İbrahim Kahveci
Bu hafta fakirliğimizin resmi verileri hakkında yazılar yazıyorum. Dolar bazında kişi başına gelire baktığımızda YEP 2020 yılı gelirini (şu anki kur sabit kalsa bile) 8.185 dolar olarak öngörüyor. IMF ise bu tahmini iyimse bulmuş ve Türkiye’de 2020 yılı kişi başına geliri 7.720 dolar olarak açıklamıştır.
Biz Yep-Yeni Ekonomi Program’ını (YEP) esas alalım.
Buna göre 2020 yılı kişi başına gelir 2004 yılının gerisine düşüyor. Mutlak olarak değil ama bugünkü değer olarak bu gerileme yaşanıyor.
Şöyle izah edelim: 2004 yılı KBG 6.021$ ediyor ama bu değerin ABD enflasyonundan arındırılmış bugünkü karşılığı 8.296$ etmektedir. Bu değer ise 8.185$ olarak öngörülen 2020 yılından daha fazladır.
Gerçekten 2004 yılından fakir miyiz? Elbette hayır. Yurtdışı açısından evet fakiriz ama yurtiçi açısından öyle değil.
TL bazında sabit fiyatlarla baktığımızda durumu görüyoruz. 2004 yılında kişi başına 12.671 TL olan gelirimiz 2019 yılında 21.461 TL’ye çoktan çıkmış bile.
Burada sorun siyasetin sürekli dolar bazında “Türkiye’yi 3 kat büyüttük” gerçek olmayan söyleminden geliyor. Türkiye 2002-2019 arasında reel fiyatlarla %140 büyümüş görülmektedir. Aynı dönemde de kişi başına gelir %92,03 artmıştır.
Dolar bazında 2004’ten fakiriz ama TL bazında çok daha zenginiz. Buradaki TL elbette enflasyondan arındırılmış reel TL’dir.
***
İyi ama bu söylemin arkasındaki veriler de ne kadar gerçektir? İşte asıl soru burada yatıyor.
Gelin bugün bu sanal zenginliğe eğilelim.
2016 yılında GYSH revize ediliyor. Resmi kayıtlara dayalı yeni bir hesap sistemine geçildiği açıklanıyor. Bu elbette daha doğru bir yöntemdir.
Ama o da ne?
GSYH revizyonu ile 2015 yılında eski seri ile yeni seri arasında %19,8 fark oluşurken 2014 yılında bu fark %16,9’a düşüyor. 2013 yılında fark %15,5 ve 2012 yılında %10,8 oluyor. Eski yıllara gittikçe düşen revizyon farkı, Ak Parti öncesinde yüzde 2,5’lere geriliyor.
Nasıl oluyor da revizyon tam da AK Parti döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile “Patinaj yapıyoruz” dediği dönemleri kâğıt üzerinde uçuruyor?
Olayı şimdi tersten izah edelim.
2015 revizyon oranını serinin başladığı 1998 yılına uygularsak toplam GSYH 332,6 milyar dolar ediyor. O dönem 62,5 milyon nüfusa böldüğümüzde de kişi başına dolar geliri 5.325 $ seviyesine ulaşıyor.
Şimdi sıkı durun: 1998 yılındaki 5.325 doların 2020 karşılığı ne ediyor? Hemen söyleyelim: Tam 8.500 $. Yani revizyon doğru gitseydi dolar bazında 1998 yılından bile fakir duruma geliyorduk.
Allahtan kalem kâğıt var ve sanal zenginlik yaratabiliyoruz. Ve meydanlarda da Millete bunu satabiliyoruz.
***
Şimdi gelelim şu TL bazında büyüme hikayemize;
2016 yılı ilk 6 ayında tüketilen elektrik 133.292.804 MWH.
2020 yılı ilk 6 ayında tüketilen elektrik 135.425.585 MWH
4 yıl içinde elektrik tüketimi sadece yüzde 1,6 artmış.
Elektrik tüketiminde 3 büyük kesim var: Meskenler, hizmet sektörü ve sanayi. Meskenler ve hizmet sektöründe ekonomiden bağımsız bir tüketim artışı vardır. O zaman nasıl oluyor da 4 yılda elektrik tüketimi sadece yüzde 1,6 artabiliyor?
2016 yılı ilk 6 ayında ülkemizde çalışan sayısı 27 milyon 147 kişidir.
2020 yılı ilk 6 ayında ülkemizde çalışan sayısı 26 milyon 359 bin kişidir.
Çalışan sayısının 788 bin, ya da yüzde 2,9 azaldığı bir yerde ekonomik büyümeden bahsedilebilir mi? Elektrik tüketiminin de mesken ve hizmet sektörü dışında azaldığı bir yerde büyümeden bahsedilebilir mi?
Evet, TÜİK verilerine göre 2020 yılı ilk 6 ayında sabit TL fiyatlara göre 2016 yılı ilk 6 ayına göre tam 6,5 büyüme olmuş.
Çalışmıyoruz, elektrik tüketmiyoruz ama ekonomik büyüme sağlayabiliyoruz.
Gerçekten MUCİZE bir iş.
Kâğıt kalem ile mucizeler yaratıyor ve sonra da o mucizeleri yönetici siyasilerimizin konuşmalarına malzeme edebiliyoruz.
İyi ama kendimize şunu soralım: Gerçekten ekonomik durumumuz ve gelecek umudumuz eskiye göre daha mı iyi?
Tabii burada bir noktayı daha ekleyelim: Büyüme dediğimiz dönemde de kullandığımız devasa yabancı sermayeyi hesaba katmalıyız. İşte o zaman gerçekler ortaya çıkıyor.
Aslında biz sanal bir kumar oynamış ve oyunu kaybetmiş bir Milletiz. Şimdi de o kumar borcu ödemesini Millete “Yerli ve Milli” söylemler ile satıyoruz.
Hepimize kolay gelsin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025