Hilâl KAPLAN

Astsubaylar rahatsız!
7.05.2012
3274

Ayrı otobüslere biniyorlar. Ayrı lojmanlarda yaşıyorlar.

Ayrı yemekhanelerde yemek yiyorlar.

Vazife başında hayatlarını kaybetseler, cenazeleri bile ayrı camilerden kalkıyor.

Ölümde eşitlenseler de cenazelerinde hiyerarşik ayrımlar devam ediyor.

Subayınki Kocatepe Camii'nden, astsubayınki Hacı Bayram Veli Camii'nden kalkıyor.

Ordunun bu ayrımcı yapısı kast sistemini ya da sınıf temelli ırkçı pratikleri andırıyor.

Astsubaylar eskiden meydanlarda 'ordu-gençlik el ele' pankartı altında yürütülürdü; şimdi ordu içi demokrasi talep ediyorlar. 'Astsubaylar rahatsız' ama darbe değil; demokrasi istedikleri için!

Memlekette demokrasi kültürü ağır aksak yerleşirken, ordu bundan münezzeh kalamıyor.

Ancak ne var ki rütbeler arttıkça bürokratik zihniyet de kemikleşiyor. Üst kademeler bunun önü alınamaz bir gelişme olduğunu okuyamıyor ve astsubayların Umur Talu'yu okumasını engellersek, aba altından sopa gösterip 'böyle gelmiş, böyle gider' dersek mesele hallolur sanıyor.

Ordunun nasıllığı üzerinden ülkenin tanımlandığı günler geride kaldı. Artık ülke içi dinamikler orduya şekil veriyor.

'Güçlü ordu, güçlü Türkiye' zamanları geride kaldı; 'demokratik Türkiye, demokratik ordu' diyenlerin sırası geliyor.

'Yalancı çoban' olarak Standard and Poor's

Amerika Birleşik Devletleri'nde, 2008 yılında 'ipotek balonu'nun (mortgage bubble) patlamasıyla zuhur eden ve globalleşen ekonomik krizden sonra gözlerin çevrildiği ilk kurumlardan birisi de Standard Poor's (S&P) idi. Zira diğer derecelendirme kuruluşları Moody's ve Fitch'le beraber kriz öncesi yaptıkları tüm derecelendirmelerde çuvallamışlardı. Ne var ki finansal sistemdeki yemek zincirinden pay alan diğer şirketlerle göbekten bağlı olmaları, yaptıkları derecelendirme karşılığı ücret almaları (çıkar çatışması) ve üstelik tahminleri yanlış çıksa bile hiçbir sorumluluğa tabi olmamaları bu kurumların itibarını 'anavatan'larında da yerin dibine sokmuştu.

Şimdi aynı S&P, ekonomik gelişme bağlamında dünya ülkelerinin imrenerek baktığı Türkiye'ye durağan notu veriyor. Türkiye'ye verdiği gerçek dışı notla derecelendirme yetkisini siyasal bir silah olarak kullandığı izlenimini pekiştiren ve ekonomik idrakla bağdaşmayan bu karar, bazı çevrelerin başka yöndeki bir baskısını ima ediyor muhtemelen. Bu bağlamda Cemil Ertem'in makro analizine kulak vermekte fayda var:

'S&P ne yapmamızı istiyor; Çok açık; tıpkı IMF gibi, büyümeyi kısın, bunun için faizleri yükseltin, yatırım harcamalarını düşürün, ekonomiyi soğutun, kuru ve faizi piyasa dışı belirleyin diyor. Bunun için Türkiye'ye yatırım gitmesin diye Türkiye'nin görünümünü düşürüyor. O zaman soruyorum; 2008-2010 arası TÜSİAD önderliğindeki IMF'ci lobiye direnen ve bu direniş sayesinde referandumu yapıp, seçimi alan Hükümet, şimdi S&P'-nin istediğini yapacak mı? Çok açık; S&P'nin dediğini yapmamak demokratik Anayasa'yı yapmak demektir.'

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar