Hüseyin GÜLERCE
Partisinin dünkü grup toplantısında Başbakan Erdoğan, düşürülen uçağımızla ve muhtemel gelişmelerle ilgili net mesajlar verdi.
Öne çıkan üç önemli husus şöyle: 1. Suriye ile ilişkilerde yeni bir döneme girilmiştir. 2. TSK'nın angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriye'den sınırımıza yaklaşan her askerî unsur tehdit olarak değerlendirilecek ve askerî hedef muamelesi görecektir. 3. Hz. Ali'nin, "haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır" sözü ile İran'a yapılan ikazdır: "Suriye'deki katliamlara destek veriyorsunuz, temel felsefenizi inkâr ediyorsunuz..."
Kesinleşen bir nokta var. Suriye, uçağımızı hasmane bir tutumla kasten vurmuştur. Mazeretlere sarılması, yalan söylemesi boştur. NATO üyelerine sunulan bilgiler, belgeler, uydurma olamaz. Teknolojinin ortak bir dili var. Eğer Türkiye yanlış belge veriyorsa, Suriye'nin bunu yalanlayacağı zeminler var, bu yolu deneyebilir. Ama denemeyecektir. Bunun altını şundan çiziyorum. Bazı yazarlar, "İyi de böyle gergin bir dönemde bizim jetimiz neden öyle uçuyor?" diyorlar. Suriye helikopterleri de böyle gergin dönemde sınırımızı beş defa ihlal etmiş. Ama biz onların helikopterini düşürmemişiz. Kaldı ki, uzmanlar kuralları, teamülleri hatırlatıyor. İhlal olunca yapılması gerekenler belli. Bunların hiçbirini yapmayıp uçağı vurmak, önceden planlanmış bir iştir.
Şimdi asıl soru şudur: Suriye bizim uçağımızı düşmanca davranarak kasten neden düşürdü? Suriye, bu kararı tek başına mı verdi? Kimden, hangi ülkelerden cesaret alıyor?
Sayın Başbakan, dün Meclis çatısı altında aslında bu sorulara cevap verdi: "Türkiye, dostlarıyla el sıkışmıştır, kardeşleriyle kucaklaşmıştır, Türkiye akrabalarıyla yüz yıllık hasret gidermiştir. Akrabalarına sırtını dönen bir ülkenin özellikle de Türkiye'nin, bu coğrafyada büyümesi asla söz konusu olamaz. Türkiye'nin kardeşleriyle kucaklaşmasından rahatsız olanlar var. Rahatsız çevrelerin, Türkiye'ye yönelik terörü desteklediklerini biz çok iyi biliyoruz. Bölgede kadastro mühendisliği yapılmasına Türkiye asla göz yummayacaktır." Suriye tuzağını, evet bu ifadelerde aramalıyız. Türkiye; ekonomisi, sosyal politikaları ve demokratikleşmesi ile giderek güçleniyor. Bölgesinde ve uluslararası siyasette önemli bir aktör haline geliyor. Bunun getirdiği sıkıntılar var.
Dışarıdan başlayalım. Başta haset, menfaat çekişmeleri, Türkiye'nin yeni muhafazakâr demokrat çizgisinden rahatsızlık duyan komşular yok mudur? Türkiye'nin, hep kendi eksenlerinde uydu bir ülke olarak kalmasını arzu eden küresel aktörler yok mudur? İçeride, vesayet sürsün diyen statüko bekçileri, konumlarını kaybetmemek için, Türkiye içine kapalı kalsın diye hâlâ diretmiyorlar mı? Mevcut iktidarın, demokratikleşme iradesi -noksanlarına ve hatalara rağmen- onları rahatsız etmiyor mu? Fırsat bulsalar, sırf bu iktidar gitsin diye Türkiye'nin bir maceraya atılmasına, ekonomik bir kaosa düşmesine sevinirler mi, sevinmezler mi? "Biz değiştik artık" deyip, yeni tuzaklar kurmazlar mı?
Tarihimize, değerlerimize sahip çıkan ve kendi benliğimizle yoğrulacak dış politika çizgisi, Batı adına bir rahatsızlık değilse, nedendir? İkide bir, "Türkiye eksen değiştiriyor" jurnallemeleri artık bitmeli değil mi? Türkiye illa ABD'nin, AB'nin dümen suyunda bir ülke mi olmalıdır? Tamam, dünyadan kopmayalım, ama kendimiz kalarak, kendi değerlerimiz üzerinde güçlenerek dünya ile entegre olalım. ABD ile de, AB ile de pazarlık gücümüz olsun. Türkiye onlara ne kadar ihtiyaç duyuyorsa, onlar da Türkiye'ye, özellikle medeniyetler ittifakı, küresel barış adına o kadar ihtiyaç duyduklarını anlamalı değiller mi?
Tamam, İran ile iyi geçinelim. Ama İran'ın zamirinde ne var, asıl ne yapmak istiyor, İslamî söylem, Fars milliyetçiliği için perde mi değil mi, bunu sorgulamayalım mı?
Suriye, tuzakta kapandır. Kapanı değil, tuzağı kuranları görebilmeliyiz...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019