İbrahim Kahveci
Çimento üretiminde epey iyi durumdayız. Zaten ülkemizde epey beton işi yaptık. Yollar, köprüler, tüneller...
Bir de AVM’lere epeyce beton döktük. Kuralları kesinleşmemiş, isteyenin nerede ise istediği yere AVM yaptığı bir dönem yaşadık.
Ve bitti.
Piyasa fazlası ile betona doydu.
Şimdi bir söylem epeyce gündemde: “Girdi maliyeti dövize bağlı olmayanlar zam yapmasın”.
Yani fırsatçılık olmasın isteniyor.
Diğer yandan da “serbest piyasa ekonomisi” uyguladığımızı söylüyoruz.
Serbest piyasada sistemin temeli “arz-talep” kesişmesi ile işliyor. Talebi az olan ürünü üretirsen zayıfsın demektir. Arz sıkıntısı olan ürün ise yüksek talep karşısında daha avantajlı oluyor.
Kural bu! Ama her şey kuralına göre mi işliyor. Mesela aynı AVM’de iki aynı özellikte mağazayı kiralamaya gidiyorsunuz. AVM yönetimi bir mağazaya orada olsun diye nerede ise rüşvet derecesinde kolaylıklar tanıyor. Ama yine aynı özelliklerdeki diğer mağazaya ise o diğer mağazanın maliyetini yüklüyor.
(A) mağazası gelsin diye para ver.
(B) mağazası gelince maliyeti ondan çıkar...
Genellikle gelsin diye istenen mağazalar marka olmuş, isim yapmış yabancılar.. Ek maliyet istenenler ise, markalaşmada henüz sistemi tamamlamamış yerli şirketler.
Zaten sermaye az... Zaten marka giderin yüksek. Bunun üzerine bir de yabancı markaların mağaza maliyeti üstlerine yüklenilmek isteniyor.
***
Bakın işin henüz kira boyutuna gelmedik bile. Yan yana iki mağazaya bile farklı fiyat ve kolaylıklar uygulanırken, bir de kira maliyeti durumu söz konusu.
Şimdi kendimize soralım: Beton işinin, arsa işinin ne kadarı dövize bağlı? 10-15 yıl önce yapılmış-bitmiş AVM’lerin hala kira kontratlarını dövizle yapmaları nasıl izah edilir?
Hadi dediniz ki, “Biz bu AVM’leri yabancı sermaye ile gerçekleştirdik. O nedenle kiramız dövizle olur.” İyi ama kredisi biten de dövizle kira istemiyor mu?
Elbette çözüm serbest piyasa kuralları dışına çıkarak olmamalıdır. Burada ‘Maliye Politikası’ ne işe yarıyor diye sormaz mı insan?
TL mevduatına vergi avantajı getirirken, neden dövizli kontratlara ek vergi getirilmesin?
Çözüm elbette tekel anlayışının kırılmasından geçiyor. Rekabet Kurumu neden kuruldu? Piyasa hakimleri piyasa güçlerini haksız yere kullanmasın diye...
Yan yana iki eşit mağazaya gösterilen farklı yaklaşım elbette Rekabet Kurumunun işi olacaktır. Ama biz asıl işi rekabet avantajlarını çeşitlendirerek açabiliriz.
AVM’lerde belirli süre aralığında otoparklar ücretsiz olacak değil mi? Yasa öyle diyor ama gidin bir AVM otoparkına... Mesela Ümraniye Canpark-AVM: Alışveriş fişi zorunlu. Cebimde alışveriş yapmış olmama rağmen örnek olsun diye ödediğim otopark fişini taşıyorum. Kendilerine de söyledim ama “Umurumuzda değil” dediler.
Bu kuralsızlık çok yaygın. Bir çok AVM “Güç bende” diyor.
Aynı gemide oldukları müşteri kitlesini ayrımcılıkla-çıkarcılıkla yönetiyorlar.
Kısa vadeli düşünüyorlar.
Kazanmak değil, kaybetmemek üzerine planlılar.
Böyle olunca da uzun süreli yolculukta elbette zorlanılıyor.
Nasıl aşacağız betona bile dolarla istenme sorununu?
Öncelikle kamu buna örnek olacak. Kamu önderlik edecek. Kamu denetleyecek ve yaptırımlarla, caydırıcılıkla sorunu çözecek.
Aynı zamanda alternatif kolaylıklar önerecek. Cadde mağazacılığı özendirilecek belki de... Hani belediyeler seçim öncesi kaldırım işlerine başladılar ya... Şimdi tam zamanı: Caddeler bedava otopark olmak yerine, yürüme ve alışveriş merkezleri olacak.
Yıllar önce bir TV programında Belediyelere şöyle seslenmiştim: “Artık araba yolu yapmayın. Yaya ve yürüme yolu yapın. Yürüyecek ne yol var, ne de kaldırım.”
Bu konuda epey yerde ilerleme kaydediliyor.
Umarım bir bütün olarak sorunu ele alıp, beton kirasını bile dolarla belirleyen ülke olmaktan çıkacak adımları atarız. Umarım geniş yelpazede bir çözüm modeli oluşturabiliriz.
Yoksa, ‘kendi yurdunda garipsin’ diyerek yerli üretimi bir kez daha baltalamış oluruz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025