İbrahim Kahveci
Bir soru ile başlayalım: Hırsızlık helal midir?
Bir kişinin parası illa cebinden zorla hırsızlık yaparak mı çalınır?
Bakınız Erdoğan ne dedi: “Farklı maskeler altında şeriat düşmanlığı var. İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık esasında dinin bizatihi kendisine husumettir.”
İyi ama aynı Erdoğan defalarca Kuran-ı Kerim üzerinden Nass.. diyerek faize karşı açıklamalarda bulunmuştu.
Şimdi şeriat olsaydı faizi artıranlara karşı hüküm ne olurdu? Başta yönetimin en başındaki kişi olarak Erdoğan hakkında ne hüküm verilirdi?
Hadi gelin de işin içinden çıkın.
Bu örneği neden verdim?
Biz iktisatçılar faizin nominal değerinin ne olduğuna bakmıyoruz.
Mesela, enflasyonu yüzde 100 yaptınız ve faizi de yüzde 100 yapsanız aslında ortada bilimsel olarak faiz yoktur. Ama enflasyon yüzde 1 ve faiz yüzde 10 ise ortada fahiş bir faiz vardır.
Bilimsel olarak asıl mesele enflasyon-faiz farkıdır.
Maalesef faiz konusunda sadece kelime anlamı ile yetinenlerin dar yorumu toplumu batırmaya götürüyor.
Şimdi yazının girişindeki cümleye cevap arayalım: Bir kişi tasarruf etmiş ve 100 bin lira biriktirmiş. Siz o 100 bin liranın yüzde 70 enflasyonla kabaca 70 bin lirasını çaldığınızda ne oluyor? Faize karşı çıkarken bu enflasyon hırsızlığı hak mıdır? Asıl fetvanın buna verilmesi gerekiyor.
***
Şimdi bir grafik veriyorum. Türkiye’nin dış ticaretinde dengeleri gösteren grafik.
Bu grafik aslında Erdoğan’a seçim öncesi dilinden düşürmediği Kuran-faiz-Nass sözlerini unutturan grafiktir. Yani bilimdir.
Grafikte iki temel değer var: Faize duyarlı olan “Tüketim malı ithalatı” ile ekonomik aktiviteye dayalı dış ticaret dengesini gösteren “Altın ve enerji hariç dış denge”
Haziran 2018 seçimlerinden sonra hatırlarsanız Berat Albayrak ilk göreve gelmiş ve faizleri sert şekilde yükseltip ekonominin gereğini yapmıştı. Böylece dış ticarette denge Haziran 2019 gibi nerede ise pozitife dönüyordu. İstenen sağlanmıştı aslında.
Sonra ne oldu ise aniden Erdoğan Murat Çetinkaya’yı Merkez Bankası Başkanlığı’ndan atıverdi. Gerekçe olarak ise “Laf dinlemiyordu” dedi.
Yerine getirilen Murat Uysal hızla faiz indirimlerine geçti ve grafikte görüldüğü gibi dış açık ve tüketim malı ithalatı yeniden arttı.
Ama asıl artış 2021 sonunda Nass ile başladı. Yani büyük negatif faizle.
Türkiye adeta perişan oldu. Tüketim malı ithalatı ile “altın ve enerji hariç dış denge” açığı -5 milyar dolar seviyesinden -80 milyar dolara yükseldi
Şimdilerde size bir aldatmaca daha sunuyorlar. Mesela diyorlar ki dış açık 2023 Nisan ayında 120 milyar dolardı ve şimdi 2024 Ocak ayında 98 milyar dolara düştü.
Ben size şunu söyleyeyim: 2023 Nisan ayından bu yana dış ticaret dengesindeki düzelmenin nerede ise tamamı enerji ve altın dengesinden geliyor. Hatta 2023 Nisan ayında enerji ve altın hariç dış açık 24,3 milyar dolarken 2024 Ocak ayında bu açık 31,4 milyar dolara çıkmış durumda.
Ve size seçim sonrası büyük müjdeyi vereyim: İşte asıl fatura seçim sonrası uygulanacak. Büyük kemer sıkma asıl o zaman gelecek. Buna mecburuz. Aksi halde Türkiye döviz konusunda dış bağımsızlığını kaybetmiş durumda yaşar. Yani bağımsızlık meselesi durumundayız.
İşte bu tablo Erdoğan’a seçim sonrası Nass’ı ve de “faiz sebep-enflasyon sonuç” teorisini unutturan tablodur. Hiç bu cümleleri duydunuz mu seçim sonrasında… Hatta faiz artırımına “faziletli döngü” bile dedi.
SEÇİME KADAR CİCİM
Son günlerde borsa çıkıyor, mevduat faizi düşüyor, döviz enflasyonun gerisinde artıyor ve de maaşlara ciddi zamlar yapıldı.
Bilin ki bütün bunlar seçim sonrası gidecek.
Hele hele yılın ikinci yarısında ve 2025 yılının tamamında acayip bir kemer sıkma politikası gelecek.
Aslında Mehmet Şimşek defalarca cümle arasında bunlardan bahsetti. Şimdilik sizlerden sadece seçimde yine oy vermenizi bekliyorlar. Ama bu sefer iktidara oy verseniz de vermeseniz de durum değişmeyecek. Büyük fatura mecburen ödenecekti.
Bu grafikte gördüğünüz fark kapanmadan bu politikadan dönüş kimse beklemesin.
Muhtemelen seçim sonrası yeni faiz artırımları ve yeni vergiler de gelecektir. Hatta yeni kamu zamları da çok yüksek olacaktır. Buna mecburuz…
O tren 2023 Mayıs seçimlerinde kaçtı… Bu Nass faturası ödenecektir. Geçmiş olsun…
İSRAİL’E İHRACATA DEVAM
Nisan 2022’de aylık bazda 737 milyon dolara yükselen İsrail’e ihracatımız o günden beri istikrarlı bir şekilde geriliyor. Eylül 2023’e geldiğimizde İsrail’e olan ihracatımız aylık bazda 499 milyon dolara düşmüştü.
İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırımı başladığından beri durum pek değişmedi. Yıllıklandırılmış ortalama aylık ihracat grafiğinden görüldüğü gibi İsrail’e olan ihracatımız aylık 300-400 milyon dolar bandında devam ediyor.
Hatta 2023 Aralık ayında yüzde 35 artan ihracat 2024 Ocak ayında 350 milyon dolara düştü ama bu seviye bile 2023 Ekim-Kasım aylarının üzerinde.
Demek ki neymiş? Nass ile ekonomide geldiğimiz büyük yıkım İsrail’e karşı duruş sergilememizi bile engelliyor.
Ne diyorlar? “İsrail’ ihracat dursun da ekonomi bozulup Erdoğan gitsin isteyenlere fırsat vermemek gerekir (miş).”
Erdoğan’ın iktidarı soykırımdan bile öndeymiş de haberimiz yokmuş.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025