Hilâl KAPLAN
Türkiye'ye, böyle bir dönemde, içinden geçtiğimiz zaman diliminde yapılabilecek en büyük kötülük, "kutuplaşma" ve "gerilimi" körüklemek ve pompalamaktır."
- Cengiz Çandar
"Çünkü hızla kutuplaşan Türkiye'de cepheler gitgide keskinleşiyor, 'sevgisiz'leşiyor.
Başbakan Erdoğan, öyle anlaşılıyor ki, kutuplaşmadan siyasal çıkar bekliyor, bunun kendisine seçim sandığında daha çok oy kazandıracağına inanıyor."
- Hasan Cemal
"Çünkü kendini içine kapattığın yasak şehir tek kutupludur, yüksek duvarların ardından görmeyince elbette senin için kutuplaşma şehir efsanesidir"-
Ertuğrul Özkök (*)
17-25 Aralık darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti. İki yıl önce bugün, emniyet- yargıdaki paralel vesayet aktörleri, meşru hükümeti alaşağı etmeye çalıştı. Başbakan Erdoğan'ı 'dönemin Başbakanı' yapmak, engel gördükleri tüm seçilmişlere hüküm giydirmek amacıyla hareket ettiler.
Millî iradeye kastedenlerin düştüğü zilleti izlerken, bu darbenin atlatılmasını halkının refahını öncelediği için 'hırsız', ilk kez barışı tesis etme yoluna ülkeyi soktuğu için 'katil' ilan edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dik duruşuna ve milletin ferasetine borçlu olduğumuzu unutmayalım. Erdoğan'ın önce askerî sonra paralel vesayetle mücadelesi boyunca, bu mücadeleyi bertaraf etmek isteyenlerin parolası 'kutuplaşma' oldu.
Toplumun bir kesimine, sadece bir partiyi destekledikleri için "g.t kılından hırsız"a kadar değişen bir sprektrumda hakaret eden bu güruh, aynı zamanda yeri geldiğinde de toplumdaki kutuplaşmadan dert yandı. 1 Kasım öncesi her biri açıkça iç savaş çağrısı yapan bu kesim için kutuplaşma, sadece sistemin dönüşmesine engel olma amacıyla kullanılan 'yumuşak söylem' stratejisiydi.
Geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda, Başbakan Davutoğlu da maalesef bu tuzak söyleme teveccüh etti.
"(...) Sükûnet sağlanmadan kutuplaşma içinde anayasa yapılamayacağını gördük. Matematiksel olarak da psikolojik olarak da mümkün değil. Bir taraftan mücadele edeceğiz, yoksa soyut olarak anayasa tartışmasını başlattığınız zaman buralarda zaafa uğrarız.
Anayasanın sükûnetle tartışılmasını sağlayacak bir ortam sağlayacağız.
Kutuplaşma atmosferinden çıkmak, herkesin kendi mahallesinden çıkması, başka çevrelerle konuşur hale gelmesi...
Kastım şu, herkes kendi mahallesinden çıksın. Türkiye'de en büyük tehlike Alevilerin sadece Alevilerle, Sünnilerin Sünnilerle, Türklerin Türklerle, Kürtlerin Kürtlerle konuşmaması gerek. Böyle olursa yeni bir anayasa yapamayız."
Türkiye'de, farklı etnik ve mezhep mensuplarını birbirine düşürme projesi her zaman var olmuştur. Ancak PKK'nın ve DHKP-C'nin terör eylemlerine rağmen, toplumsal bazda böylesi bir düşmanlığın söz konusu olduğundan bahsedilemez.
Mücadele, 1923'te olduğu gibi sistemin belli kesimlerinin ötekileştirilmesine, bir kesimin aslî, diğerlerinin ikinci sınıf vatandaş sayılmasına karşı devam etmektedir. Yeni anayasa bu mücadelenin geri döndürülmesi zor biçimde kazanılmasına olanak sağlayacak TEK araçtır. Halkın, 2002'den beri Ak Parti'ye oy vermesinin esas sebeplerinden biri de bu mücadeleyi yüklenen alternatifsiz parti olmasındandır.
Sayın Davutoğlu nasıl ki 'kutuplaşmaya yol açar' diye cemevlerine statü tanımaktan, Kürtlerin ve diğer etnik unsurların haklarını iade etmekten, terörle mücadele etmekten geri durmayacaklarını ilan ediyorsa, yeni anayasayı da güçlü biçimde gündemde tutup savunmaktan vazgeçmemelidir.
Bahsettiğimiz güruhun kutuplaşma yaygarasının 1 Kasım'da nasıl fos çıktığını gözlerimizle görmüşken, aynı delikten ikinci kez ısırılmak Ak Parti'ye yakışmaz.
Çünkü bu, bile isteye muhalefetin ürettiği söylemin yedeğine düşmek demektir.
Bu takdirde, Ak Parti de verdiği ilk ve en önemli sözü tutmamış olacaktır.
(*) Alıntılar: http://xeleng.blogspot.com.tr/2015/12/ davutogluna-sorularm-var_17.html?m=1
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019