Hüseyin GÜLERCE
Güzel yavrularım, bu mektubu size bir seçim öncesinde yazıyorum. Çocuk dünyanız ne güzel. Fakat bizler, üzerimize düşeni yapmazsak, büyüdüğünüzde sizin de dünyanız kararacak.
Bakın anlatayım. 18 yaşımdan beri, tam 43 yıldır huzurlu bir ülkede yaşama hasreti çekiyorum. Bir sabah uyandığımda, ülkemde kin, nefret, acı, gözyaşı olmasın istiyorum. Daha üniversitenin ilk gününde kendimi, ne olduğunu anlamadan sağ-sol çatışmasının ortasında buldum. İki yılım kavgaların içinde geçti. Ölüm korkusunu yendiğimiz yıllardı, anlamadan, bilmeden bizleri çatıştırdılar, darbelerin figüranları yaptılar. Darbe şartları oluşsun diye, bir milletin gençliğine kıydılar. Üniversitelerde binlerce genç katledilirken, kendini devlet sanan adamlar, bu gençlik katliamını seyrettiler. "Devlet" oldukları halde, sıkıyönetim komutanları olarak bütün yetkiler kendilerinde olduğu halde, "kaybolan devlet otoritesini yeniden sağlamak" gerekçesiyle darbe yaptılar. 27 Mayıs 1960 darbesinin düğmesine darbeden 16 yıl önce, hem de İsmet Paşa'nın, "çok partili hayata geçme" sözü verdiği gün bastıklarını itiraf ettikleri halde, "Menderes'in de kabahati az değildi" yalanını, yıllarca tekrarladılar. Yetmedi, bir de darbeyi, bu milletle alay etmek için bayram yaptılar...
Güzel yavrularım, 43 yıldır; gerilim, çatışma ve kutuplaşmadan bunaldık artık. Ağız tadımız, huzurumuz yok. Çok düşündüm, "neden kavga ediyoruz?", "kavga edecek ne var?" diye. Makul bir cevap bulamadım. Evet, bir cevabı var bu soruların. Birileri, bu güzel ülkeyi kimseyle paylaşmak istemiyor. Kendi doğrularını tartıştırmak istemiyorlar. Tabularına dokunulsun istemiyorlar. Kendilerini memleketin sahibi görüyorlar. Kendileri dışındakileri, acımasızca ötekileştiriyor, insan yerine koymuyor, hatta insan kabul etmiyorlar. Onun için işkenceyi, eğlence gibi güle oynaya yapıyorlar. Başbakanları, bakanları asıyor, yaşı küçük gençlerin yaşını büyültüp darağaçlarında sallandırıyor, gazetecileri, yazarları katlediyor, insanları diri diri yakıyor, binlerce cinayeti kayıtlara "faili meçhul" diye geçirtiyorlar. Tam bir asırdır, adına vesayet dediğimiz bir sistem, sadece bedenlerimize acı vermekle kalmadı. Ruhumuzu da, insanlığımızı da incittiler. Yüz yıldır, ne olduğunu bilemedik, çözemedik, anlayamadık. Bizi birbirimize düşürmek için yakılan fitne ateşlerine, "Cumhuriyet"in meşaleleri dediler... Cumhuriyetin içinde halk olmadığını, tepede bir avuç elitin halkı vesayetin cenderesine soktuğunu görüyorduk ama gösteremiyorduk. Cumhuriyetin içinde demokrasi olmadığını halkımızın birçoğuna anlatamadık. Güzel yavrularım, şurada dört yıldır, kurtuluş için bir fırsat yakaladık. İlk defa, darbe teşebbüsü ile vesayet yargıda sorgulanıyor. Onlar yargılanırken, 9 ay önceki referandumda, vesayet halkoyuna sunulmuştu. Yüzyıldır ilk defa halk vesayetle hesaplaştı. Yüzde 58, iradesini ortaya koydu, "vesayetçilerden hesap sorulsun" dedi. Bizde bir umut, bir cesaret doğdu. Şimdi o irade, 12 Haziran'daki seçimi bekliyor. Vesayete karşı başlattığımız işi yarım bırakmak istemiyoruz.
Güzel yavrularım, ben artık ömrümün en azından ikindisini yaşıyorum. Benim güneşim batmak üzere. Dünya ile ilgili tek bir beklentim kalmadı. 43 yılın ardından, tek düşüncem sizlersiniz. Tek düşüncem sizin nesliniz.
Biz rahat yüzü görmedik, bir gün olsun endişesiz bir güne uyanmadık. Artık kendimizden vazgeçtik. Siz rahat yüzü görün istiyoruz. Çatışmalardan, gerilimlerden ruhu yaralı dünyamızda, artık bir de barış denensin istiyoruz. Önyargıların yerine, birbirini dinleyen, anlayan, uzlaşan nesiller bu ülkeyi yönetsin istiyoruz. Bu pazar sandığa kendim için gitmiyorum. Sizin cennet çiçeklerini andıran umut ve insanlık parıltılı yüzlerinizi gözümün önüne getirip, oyumu öyle kullanacağım. Güzel yavrularım, bu satırları okuduğunuzda dedeniz için dualarınızı eksik etmeyin....
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019