İbrahim Karagül
11-11-1918, Saat 11:00..
Tam yüz yıl önce bu zamanda Paris’te bir masa kurulur ve o zamana kadar dünyanın en büyük savaşı olan, dünyayı ezip yok eden, milyonlarca ölüme yol açan, bazı devletleri haritadan silen, bazı ulusları siyasi tarihin dışına iten, yeni bir küresel düzen kurulmasına yol açan savaş ateşkesle sona erdirilir.
Birinci Dünya Savaşı’na son veren bu anlaşma aslında “Avrupa İç Savaşı”na son vermiştir. Çok geçmeden yeni bir “Avrupa iç savaşı” başlayacak, adına İkinci Dünya Savaşı denilecektir. Ama bu ikinci savaş, bugünkü küresel düzen itibariyle, sistemik değişikliğe yol açmayacak, küresel güç denklemini daha da tahkim edip kaldığı yerden devam ettirecektir.
“Avrupa için savaşın sonu, bizim için imha projesiydi”
Yüz yıl önce Paris’te kurulan masa, “Avrupa için savaşın sonu, bizim için imha” masasıydı. Osmanlı’nın siyasal anlamda yok edilmesi, Türklerin Anadolu dışına sürülmesi, Müslümanların tarih dışına itilmesi kararlaştırılmıştı.
Atlantik’ten Pasifik kıyılarına kadar uzanan geniş bir coğrafyanın talan edilmesi, siyasi haritadan çıkarılması, Selçuklular’la başlayıp, Anadolu üzerinden Avrupa’ya yönelen, Viyana kapılarında durdurulan siyasi gücün bütün coğrafyadan tasfiye edilmesi kararlaştırılmıştı.
Haçlı Savaşları’ndan sonraki en büyük yıkım: O da bir Haçlı saldırısıydı
Bütün “coğrafyamız” işgal edilmiş, talan edilmiş, paylaşılmış, aşağılanmış, tarihin en büyük ganimet harekâtı yürütülmüştür. Kuzey Afrika’dan Basra Körfezi’ne, Kudüs’ten Medine’ye, Orta Afrika ve Balkanlar’dan Ön Asya’ya kadar yüzlerce yıllık siyasi ve kültürel varlık büyük bir yıkıma uğratılmıştır.
Topraklar bölünmüş, toplumlar bölünmüş, kukla rejimler ve yapay siyasi kimlikler üretilmiş, zihinler ve kalpler darmadağın edilmiştir. En son, coğrafyanın kalbi, siyasi iktidar alanının kalbi Anadolu dört koldan işgal edilmeye çalışılmıştır. İşte bu nokta, bizim hem coğrafyadan hem tarihten “sürülmemiz” projesidir.
Bu topraklar, bu coğrafya Haçlılar’dan sonraki en büyük kıyımı yaşamıştır. Çünkü yapılan yeni bir Haçlı Seferi, Haçlı Savaşları’nın intikamı olarak planlanmıştır.
“İç Kale’ye” çekilip bugünleri bekledik..
Basra’dan Yemen’e, Kudüs’ten Medine’ye, Kanal’dan Bakü’ye, Bağdat’tan Şam’a, Çanakkale’den Kûtu’l-Amâre’ye, bir milletin bütün Batılı istilâya karşı aziz direnişi, en son “İç Kale”ye, Anadolu’ya çekilmesiyle sonuçlanmıştır.
İmha planı büyük oranda amacına ulaşmıştı. Ama onlar; Haçlı Savaşları’ndan sonra da, Moğol istilâsından sonra da direnişin yeniden Anadolu’da başladığını, üçüncü kez yeniden bu topraklarda başlayacağını gözardı etmişler, vesayet altına aldıkları bu ülkeyi kontrol ederek söz konusu “tehlike”yi önleyeceklerini düşünmüşlerdi.
Yüz yıl devam eden sabır..
Yanıldılar.. Çünkü Anadolu direnişi, Son Kale’nin direnişi Paris’teki “İmha Projesi”nden hemen sonra başlamıştı bile. Yine yalnız, yine onurlu bir mücadele Anadolu’dan yükseliyordu. İlk hedef bu toprakları korumak, tarihi burada dondurmaktı. Biz tarihi dondurduk, onlar bizi yönettiklerine inandı. Ve böyle bir yüz yıl geçti. Aslında Birinci Dünya Savaşı bitmemişti, devam ediyordu, bugün hâlâ devam ediyor. Sadece biz yüz yıldır sabrediyorduk. Zihnimizi dondurduk, ufkumuzu dondurduk, heyecanımızı ve hedeflerimizi dondurduk.
Şimdi uyandık. Son yirmi yıldır, tarihi kodlarımızı, zihin kodlarımızı, coğrafya hatıralarımızı yeniden keşfedip bugüne çağırmamızın anlamı işte bu büyük hesaplaşmadır. Kurucu akıl, siyasi genetik, coğrafya inşa etme gücü yeniden harekete geçmiştir ve nihaî hesaplaşma dönemine girilmiştir.
O masa yeniden kuruldu: FETÖ, PKK, DEAŞ üzerimize salındı..
İşte Birinci Dünya Savaşı’nı bu hesaplaşmanın sonucu belirleyecektir.
Bu yüzden, aslında Soğuk Savaş’tan hemen sonra o “Masa”yı yeniden kurdular. Bir kez daha Anadolu’dan sürmek için kararlar aldılar, bir kez daha tarih dışına itmeye ve bir gücün uyanışını ve yükselişini önlemeye çalıştılar.
PKK, FETÖ, DEAŞ ve irili ufaklı terör örgütleriyle “iç işgalciler” bu amaçla sahaya sürüldü. Yıllarca üzerine yatırım yaptıkları ne kadar, kaç çeşit siyasi kimliğe sahip çevre varsa uyandırılıp harekete geçirildi. 15 Temmuz bu hesaplaşmanın en ağır saldırısıydı, Anadolu’yu paramparça etme girişimiydi.
Nihaî hesaplaşma bugün hem içeride hem coğrafyada devam ediyor. İçeride ikame yapılara yatırım yaparlarken bölgede “Türkiye’yi Durdurma” ekseni, cephesi inşa ediyorlar.
Mustafa Kemal ve Erdoğan: Kuruluş ve yükseliş dönemi..
Ama “Acımasız Direniş” başladı bir kere, geri döndürülemez, durdurulamaz. Çünkü tarih döndü, bu ülke için yeni yükseliş dönemi başladı. İstiklâl Savaşı nasıl bir direnişse, bugünkü hesaplaşma yükseliş mücadelesidir. Mustafa Kemal nasıl kurucu öncüyse, Erdoğan yükseliş dönemi öncüsüdür. Bu sözleri öyle küçük cümlelerle, ezberlerle, önyargı ve kabullerle tartmayın. Türkiye’ye, coğrafyaya, dünyaya ve tarihe bakın, anlayacaksınız.
Paris’te kurulan imha masası Paris’te dağıtıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan; Paris’teki savaşa son veren anlaşmanın yüzüncü yıldönümüne, yok edilmiş bir devletin mirasçısı olarak gitmedi. Yüz yıldır devam eden bir hesaplaşmanın muzaffer öncüsü olarak gitti. “Siz yıkmaya, yok etmeye çalıştınız biz her zamankinden güçlüyüz mesajı”dır bu.
Bu, yüzyıllık sabrın zaferidir. Bu, 21. yüzyılda yeniden kurulan imha masasının dağıtılmasıdır. Bu, terörle, ekonomik saldırılarla, iç operasyonlarla, Suriye’den kuşatmayla, yeni bölgesel denklem kurmayla bu ülkeyi durdurma umutlarının suya düşmesidir.
Onların çöküşü, Türkiye’nin “Üçüncü Yükseliş”i başladı: En üst siyasi kimlik budur..
Neye inanırsanız inanın yükseliş dönemi Türkiye’sini kavramaya çalışın. “Türkiye’yi durdurma” planı yapanlara karşı çok güçlü bir “Türkiye Ekseni” inşa edilmiştir, yüzlerce yıllık siyasi akıl kendi havzasına dönmüştür. Hangi siyasi çevreden, hangi kimlikten olursanız olun, bu ülkede bundan daha büyük bir siyasi kimlik, hesap, amaç yoktur. Bundan daha bilge, daha derin bir duruş yoktur.
Bugün onlar “Üçüncü Avrupa İç Savaşı”na doğru sürüklenirken Türkiye Atlantik kıyılarından Pasifik Okyanusu’na uzanan geniş coğrafyanın en etkin siyasi dili olmuştur. Onlar gerileyip çökme dönemine girerken Türkiye “Üçüncü Yükseliş Dönemi”ne çoktan girmiştir. Mesele budur… Bunu anlayamayanlar tarih dışına savrulacaktır.
Herkes durduğu yeri gözden geçirsin!
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021