Hüseyin GÜLERCE
İçinden geçtiğimiz sancılı sürecin yansıttığı bir olgu var. Birbirine yakın, hatta en yakın olanlar ayrılıyorlar. Siyaseten de değil, gönül kırıklıkları, rencide edilmeler, yaralanmalar, nezaket dışına çıkmalar, hatta edep dışına çıkmalar, ayrılıkları derinleştiriyor. Görünen o ki, bu ayrılıklar derin izler bırakacak ve siyaset-medya zeminlerinde tahribatlar yapacak.
AK Parti bünyesinde Sayın Bülent Arınç’ın durduk yere Sayın Cumhurbaşkanı aleyhine konuşması es geçilecek bir olay değildir. Tamam “Arınç ne yapmak istiyor” diye sorabilirsiniz ama Erdoğan karşısında AK Parti içinden yeni bir cephe oluşuyor. AK Parti kurucuları, bazı eski bakanlar da Arınç’la birlikte hareket ediyorlar. AK Parti tabanında değil ama AK Parti’ye yakın medyada, özellikle vakti zamanında Sayın Erdoğan’ın elinden tuttuğu belli başlı gazeteci ve yazarlar da bariz şekilde Arınç cephesinde saf tutuyor. Tercihini 11. Cumhurbaşkanı Sayın Gül ile birlikte yürümekten yana yapan yazar ve gazeteciler de Erdoğan’ın karşısındaki cepheye omuz veriyor.
Bir başka ayrılık, AK Parti ve Erdoğan’ı geçmişte hep birlikte desteklemiş liberal kanatta görülüyor. Kırılmalar, kırgınlıklar, karşılıklı ağır laflar, suçlamalar, fren sistemlerinin darmadağın olduğunu anlatıyor. Kavgada söylenmeyecek laflar zehirli oklar gibi sineleri parçalıyor. “Durun, bari siz yapmayın” diyecek olsanız ne duymak isteyen, ne de gereğini yapmak isteyen var.
Sadece AK Parti cenahında değil. CHP ve MHP cenahında da derinleşen, hırpalayıcı, tekrar kucaklaşmaları imkânsız hale getiren dağılmalar, çatışmalar var. İşte MHP, mevcut yönetim ile muhalifler mahkemelik oldular. Karşılıklı bakışlar öfke ile dolu. Ayrılmalara doğru, sertleşmelerle büyüyen restleşmeler, ortalığı yıkıp dökecek gibi...
İşte CHP. Baykal’ın son çıkışından sonra CHP’nin temellerinde hesaplaşma var. Suriye meselesinden, millilik-gayri millilik eksenindeki tartışmalara, terörle mücadeleden, fırtına toplarının bombardımanına kadar CHP’de tartışma büyüyor.
Görünürde, Erdoğan ve karşıtları diye bir cepheleşme, ayrışma olsa bile esasta millilik ve küreselcilik ekseninde savrulmalar yaşıyoruz. Kim tahmin ederdi ki, bu eksendeki ayrışmada, Arınç ile Baykal karşı karşıya gelecek ve Baykal “millilik” safında hükümetin yanında, Arınç ise “Küreselcilik” safında CHP’nin yanında görünecek...
Ben, “dış güçler hikâye” diyenlerden değilim. Şark Meselesi ile Osmanlı’nın parçalanmasından bu yana en az iki asırdır sınırlarımızla, içimizle, darbeler yoluyla kurulan vesayet/statüko rejimleriyle yönetimlerimize müdahaleye kadar dış güçler hikâye değil, gerçektir. Son dağılma, ayrışma, kopmalarda yabancı elin etkinliği ne derecedir bilemem. Ancak yaşadıklarımızı sadece dış güçlere bağlama kolaycılığının yanlışını da, zararını da, hatta tehlikesini de gözardı edenlerden de değilim...
Dış güçlere sözümüz geçmez, olmaz da zaten. Ama kendimize dönüp iki maddelik bir mutabakat metni teklif edebiliriz.
1. Demokratik siyasetten yana olmalıyız. Seçilmiş insanlardan, milletin iradesinden yana tavır koymalıyız. “Sandık her şey değil” deyip, kimse kayıt dışı siyasete pirim veremez. Mesela Paralel Devlet yapılanması konusunda, hukuk dışına çıkmalar, kurunun yanında yaşın yanması yanlışlarını söyleyelim amenna ama öncelikle “kimse seçilmiş iktidara savaş açamaz, devletin içine sızıp yönetimi yönlendiremez, HSYK’yı falan ele geçiremez” diye gürlemeliyiz... “Seçilmiş irade mi? Yoksa haklılığı kendinden menkul otonom ve taşeron yapılar mı?” tercihinde hiç tereddüt etmeden “seçilmiş irade” demeliyiz.
2. Üslup konusunda edep, nezaket ve hatır dairesi içinde kalınmalıdır. Üslup güzelliği korunmalıdır. Tek bir ölçü var: Yarın yüz yüze gelindiğinde yüzler kızarmamalıdır. Kim haklı kim haksız meselesi zamanla ortaya çıkacaktır, çıkıyor... Düşünce özgürlüğü, fikir ve ifade hürriyeti hakkı adına her şeyi konuşalım, söyleyelim ama kin ve nefret saçmadan... Eleştiri yapalım ama düşmanlık yapmadan...
En yakınların ayrılması, savrulması hiç hayra alamet değil...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019