecek ve Müslümanın Müslümanı öldürebileceği yıllar sürecek bir kan banyosuna balıklama dalmaya kamuoyunun hazırlanmasıdır.
Yanlış anlaşılmak istemem. Özgür Suriye'den ve -bazı üyelerinin işlediği vahşet eylemlerini saymazsak- Hür Suriye Ordusu'ndan yanayım. Tunus'tan esen özgürlük rüzgârı Esed'i tehdit etmeye başladığı andan itibaren İran'ın politikalarının da karşısındayım. Ancak İran'a karşı açılan cephede yer alacaksak İsrail'le düşman kalmamızın da mümkün olmadığını bilelim. İran'la ters düşmek için çok sebep var ama ittifak etmeye çalışmak için geçerli olan "ümmetin selâmeti" o sebeplerin hepsinden daha üstün olsa gerek. İsrail'le barışmayı, İran'la barışmaya yeğlemekse kanaatimce meşum bir tercih olacaktır.
Altı ay içinde ikinci Türkiye ziyaretini geçtiğimiz günlerde gerçekleştiren CIA Başkanı Petraus'un sonraki durağı İsrail'di. Bu 'tesadüf'ün yol açtığı yorumların birer vehimden ibaret olduğunu düşünüyorsanız, bu yazıyı da dikkate almayabilirsiniz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019